Gün içerisinde birçok farklı olay ile karşılaşıyoruz ve bunlara karşı hissettiğimiz duygular çok değişken olabiliyor. Arkadaşımız ile aramızda yaşanan bir olay sonucunda üzülebilirken sınav sonucumuzun yüksek gelmesi ile mutlu olabiliyoruz. Diğer bir deyişle, gün içerisinde neredeyse her an farklı hislere kapılıyoruz. Peki ya yapay zekâ bizim hissettiklerimizi tahmin edebilir olsa ve duygularımıza müdahale etse ne olurdu? 

Birtakım Müdahaleler

Aslında bu durumdan hiç de uzak değiliz, hâlihazırda Twitter ve Facebook gibi büyük paltformların yaptığı küçük müdahaleler ile duygularımıza müdahale edilebiliyor. Örneğin, Facebook’ta milyonlarca grup bulunuyor ve bu gruplarda her zaman sağlıklı bir mesajlaşma olduğunu söylememiz mümkün değil. Bazı durumlarda grup içindeki insanların hissetiklerinden dolayı çatışmalar çıkabiliyor. Facebook’un gruplar için yayınladığı yapay zekâ destekli grup çatışma mesajları uyarısı özelliği ile ise yöneticiler bu mesajlardan anında haberdar ediliyor ve bu şekilde yapay zekâ insanların duygularını ifade etmesine müdahale ediyor. 

Başka bir örnek olarak, Amazon’un Halo adındaki sağlık takip bilekliği günümüzde yalnızca kalp atışımızı ölçmüyor. Aynı zamanda kullanıcıların ses tonunu da takip ederek ne zaman sinirli olduklarını ve bundan sağlık durumlarının nasıl etkilendiğine dair uyarılar yapıyor. Amazon gibi birçok şirket, kişilerin hayatını etkileyen olumsuz davranışları tahmin etmek ve önlemek için yapay zekâ destekli tedavi edici ve muhtemel duygu bastırıcı algoritmalar geliştiriyor.

Amazon’un geliştirdiği Halo adındaki bileklik sayesinde insanlar günlük hayatta ne gibi durumlarda sinirlendiklerinden çocuklara karşı ses tonlarının nasıl olduğuna kadar birçok bilgi öğrenebiliyor.

Aile Yapısına İlk Teknolojik Müdahale OurFamilyWizard

Her yıl birçok ebeveyn anlaşmazlık olaylarından dolayı evliliklerini sonlandırma kararı alıyor ve sonrasında eğer bir çocukları var ise onun velayeti hakkında bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Her aile için geçerli olmasa da bazı durumlar da ayrılan ebeveynler arasında iletişimi sağlamak bir hayli zor oluyor. Anneden avukata, avukattan diğer avukata ve sonrasında son avukattan babaya gibi bir iletişim şekli oluşabiliyor. Böyle bir durum hem çocuğun hem de ebeveynlerin hayatını oldukça zorlaştırıyor. OurFamilyWizard ise boşanmış çiftlerin aralarındaki duygu karmaşasından ortaya çıkan bu iletişim eksikliği teknoloji ile çözüme kavuşturuyor. 

Uygulama içerisindeki takvim ve mesajlaşma gibi özellikler ile çocuğun velayeti hakkındaki iletişim sorunları giderilerek daha sağlıklı bir planlama yapılabiliyor. Ayrıca OurFamilyWizard, terapistlerin ve avukatların da erişebildiği noktalar bulunuyor. Bu sayede boşanmış çiftler arasındaki muhtemel taciz olayları engellenmeye çalışılıyor.

Yapay Zekâ ile Nezaket

OurFamilyWizard, uygulamada gönderilen mesajları izlemek için duygu analizini kullanan bir “ToneMeter” (Ses Tonu Ölçer) teknolojisini kullanıyor. Duygu analizi, Siri gibi doğal dil işleme algoritmalarının bir alt kümesi olarak ayrılıyor. Milyonlarca dakika konuşmanın bulunduğu geniş dil veri tabanlarında eğitilen bu algoritmalar, ilk olarak metni belirli parçalara ayırıyor ve daha sonra “çok sakinim”, “sinirlendim”, “bunu yapamazsın!” gibi içerdiği kelimelere ve ifadelere dayalı olarak duyguyu tahmin ederek şiddetini puanlıyor. ToneMeter teknolojisinde de bir mesajda duygusal olarak yüklü bir ifade algılanırsa, ebeveyne bir uyarı gönderiyor ve sorunlu kelimeler işaretleniyor. Örneğin, “Çocuğumuzu sen geç getirdin. Bu çok büyük bir hataydı!”, duygu analizi sonunda agresif bir dil olarak işaretlenebilir ve bu sayede yapay zekâ insanların hisettiklerine müdahale ederek onların daha sağlıklı bir iletişim kurmasına yardımcı olabilir.

ToneMeter’ın örnek bir mesaja gösterdiği uyarı

ToneMeter’in geliştiricileri arasında bulunan Shane Helget, teknolojinin çok yakında yalnızca olumsuz iletişimi caydırmakla kalmayacağını, buna ek olarak ebeveynler arasında olumlu dili de teşvik edeceğini belirtiyor. Bunun yapılması için birçok olasılık bulunuyor. Örneğin, çiftin doğum günleri birbirine hatırlatılabilir ve kutlaması için bir uyarı gönderilebilir veya mesajlaşma sırasında bir hatırlatma gönderilerek bu dilin teşvik edilmesi sağlanılabilir. Bu şekilde teknoloji insanların duygularına müdahale ederek olumsuz duygulardan kurtarmakla kalmayarak aynı zamanda olumlu duygular teşvik edebiliyor.

Giyilebilir Teknoloji ile Her An Sakin Kalabilirsin! 

2017 yılında Adela Timmons, San Francisco General Hospital‘da klinik staj sırasında düşük gelirli ve travmaya maruz kalmış küçük çocukları olan ailelerle çalıştı. Bu travmalar ile yalnızca terapi odasında mücadelenin yeterli olmayacağına inanıyordu. Bundan dolayı da teknolojiyle terapistin odası ile gerçek dünya arasındaki boşluğu kapatılması gerektiğini düşünüyordu. Anında müdahale edebilmek için de en uygun yeni teknolojinin sorun ortaya çıktığı anda müdahale edebilme potansiyeli bulunan giyilebilir teknoloji olduğunu savunuyordu. Bu anında müdahale için giyilebilir teknoloji tek başına yeterli olmuyor. Aynı zamanda kullanıcının hayatındaki olumsuzlukları anbean takip ederek analiz edebilen bir yapay zekâ olması gerekiyor.

Bu algoritmanın geliştirilmesi için, araştırmacılar 34 genç çifte bilek ve göğüs monitörleri bağladılar ve gün içerisindeki vücut sıcaklıklarını, kalp atışlarını ve terlemelerini takip ettiler. Daha sonrasında duygu analizi yapabilmek için de bütün konuşmaları dinleyebilen bir telefon verildi. Bu araştırma sonucunda, çiftin kavga edip etmediğini anlayabilmek için kullanılabilecek faktörler “yüksek kalp atış hızı, “siz” gibi kelimelerin sık kullanımı ve günün saati” olarak belirlendi. 

Hiç fena değil!

Çiftlerin çalışmasında, algoritma çatışmayı tespit etmede yüzde 86 oranında başarı sağlıyordu. Her ne kadar büyük bir hata payı varmış gibi gözükse de algoritmanın ilk testleri olduğu için bir hayli başarılı olduğunu söylemem mümkün. Yakın gelecekte yapılacak geliştirmeler ile tartışma anındaki belirtileri kullanarak sizi sakinleştirebilecek cihazlar ile tanışabiliriz. 

Akıllı saatinizde “Kalp atışın çok hızlı, bulunduğun konumdan uzaklaşarak mutlu olduğun ve güvende hissettiğin bir konumu hayal et. Bu şekilde kendini rahatlatmalısın.” gibi bildirimleri görmeye hiç de uzak değiliz. İnsan vücudunu saran daha büyük giyilebilir teknolojilerin günlük hayatımıza girmesiyle bu algoritmalar oldukça önem kazanabilir. Sadece uyarı vermek yerine size bir insan sarılıyormuş gibi bir his uyandırabilir ve bu şekilde duygularınıza müdahale ederek sizi sakinleştirebilir. Sinirlendiğinizde size sarılma hissi uyandıran bir teknoloji, hiç de fena olmazdı değil mi?

Gelecekte evdeki robotlarımızın aynı zamanda kötü duygularımızı bastıran bir algoritma ile donatılması nasıl olurdu?

Duygularımızın Bastırılması Doğru mu?

İçerik boyunca bahsettiğimiz giyilebilir teknolojiler, OurFamilyWizard gibi uygulamalar aile yapısına ve kişilerin kendisine her ne kadar iyi gelebilecek olsa da yapay zekânın duygularımıza müdahale etmesi ne kadar doğru olabilir? Tam anlamıyla bir müdahale olmasa da size belirli öneriler sunarak ve bazı konularda uyararak duygularınızı ifade etme konusunda sizi düşündürüyor. Bu sorgulatma ile yapay zekâ bir nevi psikolog gibi davranmış oluyor. Bu noktada birçok kişi yapay zekânın insan duygularını analiz etmesinde ve psikolog gibi öneriler sunmasında oluşabilecek yanlışları vurguluyor. Yanlış duygu analizinden kaynaklı teknoloji sizi daha agresif bir duruma bile getirebilir. 

Sadece bununla da kalmıyor. Duygu analizinin etkili bir şekilde yapılabilmesi için sürekli olarak sizin aktivitelerinizin takip ediliyor ve bulunduğunuz ortamın dinleniyor olması gerekiyor. Bu noktada verilerimizin güvenliği konusunda birçok endişe noktası oluşuyor. Günümüzdeki durum ile değerlendirdiğimiz zaman hem bu kadar önemli verinin güvenliği konusunda sıkıntı yaşanabileceği için hem de duygu analizi konusunda henüz yeterlilik düzeyinde algoritmaya ulaşılamadığı için birçok insanın güvenmeme nedeni haklı olabilir. Bu sorunların çözüldüğü bir gelecekte ise duygu analizi yapabilen bir yapay zekâ aile yapısından çocuklar ile ilişkimize kadar birçok noktada bize yardım edebilir ve daha sağlıklı iletişim kurmamızı sağlayabilir.

Kaynak: Wired

Share:

administrator

Robert Kolej’de 12. sınıf öğrencisi olan Can, yapay zekanın ve kodlamanın içinde bulunduğu projelerde yer almayı seviyor. Kendini geliştirmek için programlar kodluyor ve uygulamalar hazırlıyor. Ayrıca, ekonomi alanına da ilgi duyuyor ve borsayı takip etmeyi seviyor. Yeni şeyler öğrenmeye ve araştırmaya karşı isteği, onun geleceği araştırmasını ve bu konular hakkında yazılar yazmasını sağlıyor.