ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi (USPTO) aldığı kararla yapay zekânın, resmi olarak buluşlarının sahibi sayılamayacağını kesinleştirdi. Yıllar içerisinde, yapay zekâ destekli çalışmaların sayısı ciddi ölçüde arttı, şarkı bestelemekten resim yapmaya kadar akla gelmeyecek birçok alanda eser üreten yapay zekâ, USPTO’nun kararı sebebiyle bu eserlerin patentini veya telif hakkını elinde bulunduramayacak.
Şekil değiştiren yemek saklama kabı ve yeni tip bir acil durum el feneri tasarlamış olan DABUS isimli yapay zekâ, bu iki buluşu için yaptığı başvuruların ikisinden de ret cevabı aldı. DABUS’un yaratıcısı olan Stephen Thaler, Yapay Mucit Projesi (AIP) ve avukatları aracılığıyla bu başvuruları gerçekleştirmişti.
AIP avukatları, DABUS gibi yapay zekâların tasarlanmasında ciddi bir başarıya sahip olan Stephen Thaler’ın, tüketici ürünleri alanında tamamen tecrübesiz olmasını vurgulayarak, DABUS’un yardımı olmadan Thaler tarafından bu ürünlerin tasarlanamayacağını öne sürdü.
Bu başvuruyu reddeden USPTO, mevcut yasalar gereğince yalnızca “doğal insanların” patent sahibi olabileceğini belirtti.
AIP benzer başvuruları daha önce Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık’a götürmüştü, ancak bu başvurular da benzer gerekçelerle reddedildi.
Projenin hukuki süreçleriyle ilgilenen ekibin yöneticisi ve aynı zamanda Surrey Üniversitesi’nde akademisyen olan Ryan Abbott, yapay zekâ için yaptıkları patent başvurularının gerekçesini şu şekilde izah ediyor:
“Ben bir doktora öğrencime bir konuyu anlattıktan sonra bu öğrencim gidip bu bilgiler ışığında yeni bir fikir ortaya atarsa, bir proje geliştirirse, bu çalışmanın sahibi ben mi olurum, yoksa öğrencim mi olur? İşte tam bu sebeple, yapay zekânın ortaya koyduğu çalışmaların sahibi, yalnızca yapay zekâyı tasarlayan kişi kabul edilemez.”
Yalnızca insanların telif ve patent hakkı bulundurabileceği üzerine yapılan tartışmalar, bu vaka benzeri birçok örneği karşımıza çıkartıyor. Geçtiğimiz yıllarda, PETA adlı hayvan hakları örgütü, bir maymunun çektiği selfie’nin telif haklarının fotoğraf makinesinin sahibine değil, o maymuna ait olduğu gerekçesiyle dava açmıştı.
2008 yılında Endonezya’ya seyahat eden David Slater isimli fotoğrafçı, ormanlık alanda kamera ekipmanlarını bırakıp kısa süreliğine ayrıldıktan sonra döndüğünde kamerasında aşağıdaki fotoğrafları buldu.
Olay oldukça sembolik bir anlam taşıyor elbette, zaten dava da yalnızca insanların çektiği fotoğraflar için telif hakkından bahsedilebileceği gerekçesiyle düşürüldü, ancak bu meşhur dava ile birlikte yapay zekâ gibi insan harici oluşumların ortaya koyduğu çalışmaların hakları kime ait olmalı sorusu da yeniden tartışılmaya başlandı.
Bu davanın yankılarından hareketle, 2017 yılında kaleme aldığımız yazının da benzer tartışma konularından bahsettiğini görebiliriz. Endüstriyel robotların ve yapay zekânın sanayi çalışanlarının işine son vereceği yıllardır tartışma konusu, ancak yazıda da göreceğiniz gibi yalnızca sanayide değil, sanatın birçok dalında da yapay zekâ oldukça iyi işler çıkartıyor. 3 sene öncesi ve günümüzü kıyaslamak isterseniz, aşağıdaki yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
[button color=”red” size=”normal” alignment=”center” rel=”follow” openin=”newwindow” url=”https://www.gelecekburada.net/yapay-zeka-calismalarinda-telif-hakki-sorunu”]Yapay Zekâ Çalışmalarında Telif Hakkı Sorunu[/button]
Kaynak: AI News
Bu meşhur selfie davası nedir ne değildir derseniz: