Hyperloop girişimlerinden biri olan Virgin Hyperloop, ultra hızlı ulaşım sistemini insan yolcularla ilk kez test ettiğini duyurdu. İlk insanlı test,  8 Kasım Pazar günü öğleden sonra  Las Vegas’ın dışındaki Nevada’da bir çölde şirketin DevLoop adını verdiği test pistinde gerçekleştirildi. Bu yolculuğu ilk kez deneyimleme şansına sahip olan isimler ise Virgin Hyperloop’un baş teknoloji sorumlusu ve kurucu ortağı Josh Giegel ve yolcu deneyimi başkanı Sara Luchian oldu. Giegel ve Luchian, Pegasus adındaki kapsülün içinde yolculuğun yapılacağı bölmedeki beyaz ve kırmızı koltuklarına oturduktan sonra tarihin ilk insanlı hyperloop yolculuğu gerçekleşti. Hyperloop durma noktasına yaklaşırken güvenlik nedenlerinden ötürü bir miktar yavaşlamış olsa da yolculuk sırasında saatte 160 kilometre hıza ulaştı.

Dünden Bugüne Hyperloop

2014 yılında Tesla ve SpaceX Ceo’su Elon Musk‘un saatte 1200 kilometre hızlara ulaşabilecek havasız tüplerdeki fütürist taşıma sistemi vizyonu öncülüğünde birçok hyperloop firması kuruldu. 2014 yılında 57 sayfalık bir makale yayınlayarak insanlığa hyperloop fikrini ilk kez veren Elon Musk, raylarla etkileşime geçmeyecek havasız tüplerden bahsetmişti. Buna “beşinci ulaşım şekli” adını veren Elon Musk, hyperloop teknolojisinin yaşama, çalışma, ticaret ve seyahat etme şeklimizi değiştirmeye yardımcı olabileceğini savundu. Sürtünmenin hızı düşüren olumsuz etkisini ortadan kaldırmayı planlayan teknoloji birçok ulaştırma firmasının ilgisini çekmiş ve bu alanda yoğun çalışmalar yapılmaya başlanmıştı. Bu çalışmalarda bulunan firmaların biri de ilk kez insanlı testi gerçekleştiren Virgin Hyperloop firması oldu.

Virgin Hyperloop

Testler Neden Çölde Yapılıyor?

Virgin Hyperloop’un 500 metre uzunluğunda ve 3,3 metre çapında olan DevLoop test pisti, Las Vegas’tan yaklaşık 30 dakika uzaklıkta bir çölde bulunuyor. Test pistinin çöle kurulmasının sebebi ise düz bir araziye sahip olmasından kaynaklanıyor. Şirket, bu pistte 400’den fazla test gerçekleştirdiğini ancak bugüne kadar insan yolcularla test yapılmadığını söylüyor.

Virgin Hyperloop pod transport tests first passenger journey - BBC News
Nevada Çölü’nün Ortası

Virgin Hyperloop’un CEO’su Jay Walder, The Verge’e verdiği demeçte şimdiye kadar diğer hyperloop firmalarının ulaşamadığı bir noktaya vardıklarını dile getirirken, içinde bir kişi varken de hiçbir problemle karşılaşmadan tam randımanlı çalışan bir hyperloop’a sahip olduklarını belirtiyor.

İlk yolcu testi için kullanılan ve aynı zamanda XP-2 olarak adlandırılan Pegasus kapsülü, ünlü Danimarkalı mimar Bjarke Ingels‘in tasarım firmasının yardımıyla tasarlandı. Pegasus aslında Virgin Hyperloop’un piyasaya çıkarmayı planladığı modelinin küçültülmüş bir versiyonunu temsil ediyor. Halen geliştirilmekte olan kapsüllerin son halinde 23 yolcu taşıma kapasitesine sahip olması hedefleniyor.

Bjarke Ingels Grubunun Tasarladığı Pegasus

Saatte 1100 kilometre hızda güvenlik

Virgin Hyperloop’u ilk kez deneyimleyen Luchian, testten birkaç gün önce verdiği bir röportajda, hyperloop’un çılgın ve yeni çıkmış bir bilim kurgu icadına benzemediğini aksine sanki defalarca kullandığı ve büyükannesini bile içine yerleştirip onu bir yere gönderirken rahat edeceği bir teknoloji olduğunu söyledi. İnsanlı ilk testin bir diğer yolcusu olan Giegel ise sistemin güvenlik prosedürlerini iş başında görmek istediğini ve test sırasında operatörlerle iletişimi sürdürüp sürdüremeyeceklerini takip edeceğini söyledi;

“Benim için yeterince güvenli değilse, kimse için yeterince güvenli değil!”

Carnegie Mellon Üniversitesi’nde İnşaat ve Çevre Mühendisliği Doçenti olan Constantine Samaras, hâlâ yanıtlanması gereken çok sayıda güvenlik sorusu olduğunu söyledi. Samaras, bir hyperloop aracının, yüksek hızlı demiryolundan çok daha hızlı gideceğini hatta belki saatte 1200 kilometreleri bulabileceğini söylüyor. Bu kadar yüksek hızlarda güvenliği sağlamanın çok önemli olduğunu ve öngörülemeyen tüm felaketlerin sisteme dahil edilmesi gerektiğinin altını çizen Samaras, Virgin Hyperloop’a şu soruları soruyor;

“Deprem, tüpü nasıl etkileyecek? Vakum tüpü kırılabilir mi? Trenin bir şekilde boruyu delip geçme ihtimali var mı?”

Saatte yaklaşık 480 kilometre hızıyla şu anda dünyanın en hızlı raylı treni olma ünvanını elinde bulunduran Şanghay Maglev Trenii, hyperloop’un ulaşmayı planladığı hızın yaklaşık yarı hızında hizmet veriyor. Saatte yaklaşık 1100 kilometre hızına ulaşmayı hedefleyen Virgin Hyperloop, ilk insanlı test sürüşünde ise temkinli davranmak ve oluşabilecek riskleri asgari düzeye çekebilmek için bu sürüşte saatte 160 kilometre hız ile yetindi. Testten önce yolculuğun biraz kısa süreceğini bildiklerini ve amaçlarının pürüzsüz ve hatasız bir yolculuk gerçekleştirmek olduklarını açıklayan Giegel, biz astoronot değiliz sadece kapsülün içinde oturacağız ifadelerine yer verdi.

Koronavirüs, Hyperloop’un için bir avantaj mı?

Ulaşım ve ulaştırma sektörünü büyük zarar uğratan koronavirüs pandemesi, hyperloop için bir avantaj olabilir. Pandemi ile birlikte Richard Branson‘un Virgin Atlantic havayolu ve sahibi olduğu diğer Virgin Grup alt iştirakları batma noktasına geldi. Birçok şirketinin batmaması için devletten teşvik ve yardım paketleri bekleyen Richard Branson, Virgin Grup’u hyperloop ile kurtarabilir. Pandemi ile birlikte bireysel ulaşımın ön plana çıktığı ve sosyal mesafenin sağlanamadığı toplu taşımalardan uzaklaşma başladı. Hyperloop gibi neredeyse dış dünyadan tam izolasyon sağlayan bir ulaşım alternatifi yüksek gelirli insanlar tarafından tercih edilebilir.

Richard Branson, Virgin Grubu Kurtarabilecek mi?

Hyperloop’un bir diğer avantajı ise yüksek hızda olmasından dolayı gün içinde daha fazla sefer sayısına ulaşabilmesi. Yaklaşık 450 km olan İstanbul-Ankara arasını neredeyse yarım saatte gidebilen Hyperloop’un tek bir kapsülü, gün içinde bu güzergahta 24 sefer düzenleyebilir. Hyperloop’un özel jetler gibi kişiye özel tüpler planlaması da olasılıklar arasında bulunurken, sonuç olarak koronavirüs ile değişen ulaşım sektöründe hyperloop eğer planlanan hız ve güvenliği insanlara sunabilirse insanlık Elon Musk’un da beşinci ulaşım şekli olarak tanımladığı yeni tür bir ulaşım şekline kavuşmuş olur. Hyperloop’un finansal başarısını ve Richard Branson’un Virgin Grubu kurtarıp kurtaramayacağını önümüzdeki yıllarda hep beraber göreceğiz.

Hyperloop, geniş arazilerde ulaşım problemi çeken Rusya ve BAE gibi ülkelerin ulaşıma harcadıkları zaman ve bütçeyi daha doğru bir şekilde kullanmalarına imkan sağlayabilir. Kısa zamanda uzun mesafelerin alınabilmesi ile ülkelerin ve şehirlerin demografik yapısı değişime uğrayabilir. Şehirler daha az kalabalık yerler haline gelebilir. Göç oranlarında da bir düşme gözlemlemek mümkün olacaktır. Yaklaşık yarım saatte gidebilecek bir yere iş ve sosyal nedenlerden ötürü zorunlu taşınmalar azalacaktır. Bu da İstanbul gibi şehirlerde çalışan insanların mutlaka İstanbul ve çevresinde ikametgah etme zorunluluğunu ortadan kaldırabilir.

Ulaşımın dışında ulaştırma sektöründe de köklü bir değişiklik görülmesi mümkün. Uzak doğu pazarından daha hızlı ulaştırma sağlanması ile birlikte tüm dünyada ticari ve sosyal dengeler tekrardan kurulabilir. Coğrafi Keşiflerle başlayan ve 20.yüzyıl neoliberalizmiyle birlikte hızlanan küreselleşme ve küresel bir köy(glocal) olma durumu hyperloop’un daha fazla yaygınlaşması ve geniş kitleler tarafından kullanılması ile birlikte bir üst noktaya taşınabilir. Doğu-Batı dünyasının arasındaki ekonomik ve bürokratik engeller birer birer kalkarken ulaşım ve ulaştırma engellerinin de aşılması ile birlikte ekonomik olarak yepyeni bir çağa girebiliriz.

Kaynak: The Verge
Share:

administrator

1997 İstanbul doğumlu olan Kemal Berk, İTÜ Ekonomi bölümünde eğitimini sürdürüyor. Estetik açlığını Avrupa Sineması ve Müziği ile doyurmaya çalışmasının yanı sıra felsefe, nöroloji, dinler tarihi ve iktisat konularında okumalar yapmayı seviyor. Öğrenmeye ve gelişmeye yönelik durdurulamaz bir arzuya sahip olması, onu üretken ve verimli olmak için teşvik ediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.