Dünya çapında yaşanan felaketlerin boyutunun ve sayısının artması, hükmetlerin küresel ısınma tehdidi karşısında gereken adımları bir türlü atamaması bilim insanlarını ve girişimcileri farklı çözümler bulmaya itiyor. Tohum fırlatan drone’lar, bu çözümlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Gelin bu teknolojiye biraz daha yakından bakalım.

İngiliz Kraliyet Topçuları’na ait bir drone. İngiltere, Mayıs 1962

Nedir Bu Drone’lar?

Drone’ların ilk ortaya çıkışı, sandığımızdan çok daha eskiye, 1800’lerin ortasına dayanıyor. İlk çıkış amaçları ise daha çok ülkeler arası ajanlık, gözetleme ve savunma gibi askeri faaliyetler içindi. Günümüzde drone’lar farklı amaçlara hizmet eden bir ürün olmakla birlikte, milyar dolarları aşan bir pazar haline geldi. 2025 yılına kadar satışların 63,6 milyar doları aşması bekleniyor. İşte bu küçük ama inanılmaz derecede işlevsel olan arkadaşlarımız, gezegenimiz için de bir umut olabilir. 

En Uygun Adaylar Drone’lar Olabilir Mi?

Dünya çapında, yılda yaklaşık 10 milyar ağaç kaybediyoruz. Tohum ekimi yapan Amerika merkezli Droneseed isimli şirketin açıkladığı rakamlara göre 1990’lardan bu yana, Dünya genelinde 300 milyon dönümlük arazi gerek ticari amaçlar, gerekse doğal afetler sebebiyle ormansızlaştırıldı. Bu alan, Peru’nun yüzölçümü kadar bir alana tekabül ediyor. Bu alanın tekrar yeşillendirilip, çevreye kazandırılması için harcanması gereken rakam 100 milyar dolar civarında. Drone’lar ise bu noktada daha ucuz ve pratik bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.

Paintball silahı misali atış yapan bir drone. Bu atış sayesinde tohum topu engelleri aşarak toprağın zeminine ulaşıyor.

Atmosferimizdeki karbon artışı ve iklimsel değişiklik her geçen gün daha da hızlanırken, kaybettiğimiz ağaçların bulunduğu bölgeleri tekrar yeşillendirerek, iklimsel değişimin daha stabil ve sağlıklı bir noktaya getirilmesi hedefleniyor. Ancak geleneksel yollarla dikim yapılarak bu amacın kısa sürede gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. Dikim yapacak işçilerin tutulması, organize edilmesi oldukça maliyetli bir süreç. Droneseed’in araştırmalarına istinaden, kalifiye bir işçinin günde 800 fidan (yaklaşık 2 dönüm) diktiği tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra dik ve zorlu araziler dikime elverişsiz olduğu için fidan ekim işlemi oldukça kısıtlı bir alanda yapılabiliyor. Droneseed’in geliştirdiği yöntem ile aynı anda birden fazla drone tek bir operatör tarafından yönetilebiliyor. Belirlenen alana farklı türdeki tohumlar ekilebiliyor. Böylelikle istenen biyoçeşitlilik de sağlanmış oluyor. Arazi istediği kadar eğimli ve zorlu olsun, drone’ların yoluna hiçbir şey çıkamıyor!

Yapay zekâ ve otomasyon teknolojisinin yardımıyla drone’lara, tohum atışı yapılacak arazinin haritası yükleniyor. Belirlenen alana atışı yapılacak olan tohum topları, drone’nun haznesine yerleştiriliyor ve uçuş başlıyor. Tohum topları, doğada çözünebilen malzeme ile kaplı olup, içerisinde tohumların hızlıca yeşermesini sağlayacak doğal malzemeler barındırıyor.

Tohum topu içeriğinde; kil, mineral, orman toprağı, tohum, su tutucu materyaller ve gübre bulunuyor. Tohumların özel olarak hazırlanan karışımla kaplanması ile soğuk, aşırı sıcak, rüzgar, orman canlılarının tohumu yemesi gibi olumsuz şartlardan korunmaları sağlanmaktadır.

Dünyada Önde Gelen Kuruluşlar:

2014 yılında İngiltere, Oxford’da kurulmuş olan Dendra isimli şirket bu konu için oldukça iddialı çalışmalar yürütüyor. Gen 3 teknolojisi ismini verdikleri drone’ları ile her gün on binlerce tohum serpiştirmek için uçuşlarını gerçekleştiriyor. Sadece tek bir drone, 1 günde 300 hektarlık (400 futbol sahası) alan için veri toplayabiliyor. 700 kg kadar yük taşıyabilen bu muhteşem cihazlar her gün 60 hektarlık alanı tohumlayabiliyor. Dendra, Droneseed’in aksine, tohum ekme işlemini serpiştirme yöntemi ile yapıyor ve hedefleri 500 milyar ağacın yetişmesini sağlamak.

Türkiye’de Drone ile Tohumlama: Ecording

Türkiye’de, drone ile tohum atışı yapılması konusunda ise gözümüze Ecording isimli şirket çarpıyor. 2017 yılında Mert Karslıoğlu tarafından kurulmuş olan şirket günümüzde farklı sektörlerden kırkın üzerinde marka ile iş birliği yapıyor. Ekimini gerçekleştirdikleri tohum toplarını, ekim yapılan kırsal bölgelerde iklim değişiminden etkilenerek işlerini kaybeden kadınlar üretiyor ve Ecording direkt kendilerinden satın alıyor. Böylece hem iklim krizi ile mücadele ediyorlar, hem de istihdam alanı yaratıyorlar. Ekimi yapılacak ağaç türleri, arazinin toprak yapısı, iklim koşulları ve ekosistemi uzmanlarla birlikte gözlemlenerek dikkatle seçiliyor.

Ecording, tohum atışı yaptıkları 5 farklı bölgedeki incelemeleri neticesinde, 6 farklı tohum türü için ortalama %36 oranında çimlenme gözlemlemiş. Söz konusu çimlenme oranları; çalışma sahası, kullanılan tohum türü ve ekim zamanı gibi faktörlere göre değişiklik gösteriyor. Bu oranlar minimum %9, maksimum %62 oranları arasında seyrediyor.

Gezegenimiz ve içinde yaşayan tüm canlılar için büyük bir potansiyel taşıyan drone’ların serüvenini ve gelecek kültürlerimize etkisini hep birlikte göreceğiz. Umarız aydınlatıcı ve merak uyandırıcı detaylara değinmişizdir. Başka yazılarda görüşmek dileğiyle!

Kaynak: EconomicForum, Mashable

Yazar: Zeynep Ebrar Çelik

Editör: Filiz Kırmızıoğlu

Share:

administrator

Günümüzde gelişmesine tanık olduğumuz teknolojilerin gelecekteki kültürel çıktılarını araştırır; bilgi, deneyim ve ilham paylaşımı için çabalar.