Covid-19 salgını ile birlikte sosyal mesafeyi korumamız gerektiği bu günlerde, özel araçlara olan ilgi ve talep yükseldi. Bu taleple beraber trafiğe çıkan araç sayısı her gün artarken yeterli altyapıya sahip olmayan şehirlerde bu yoğunluk trafik oluşumuna sebep oluyor. Trafiğin yoğunlaşması ile de beraber sürücülerin dikkatsiz davranışları fazlalaşıyor ve güvenli sürüş tekniklerine gösterdikleri özen azalma eğilimi gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı verilere bakıldığında dünya genelinde her yıl yaklaşık 1 milyon 350 bin insanın trafik kazalarında can verdiği görülüyor. Ülkemizde ise karayolu ağlarında 2018 yılında toplam 1 milyon 229 bin 364 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazalar sonucunda her sene yaklaşık 10 bin vatandaşımızın hayatını kaybediyor.

Ekonominin %3’ü Yok Oluyor

[tooltip tip=”Dünya Sağlık Örgütü”]DSÖ[/tooltip] verileri incelendiğinde her yıl gerçekleşen trafik kazalarının ülke ekonomisine verdiği zararın göz ardı edilemeyecek seviyelere ulaştığı görülüyor. Sene içerisinde gerçekleşen trafik kazalarının maddi zararı, ülkenin o seneki [tooltip tip=”Gayri safi yurt içi hasıla”]GSYİH[/tooltip]’nın yaklaşık %3‘üne denk geliyor. Bu büyük ekonomiler için değerlendirildiğinde uzun vadede hedeflediği büyümelere ulaşmasında büyük bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Trafik kazalarının önüne geçebilmek için birçok devlet sosyal sorumluluk projeleri, kamu spotları ve bilgilendirici eğitimler veriyor.

Yayınlandığı 2014 yılında büyük ilgi çeken Yeni Zelanda trafik kamu spotu.

Otonom Araçlar Çözüm mü?

DSÖ Yaralanma ve Şiddet Önleme Bölümü Direktörü Dr. Etienne Krug, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında şu anda, küçük çocukları ve yetişkinleri öldüren şeyin trafik kazaları olduğunu belirtti. DSÖ’nün verilerine göre trafik kazalarında en çok kayıp 5-29 yaş aralığında gerçekleşiyor. Krug, uluslararası otomobil fuarlarında yer almaya başlayan insansız taşıtların gelecekte trafik kazalarına çözüm getirip getirmeyeceği yönündeki bir soru üzerine ise ;

“Gerçekçi olmak gerekirse gelecek 15-20 yılda trafik kazalarının önlenmesinde insansız taşıtların bir çözüm olacağını düşünmüyorum.”

Otonom araçlar, günümüzde popülerliğini artırmaya ve orta sınıf kullanıcının erişebileceği fiyat bandlarına inmeye başlamış olsa da trafiğe çıkan her aracın otonom olması önümüzdeki birkaç yıldan uzun süreceğe benziyor.

Sahip olduğunuz aracın modeline veya sınıfına bakmazsızın size güvenli sürüş deneyimi sunmayı hedefleyen halihazırda piyasada birçok uygulama bulunuyor. Erken uyarı sistemleri, çarpışma önleyeci sensörler, sürücünün sürüş sırasındaki dikkatini ölçen çeşitli uygulamalar ile daha güvenli bir sürüş mümkün.

Wavyn 

2018 yılında California’da kurulan Wavyn isimli girişim, geliştirdiği uygulama ile trafik kazalarını azaltabileceğini iddia ediyor. Şirketin kurucusu ve aktif Ceo’su olan Rafael Marañón, araç sahiplerinin hiçbir ek masraf yapmalarına gerek olmadan sadece telefonlarına indirecekleri Wavyn uygulaması ile birçok ufak çaplı kazanın önlenebileceğine inanıyor. Yüklü olduğu telefonun hareket ve kamera sensörlerini kullanan Wavyn, yapay zekâ destekli algoritması sayesinde aracın etrafını yapay olarak kendi bulut sistemine kayıt ediyor ve bu sayade aracın diğer araçlar ile olan etkileşimlerini takip edebiliyor.

Wavyn’in sunduğu özellikler arasında çarpışma önleyici uyarı sistemi, hız limiti belirleme ve sürücünün telefonu kullanmasını engelleme özellikleri göze çarpıyor. Ayrıca Wavyn, kullanıcılarını uygulamalarını kullanmaya motive edebilmek için puanlama sistemi kullanıyor. Bu sistem sayesinde herhangi bir uyarı almadan bitirdiğiniz yolculuklar karşılığında Starbucks, McDonalds ve benzeri yerlerde geçerli indirim kuponları kazanıyorsunuz. Daha yeni trafiğe çıkmaya başlamış acemi şöförler için Wavyn, ebeveyn izleme özelliği sunuyor. Bu özellik sayesinde siz yolculuğunuzu yaparken ebeveyn olarak atadığınız kişi kendi telefonundan sizin yolculuğunuzu takip edebiliyor ve size uyarı ya da tavsiyelerde bulunabiliyor. Profesyonel alanda işe filo takip özelliği sunan Wavyn, şirketlere filolarını kullanan sürücülerin aylık ve yıllık sürüş puanlarını sunuyor ve sürekli tehlikeli sürüşler yapan şöförleri şirketlere şikayet ediyor.

Tüm bu özellikleri 2 paket halinde sunana Wavyn, temel çarpışma önleme ve hız limiti gibi özellikleri ücretsiz sundukları sürümde kullanıcılarla buluşturuyor. Filo takip ve ebeveyn atama gibi ekstra özellikleri ise aylık abonelik sistemi karşılığında sunuyor. Bahsedilen özellikler birçok üst sınıf ve 2015 yılı sonrası piyasaya çıkmış olan araçlarda mevcut olmasına karşın daha eski ve daha alt sınıf araç sahiplerinin daha güvenli bir sürüş deneyimine ulaşması için Wavyn, bütçe dostu ve pratik bir alternatif sunuyor.

Wavyn uygulamasının kullanımı gösteriliyor.

SaverOne

Güvenli sürüş konusunda piyasaya yeni çıkan bir diğer uygulama ise İsrailli bir şirketin geliştirdiği SaverOne. SaverOne’nın CEO’su Ori Gilboa trafikte telefon ile ilgilenmenin bir tür bağımlılık olduğunu ve bunun sürücüyü sadece uyararak önlenebilecek bir şey olmadığını savunuyor. Bu bağımlılığı ortadan kaldırmak için geliştirdikleri SaverOne bir araca takıldığında, sürücünün 20 santimetre yakınında bulunan herhangi bir telefon sadece telefon görüşmeleri veya Waze gibi [tooltip tip=”Global Positioning System; Küresel Konumlama Sistemi”]GPS[/tooltip]uygulamaları için kullanılabilir bir hale geliyor. Kabul edilecek telefon çağrılarının da önceden sisteme girilmesi gerekiyor. Kurulumu yapıldıktan sonra SaverOne, el ile kapatılmadığı sürece otomatik olarak arka planda çalışmaya devam ediyor ve telefon ile mesajlaşmanızı engelliyor. SaverOne’nın kullanıcılar tarafından tercih edilmesi için Gilboa, sigorta şirketlerinden indirim almaya çalışırken yetkililerden SaverOne ve benzeri uygulamaların yaygınlaşması için yasal düzenlemeler yapılmasını talep ediyor.

Avrupa Birliği yasa tasarısı hazırladı 

Avrupa Birliği, 2022’den itibaren araçlara üretim aşamasında mobil bir dikkat dağıtma sisteminin kurulmasını gerektiren bir yasa tasarısı hazırladı. Bu yasa ile birlikte araç üreticileri, son kullanıcıya araçlarını sunmadan önce onların güvenliğini sağlamaları için ek uygulamalara başvurmak zorunda kalacak. Bu noktada araç üreticileri kendi araçları ile entegre sistemler geliştirebilecekleri gibi Wavyn ve SaverOne gibi uygulamalardan da faydanalanabilir. Gilboa, gelecekte SaverOne gibi uygulamaların araçların değişmez birer parçası olacağına inanıyor.

Bu yıl toplam 7,5 milyon dolar yatırım toplayan SaverOne, birkaç hafta önce Bilgi Teknolojisi firması Millennium Group’un İsrail kamyon filosuna 250 sistem kurmak için ilk ticari sözleşmesini imzaladı. Bu rakamın yıl içinde 1000’i geçebileceği öngörülüyor. Şimdilik şirket İsrail pazarına, özellikle ağır araçlara veya büyük araç filosuna sahip şirketlere odaklanıyor. Ancak ileriki yıllarda dünya pazarına ve her sınıf araca entegre SaverOne üretilmesi planlanıyor. Ağır araçlarda şu an 2500-3000 dolar bandında olan ürün daha alt ve küçük araçlara uygun bir fiyat etiketi ile sunulabilir.

Araca yüklenen ek sensör ve yazılım ile SaverOne’ın tüm paketi

ABD Ulusal Karayolu Taşımacılığı Güvenlik Kurulu resmi sayıyı %9 olarak verirken, Güney Kore’de genç sürücülerin yaklaşık %18’i mobil cihazlarına bağımlı olduklarını kabul ediyor. Bu rakamlar ilk bakışta çok yüksek gibi gözükmeyebilir ancak trafikte olan bu sürücülerin yaratabileceği [tooltip tip=”Bir şeyin büyüklüğünün git gide hızlanarak artması durumu”]kartopu etkisi[/tooltip] göz önüne alındığında sürüş sırasında mobil cihaz kullanımın sınırlanması gerektiği aşikar.

SaverOne’nın trafik kazalarını engellemek için ne kadar etkili olabileceği üzerine gelen soruya cevap veren Ori Gilboa;

“Telefon size sürücü olup olmadığınızı sorduğunda, her zaman hayır cevabını verebilirsiniz. Bu sorunu yalnızca telefondaki bir uygulamayla çözemezsiniz.”

Son Söz Sürücüde

Wavyn ve SaverOne gibi uygulamalar sürücüyü uyarmayı ve sürücünün dikkatini dağıtabilecek etkenleri en aza indirmeyi hedeflese de sürücünün frene basmasını sağlayamıyor. Ayrıca bu tür uygulamaların kullanımı zorunlu olmadığından sürücülerin istedikleri zaman bu uygulamaları kapatma ve kendi rutinlerine dönme ihtimali bulunuyor. Teşvik ve indirim paketleri ile kullanıcıyı bu uygulamaları kullanmaya yönlendirmektense geniş kapsamlı eğitimler verilmesi ve sürücülerin bilinçlendirilmesi sağlanarak daha kalıcı çözümler üretilebilir. İnsan hayatının güvenliğinin sağlanmasından daha büyük bir teşvik sunulamaz.

Maddi ve manevi olarak yıllardır dünyaya zarar vermekte olan trafik kazalarının gelişen teknolojiler ile bir miktar azaltılması sağlanabilse de son söz yine sürücülerde oluyor. Güvenli ve trafik kurallarına uyarak yolculuk etmek, trafik kazalarının önlenmesinde hâlâ en önemli rolü oynuyor.

Share:

administrator

1997 İstanbul doğumlu olan Kemal Berk, İTÜ Ekonomi bölümünde eğitimini sürdürüyor. Estetik açlığını Avrupa Sineması ve Müziği ile doyurmaya çalışmasının yanı sıra felsefe, nöroloji, dinler tarihi ve iktisat konularında okumalar yapmayı seviyor. Öğrenmeye ve gelişmeye yönelik durdurulamaz bir arzuya sahip olması, onu üretken ve verimli olmak için teşvik ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir