Uzay boşluğunda zamanında önemli görevler için kullanılmış, görevini tamamladıktan sonraysa kaderine terk edilmiş birçok uzay çöpü bulunuyor. Bu devasa çöplüğe önümüzdeki günlerde yeni atıkların eklenmesi bekleniyor. Devre dışı bırakılmış bir Rus uydusu ve dünya yörüngesinin 965 km ötesinde kullanım dışı olarak süzülen bir Çin roketi uzmanlara göre Ekim ayı içinde çarpışabilir. En korkunç detay ise engellenmesi mümkün görünmeyen bu çarpışmayla uzay çöplüğü %20 oranında artabilir.

Uzay enkazını takip eden LeoLabs firması çarpışmanın gerçekleşmesi halinde binlerce şarapnel parçasının yörüngeye dağılabileceği uyarısında bulundu. Uzay çöplüğünü %20 artırabilme ihtimali olan bu çarpışma bir ihmaller zincirine dayanıyor. Feshedilmiş Rus-Kosmos 2004 uydusu ve kullanım dışı Çin Chang Zheng 4C roketi birkaç hafta önce saatte 32 bin milin üzerinde hızla yörüngede süzülüyordu; LeoLabs bu koşullarda çarpışma ihtimalini %10 olarak belirtmiş ve bir tehlike öngörmediklerini açıklamıştı. Fakat Çin roketinin kuzeye olan ilerleyişini değiştirmesiyle, çarpışma bir anda kaçınılmaz bir hal aldı. LeoLabs çarpışmayı öngörmekte geç kaldıklarını, %10’luk çarpışma ihtimalini duyurduktan sonra Rus uydusu ve Çin roketini takip etmekte yeterince titiz davranmadıklarını açıkladı. Firma, radar izlerini kullanan nesneleri takip ederek uzaya ilişkin verileri duyurdu ve ihtimaller arasında böyle keskin bir artışın çok nadir görülen bir durum olduğunu belirtti. Olayı attığı tweet ile duyuran firma suçu 2020’ye attı ve bu sene alıştığımız felaketler silsilesine bir yenisinin ekleneceğini söyledi.

Leolabs attığı tweet ile olası çarpışmayı tüm dünyaya duyurdu

Çarpışma sonrası uzay boşluğuna dağılması öngörülen nesnelerin toplam kütlesi 2.8 metrik ton olarak düşünülüyor; bu mevcut uzay çöplüğü kütlesinin yaklaşık %10-%20’si kadarına eşit gözüküyor. Mayıs ayında yayınlanan rapora göre toplam 14.403 parça ile uzay çöplüğündeki en büyük pay Rusya’ya ait. Rusya’nın kötü karnesindeki en büyük etki ise 2011 yılında Spektr-R adlı bilimsel bir radyo teleskobunu uzaya fırlatmak için kullanılan ve Fregat-SB olarak adlandırılan bir uzay römorkörünün parçaları olarak biliniyor. Uzayda geçirdiği 9 yılın ardından, 8 Mayıs 2019 tarihinde Hint Okyanusu üzerine denk gelen bir alanda kendini imha eden römorkör dünya yörüngesi etrafına düzinelerce enkaz parçası bıraktı. Bu gelişmeyle eleştirilen hedefi olan Rusya, olası çarpışma ile Fregat-SB faciasını gölgede bırakacak bir skandala imza atabilir.

Uzay Çöplüğü Dünya için Ne İfade Ediyor?

Şu an, Dünya için herhangi bir tehdit olmamasına rağmen, insan yapımı malzemeler yörüngede çalışan uydular için önemli bir risk oluşturuyor. Uzay çöplüğündeki parçalar uyduları, teleskopları ve uzay araçlarını yok edebiliyor. Daha korkuncu ise bir NASA bilim insanına ait olan ‘Kessler Sendromu’ teorisinin uzay çöplüğündeki kontrolsüz artışla hayata geçebileceği ihtimali olarak göze çarpıyor. Kessler Sendromu teorisi, NASA bilim insanı Donald Kessler tarafından 1978’de önerilen teorik bir senaryo; dünya yörüngesinde görece düşük irtifada dönen nesnelerin yoğunluğunun giderek artması olayı denilebilir. Bir nevi pozitif geri besleme olarak nitelendirilebilecek senaryoya göre, uzay çöplüğündeki parçacık yoğunluğu arttıkça, nesnelerin çarpışması ihtimali artıyor, nesneler daha çok çarpıştıkça, daha çok parça bölünüp uzay boşluğuna karışıyor, kısaca, bir kısır döngü karşımıza çıkıyor. Çarpışan parçalar daha fazla ufalanamayacak boyuta gelinceye kadar devam eden bu kısır döngü dizisi zamanla dünya yörüngesinin tamamen uzay çöplüğüne dönüşmesi anlamına geliyor.

Kessler Sendromunun gerçekleşmesi durumunda, gezegenin yörüngesini, saniyede milyonlarca kilometre hızda hareket eden mermilerle çevrili ölümcül bir çöplüğe benzetebiliriz. Yörünge öyle bir hal alacak ki, saniyede milyonlarca kilometre hızla hareket eden birkaç gramdan bir kaç tona kadar değişebilen sayısız parçanın çarpışmasını kaldıramayacak hiçbir şey yörüngeye çıkamayacak. Bu da demek oluyor ki yörünge belki birkaç bin yıl sürecek kendini temizleme işini gerçekleştirmediği sürece, uzay keşiflerine ara vermek zorunda kalabiliriz. Uzayla birlikte unutacağımız şeyler arasında iletişim uyduları, GPS, uydu haritalama, meteoroloji uyduları vs. onlarca teknoloji mevcut. Yani, Kessler Sendorumu, bir iki saatlik bir sürede insanlığın iletişim alanında yarım yüzyıl geriye gitmesi ve binlerce yıl orada kalmak zorunda olması anlamına geliyor.

NASA’nın kaydettiği uydu görüntüleri Dünya yörüngesindeki kirliliği gözler önüne seriyor

Donald Kessler fazla mı evhamlıydı, şu an yorum yapmak güç gözüküyor fakat diğer bilim insanları da uzay çöplüğündeki kontrolsüz artışla, yörünge dışına çıkmanın tehlikeli bir hal alabileceği konusunda insanları uyarıyor.

Uzay Çöplüğündeki Artış Durdurulabilir mi?

Yakın zamanda Colorado Boulder Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, büyüyen uzay enkazı sorununu azaltmaya yardımcı olmak için uzaydaki uydu sayısını sınırlamanın bir yolunu önerdi. Araştırmacılar, yörüngeye fırlatılan her cihaz için operatörlerin ‘yörünge kullanım ücretlerini’ tahsil etmek için uluslararası bir anlaşmaya ihtiyaç duyulacağını söylüyor.

Şu an uzayda 170 milyon parça uzay çöpü var ve yalnızca 22.000 parça izlenebiliyor. İzlenemeyen parçaların ne gibi felaketlere sebep olacağını tespit etmek güç gözüküyor. Dünyada çöp temizliğinde izlenen yöntemin aksine, uzayda mıknatıs tutucular işe yaramıyor; bununla birlikte vantuz, bant, yapıştırıcı gibi toplayıcı maddeler için çok soğuk bir ortam olduğundan bu gelenek yöntemler için de işlevsiz denebilir. Özetle, uzay çöplüğünü temizlemek için elverişli bir teknoloji bulunmuyor, bu sebeple uzay çöpünü artırmamak daha akıllıca bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. NASA, çarpışmaları engellemek için, yörüngede işlevsiz olarak süzülen uydu ve roketleri özel bir lazer ışığı ile vurmayı planlıyor. Bu alandaki sorunun büyüklüğü ve çözümlerin yetersizliği düşündürücü gözüküyor.

Kaynak: Dailymail  

Share:

administrator

Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan İpek, organizasyonların çalışma yapılarını inceleyen projeler içinde yer almayı seviyor. Ayrıca yeni tarifler denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif alıyor. Paylaşmak demişken, Gelecek Burada'da hem kendisi öğreniyor hem de öğrendiklerini ve düşündüklerini çoğaltmak için yazıyor

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.