Geleneksel enerji kaynaklarınının kullanımı bizi başta iklim değişikliği olmak üzere birçok sorunla baş başa bırakırken yenilenebilir enerji kaynakları gelecekte canlılığın devamlılığı için büyük önem taşıyor. Sitemizde sıklıkla bahsettiğimiz yenilenebilir enerji kaynaklarını gelecekte neler beklediğine birlikte göz atalım. 

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) güneş, rüzgar ve hidroelektrik projelerinin dört yıl içinde en hızlı şekilde yayıldığını tespit eden Yenilenebilir 2020 raporu geleceğin, yenilenebilir enerji kullanımında var olabileceği argümanını ortaya koyuyor. 

Günümüzden %35 Daha Ucuz Solar Enerji 

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları üretilen elektriğin %26’sını oluşturuyor. IEA ise bu rakamın 2024 yılına kadar %30’a ulaşmasını bekliyor. Bu kapsamda dünyadaki güneş enerjisi kapasitesinin 600 gigawatt (GW) artacağı öngörülüyor. Zihinlerde daha iyi canladırmak gerekirse bu öngörü, Türkiye’nin kurulu toplam elektrik kapasitesine eş değer olacağı anlamını taşıyor. Genel olarak yenilenebilir elektriğin 2024 yılına kadar 1200 GW büyüyeceği tahminler arasında. Bu rakam ise ABD’nin toplam elektrik kapasitesine eş değer nitelik taşıyor. 

Yenilenebilir Enerji

Güneş Enerjisi Fiyatları Günümüzden %35 Daha Ucuz Olacak

Güneş ışığından enerji elde edilmesi basitçe şu şekilde gerçekleşiyor: Güneş ışığındaki enerjinin güneş panellerine yansıması sonucunda PV hücreleri (güneş enerjisini doğrudan elektriğe dönüştüren yarı iletken maddeler) tarafından emilen enerji, hücredeki dahili bir elektrik alanına tepki olarak hareket eder. Bu aktiflik, elektriğin akmasına neden olan elektrik yükleri yaratır. 

Dünyanın dört bir yanında güneş enerjisine yatırım sürüyor. Endüstri uzmanları, ABD’nin 2023 yılına kadar güneş enerjisi kurulumlarını ikiye katlayarak dört milyona çıkaracağını tahmin ediyor. Birleşik Krallık bir önceki yıla kıyasla %2 artışla bir milyonun üzerinde güneş paneli kurulumu gerçekleştirdi. Avustralya aynı yıl iki milyon güneş enerjisi kurulumu sağladı. Bu artan yatırımın en büyük nedeni olarak panelleri kurmak için gerekli olan fiyatların düşmesi gösteriliyor.

İklim değişikliğinin finansal piyasalar üzerindeki etkisini araştıran kuruluş Carbon Tracker, kömüre dayalı gücün %72’sinin 2040 yılına kadar küresel olarak kârsız hale geleceğini tahmin ediyor. Eş zamanlı olarak PV tabanlı güneş enerjisinin maliyeti 2018’den bu yana %13 azalma gösteriyor.

IEA raporu, güneş enerjisinin öngörülen yenilenebilir enerjinin %60’ını oluşturacağını ortaya koyuyor. Bunun temel sebebi erişebilirlik olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz altı senelik dönem karşılaştırıldığında, güneş enerjisinin büyümesi iki katından fazla artış gösterdi. Güneş enerjisi maliyetinin 2024 yılına kadar %15 ilâ %35 oranında düşmesinin son on yılın ikinci yarısında daha fazla büyümeyi teşvik etmesi bekleniyor.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Geleceği: Güneş Enerjisi Teknolojisinin Potansiyel Kapasitesi

Güneş enerjisi mevcut yapısıyla kullanımını herkes için mümkün kılıyor. Gerek güneşin deviniminde belirsizliğe yer olmaması gerekse panel kurulumunun kolaylığı tercih edilebilirliğini artıran başlıca etkenlerden. Konut güneş enerjisinin 2018’de 58 GW iken 2024’e kadar 142 GW’a çıkması bekleniyor. Yıllık kapasite ilavelerinin ise 2024’e kadar üç kattan fazla artarak 20 GW’ın üzerine çıkması bekleniyor. 2024 yılına gelindiğinde ülke bazında ele alacak olursak; Avustralya, Belçika, Hollanda ve Avusturya’da kişi başına en güçlü büyüme bekleniyor. 

Güneş enerjisi tesislerinin uzun vadeli çalışma planları ise şöyle: Gündüz elektriği depolayıp gece çalıştırarak değişkenlik oranlarını düşürmeye devam etmek. Bununla birlikte, gelişmiş güneş enerjisi santralleri daha yüksek DC / AC oranlarında çalışacak. Bu da daha uzun süreler için daha tutarlı hizmet sunacakları anlamına geliyor.

Ticari ve konut binaları, güneş ışığının az olduğu dönemlerde bile tam kapasite çalışmaya devam edecek. Güneş ışığı toplama ve elektrik üretimi arasındaki boşlukları kapatma girişiminin, sakinleri ve şirketleri güneş enerjisi hareketine katılmaya teşvik etmesi planlanıyor. Buradan yola çıkarak hükûmetlerin teşvik ve ücretlendirme planlarının yanı sıra etkili düzenleme politikaları geliştirmesi ve uygulaması gerektiği sonucuna varabiliriz. Ticari ve endüstriyel güneş enerjisi kapasitesinin, 2018’deki 150 GW’dan 2024’te 377 GW’a çıkacağı ve Çin’in en büyük büyüme pazarı olacağı diğer tahminler arasında yerini alıyor. Neden Çin derseniz, güneş enerjisinin diğer ülkelere oranla daha ucuz olması kendisini lider konuma taşımaya devam ediyor.

yenilenebilir enerji

Rüzgar Enerjisi Kapasitesinde %57 Artış Öngörülüyor

Karadaki rüzgar kapasitesinin 2024’e kadar %57 artarak 850 GW’a çıkması bekleniyor. Yenilenebilir rüzgar enerjisine gelişme hızı ve rekabetçi ihalelere bir politika geçişi nedeniyle ABD ve Çin öncülük edecek gibi görünüyor. Açık deniz rüzgar kapasitesinin 2024 yılına kadar neredeyse üç kat artarak 65 GW’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu veri toplam dünya rüzgar üretiminin neredeyse %10’unu temsil ediyor. AB, öngörülen süre boyunca küresel açık deniz rüzgar kapasitesi genişlemesinin yarısını oluştururken ülke bazında Çin, geliştirmede 12,5 GW ile dağıtıma öncülük ediyor.

Japonya Yenilenebilir Enerji Teknolojilerine Yatırım Yapıyor

Japonya 2011’de Fukuşima’da meydana gelen nükleer felaketin neticesinde yatırımlarını sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjilere yaparak benzer bir felaketin yeniden yaşanmamasına yönelik adımlar atıyor. Buradan yola çıkarak açık deniz türbinleri kurma fikrini deniyor. Marubeni şirketi kısa süre önce kuzey Japonya’da her bir çiftliğin 140 MW güç üretebilecek açık deniz çiftlikleri inşa etmesi için bir proje anlaşması imzaladı.

Hidroelektrik Kapasitesinde %9 Artış Öngörülüyor

Hidroelektrik santraller basitçe, düşen suyun enerjisiyle elektrik üretir. Türbin, düşen suyun kinetik enerjisini mekanik enerjiye dönüştürdükten sonra jeneratör ise türbinden gelen mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürür.

IEA’ya raporlarına göre hidroelektrik, 2024’te dünyanın birincil yenilenebilir enerji kaynağı olmaya devam edecek. Gelelim potansiyel kapasitelere: öngörülen süre içerisinde Çin, Hindistan ve Brezilya %9 (121 GW) için artış bekleniyor. 6,2 GW Büyük Rönesans projesi ile Etiyopya ve 16 GW Wudongde ve 10 GW Baihetan projeleri olmak üzere Çin, küresel büyümenin %25’inin karşılayacak üç büyük projeyi karşımıza çıkarıyor.

Belirttiğimiz gibi en büyük pazarlardan ikisi olan Çin ve Brezilya’da yavaşlama gözleniyor. Buna neden olan sebepler ise büyüme, sınırlı kalan ekonomik alanlar, sosyal ve çevresel etkileri ele almak için yapılan ekstra harcamalar sonucunda artan yatırım maliyetleri gösteriliyor.

Jeotermal Kapasitede %28 Artış Öngörülüyor

Jeotermal enerji üretebilmek, yüksek basınçlı bir kuyu aracılığıyla yeraltından sıcak su pompalanmasıyla mümkün oluyor. Su yüzeye ulaştığında basınç düşüyor. Suyun buhara dönüşmesiyle jeneratöre bağlı olan bir türbini döndürüyor. Buhar bir soğutma kulesinde soğuyup yeniden suya yoğunlaşıyor. Soğutulan su, süreci yeniden başlatmak için Dünya’ya geri pompalanıyor. 

Beklenenin gerçekleşmesi halinde, ABD jeotermal ısı pompaları pazarı verimli ısıtma çözümlerine olan talep arttıkça 2024 yılına kadar 2 milyar doları aşacak. Geliştirilen bina yönetmeliklerinin ticari ve konut amaçlı gayrimenkullerde yenilenebilir ısıtma ve elektrik sistemlerine geçişi teşvik etmesi planlanıyor. 

Asya’nın küresel genişlemenin üçte birinden, özellikle Endonezya ve Filipinler’den sorumlu olacağı tahmin ediliyor. Jeotermal kapasitesi beklenen süre içerisinde İzlanda’nın kapasitesini geride bırakması planlanan Kenya ile birlikte jeotermal enerjinin %28 artarak 2024 yılına kadar 18 GW’a ulaşması bekleniyor.

Yenilenebilir Enerji Geleceğimizi İnşa Edecek 

“Bu yenilenebilir enerji için çok önemli bir zaman. Güneş ve rüzgar gibi teknolojiler, küresel enerji sisteminde gerçekleşen dönüşümlerin merkezinde yer alıyor. Sürdürülebilir enerjilerin artan dağıtımları, sera gazı emisyonlarıyla mücadele, hava kirliliğini azaltma ve enerji erişimini genişletme çabaları için çok önemli.”

IEA Yönetici Direktörü Fatih Birol

Yenilenebilir enerjilerin yaygınlaşması, fosil yakıtların yarattığı yıkıcı etkilerin önüne geçerek temiz bir gelecek inşasına katkı sağlama potansiyeline fazlasıyla sahip. Gündelik hayatlarımıza yakın gelecekte yer edinmelerini umduğumuz bu teknolojiler sizce çevre sorunlarına çözüm olabilir mi?

Kaynak: earth.org

Share:

administrator

1996 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde gördüğü lisans eğitiminden sonra odağını gıdaya çeviren Elif, Mutfak Sanatları Akademisi Profesyonel Aşçılık mezunu ve Anadolu Üniversitesi Tarım Teknolojileri öğrencisi. Merakının izinde farkındalığını besleyecek her türlü konuya olan ilgisiyle anlamlı bir gelecek inşasına katkıda bulunmaya çalışıyor.