Yapay zeka bizi sürekli şaşırtarak, içerik üretme konusunda başarılı oluyor. Endüstride çalışan birçok kişinin yakın zamanda işsiz kalacağından korkuyoruz ancak müzisyenlerin, ressamların ve hatta şairlerin de bundan etkilenebileceği gerçeğini de atlamamak gerekiyor. Bu gerçeği bir kenara bırakarak bu yazıda yapay zekanın yarattığı telif problemlerine değineceğiz.
Büyük emeklerle ortaya çıkarılmış içeriklerin izinsiz kullanımı, eserlerin kopyalanması gibi sorunları günümüzde bile sık sık yaşıyoruz. Zaten sanatı doğanın bir kopyasını oluşturmak olarak görebiliriz, bir de oluşturulmuş kopyanın da kopyasını oluşturma alışkanlığımız var. Özellikle yapay zekanın da hayatımızın bir parçası olmasıyla beraber bu sorunu çok daha fazla yaşayacağız gibi duruyor; gördüğü şeyden öğrenen bu sistemler, internetteki milyonlarca resmi, fotoğrafı, müziği, şiiri ve yazılı içerikleri ‘görebilme’ yetisine ve makine öğrenimi algoritması sayesinde bu görmeyi, yeni resim, fotoğraf, müzik, şiir ve yazılı içerik oluşturma yolunda kullanabilme kabiliyetine sahip. Yani eğer Picasso bir manzaradan esinlenerek yüzlerce resim çizebiliyorsa bir yapay zeka da Picasso’dan esinlenerek eserler ortaya çıkarabilir. Hatta bu konuda yüzlerce yıl önce hayatını kaybetmiş bir ressamın yeni bir ‘resim çizmesi’ sağlandı bile. Aşağıda bahsedeceğiz.
Öncelikle; şu ana kadar dünya basınında dikkat çekmiş birkaç yapay zeka içeriğine kısa kısa göz atalım:
Google Magenta, sadece 4 nota kullanarak bir şarkı yazdı. İnsanlar tarafından eklenen davullar ve orkestra etkisi algoritma tarafından üretilmedi ancak sadece ‘bir yapay zekanın yazdığı şarkıyı, insanın yazdığı şarkıdan ayıramazsınız’ sonucunu aktarabilmek için böyle bir yola başvuruldu. Yani nasıl ki bir insan şarkı yazdığında diğer tüm enstrümanları kendisi kullanmıyorsa bunda da böyle oldu. Doğal işleyiş.
Rutgers Üniversitesi ve Facebook’un da dahil olduğu bir araştırma ile iki AI yazılımı resim çizdi. Bu iki yazılımdan birisi resim çizerek üretken kısmı oynarken diğeri 81.500 fotoğraflık bir veritabanı sayesinde denetleyici rolünü üstlendi. Üretken olanın çizdiği resimler Denetleyici tarafından sanatsal çalışma veya değil (Mesela fotoğraf veya diyagramlar) olarak dosyalandı. Ayrıca bu Denetleyici, Rokoko ve Kübizm gibi sanat akımları arasındaki farkı bilecek bir şekilde eğitildi.
Bu ikili tarafından oluşturulan resimler ve ressamlar tarafından yapılan resimler bir internet sitesinde ankete sunuldu ve hangisinin kime ait olduğu söylenmedi. Çıkan sonuçlara göre galip yapay zeka idi.
Ianus, bir insan müdahalesi olmadan orkestranın tamamını yazmış ve notalamış ilk bilgisayardır.
Google’ın 11 bin basılmamış kitap ile beslediği yapay zeka robotu, bir şiir ile karşılık verdi.
i went to the store to buy some groceries.
i store to buy some groceries.
i were to buy any groceries.
horses are to buy any groceries.
horses are to buy any animal.
horses the favorite any animal.
horses the favorite favorite animal.
horses are my favorite animal.he said.
“no,” he said.
“no,” i said.
“i know,” she said.
“thank you,” she said.
“come with me,” she said.
“talk to me,” she said.
“don’t worry about it,” she said.
Stand-up ustaları, talk show sunucuları ve daha fazlası da tehlikede olabilir mi? Sanırız şu anlık değil, zira henüz kişisel asistanlarımızın esprileri o kadar da iyi değil. Ama zamanla? Bilemiyoruz. Aşağıdaki videoda Google Assistant, Siri, Amazon Alexa ve Microsoft Cortana’nın mizah seviyeleri ölçülmüş. Keyifli bir video, izlemenizi öneririm.
Google Magenta iki ana enstrüman temelinde, diğer yüzlerce enstrümandan da yararlanarak daha önce duymadığımız sesler yaratmış. Far Cry’ın ilk çağda geçen oyunu için kullanabileceği müzikler olmuş. Sesleri buradan dinleyebilirisiniz.
Google’ın DeepDream’i psikedelik görüntüler oluşturuyor.
Idaho Üniversitesi’nde Hukuk Profesörü olarak görev yapan ve Stanford Üniversitesi İnternet ve Toplum Merkezi’nde çalışan bir bilim insanı olan Annemarie Bridy’ye göre, ABD’de yasalarda telif hakkına sahip olmanın ‘insan’ olma vasfını gerektirdiğine dair herhangi bir detay yok ancak yine de Bridy “Mahkemeler her zaman telif hakkının insen fenomeni olduğunu varsaydı” diyor. Yani herhangi bir hukuksal dayanak olmasa da herhangi bir hayvana veya makineye telif hakkı tanımlanamaz.
Maslon LLP’nin fikri mülkiyet avukatı ve Stanford Hukuk Fakültesi’ndeki bir avukat olan Eran Kahana, yapay zekalara telif hakkı vermemiz gerektiğine inanmıyor. “Fikri mülkiyet kanunlarının varlığının sebebi başkalarının onu kullanmalarını önlemek ve sahibin bir çıkar elde etmesini sağlamak. Bir AI bu ihtiyaçlardan hiçbirine sahip değildir. AI, bu tür içerik üretmek için bir araçtır” diyor ve bu konuyu yazım denetimi gerçekleştiren bir yazı editörüne benzetiyor “Yazdığınız bir konuda yazım hatası yaparsanız ve bilgisayar bunu düzeltirse, nihai ürünün telif hakkının sahibi kimdir?” diye soruyor. Bu konuda ben pek katılmıyorum. Kitap editörleri de yazım hatalarını-imla hatalarını düzeltiyorlar ancak telif hakkı iddia edemiyorlar.
Ayrıca telif sorunu, AI tarafından oluşturulan eserlerde insanlar için de sorun yaratabilir çünkü AI’ın eser oluşturma sistemi büyük ihtimalle makine öğrenimine dayanıyor olacaktır ve makine öğrenimi, kendisine verilen verilerden yola çıkarak-öğrenerek bir şeyler üretir. Bir resim çizmesini istiyorsanız makineye milyonlarca resim gösterirsiniz ve o da bunlardan öğrenir-tecrübe eder.
Ki eğer eser AI tarafından bağımsız şekilde meydana getirilmişse bile o eser orijinal bir eser olarak değerlendirilebilir mi?
The Next Rembrandt projesi ile, “Eski büyük sanatçılar hayata döndürülebilir mi?” sorusu akıllara geliyor. Projede, efsane ressam Rembrandt’ın tüm resimleri incelenmiş ve makine öğrenimi sayesinde bu tarzda yeni resimler elde edilmiş. 1669’da ölen Rembrandt’ın yeni resimlerinin yaratılması için herhangi bir engel bulunmuyor.
Telif hakkı yapay zekaya mı yoksa Rembrandt’a mı ait olmalı?
Ayrıca telif hakkı ihlal eden AI yazılımların sonunun ne olacağı da merak konusu. Çünkü bir yazılımı dava edemeyeceğimiz açık. Sorumluluk tamamen yazılımcıya kalacaktır ancak yapay zekanın, bazı noktalarda orijinal kararlar aldığını bildiğimize göre bu da tereddüt verici bir sonuç olacaktır.
Makineler için konuşuyoruz ancak bu sorunu henüz hayvanlarda bile çözebilmiş değiliz. Bir makak maymunu olan Naruto’nun 2011’de bir fotoğrafçının kamerasını eline alarak çektiği selfie yüzünden açılan dava hala devam ediyor. San Francisco’da bir mahkeme heyetinin ve Amerika’daki telif sorunlarıyla ilgilenen Copyright Office’in ortak kararı neticesinde insan dışı varlıkların telif hakkı olamayacağı sonucu çıkmış ancak PETA hala, Naruto’nun bu fotoğrafı klavye üzerinde yürüyen bir kedinin aksine, tamamen özgür iradesi ile çektiğini iddia ederek telifin Naruto’a ait olduğunu söylüyor.
Sonuç olarak mevcut yasalarla birlikte, yapay zeka tüzel bir kişi olarak kabul edilmediği sürece çalışmaları telif hakkı ile korunamayacak. Şu an bu duruma çok uzağız ancak bir gün böyle bir şey olursa, telif hakkı da; şu an işçilerinin ürettiği şeylerin telif hakkını sahiplenebilen işverenler örneğinde olduğu gibi telif hakkı yazılımcıya veya şirkete ait olabilir.
Kaynak ve ileri okuma: qz.com – Robert Hart