Üretim parkurlarında tanıştığımız ve “insanlığı ele geçirecek” evhamlarına kadar ilerleyen yapay zeka gerek evde, gerek sokakta, gerekse iş yerlerimizde günümüzü kolaylaştırmaya hatta tamamen devralmaya aday. Veri saklama ve paylaşma teknolojilerinin de artmasıyla birlikte ciddi bir ivme kazanan yapay zekâ insanlığın yüzyıllardır merak ettiği evrenin keşfinde birçok sırrı çözmemize yardımcı olabilir.
Evrimsel süreçte sadece Dünya gezegenine uyumlu şekilde gelişen insanlar olarak, bize uygun gezegenler bulmaya çalışıyoruz ancak hem bu gezegenlerin yakınımızda olmaması hem de harcayacak fazla kurşunumuz olmaması gibi sebeplerle gezegenleri gidip kontrol edemiyor, uzaktan değerlendirmeye çalışıyoruz. Ancak gelişen robot teknolojileri ve yapay zekâ sayesinde artık direkt olarak orada bulunma gibi bir zorunluluğumuz (kısmen) yok. Örneğin şu an Mars yüzeyinde dolaşan roverlarda bir karar verme mekanizması kullanılıyor. Dünya ile Mars arasındaki iletişimin 22 dakika gecikmeli olmasından dolayı otonom bir cihazın, karşısına çıkan kayalardan ve engellerden kaçınarak kendi haritasını oluşturması, olabildiğince fazla fotoğraf çekmesi oldukça kritik.
NASA’nın Mars’a 2011 yılında yolladığı Curiosity Rover
Haziran 2018’de, CIMON adında küçük bir yapay zekâ robotu SpaceX Dragon Cargo kapsülüyle Uluslararası Uzay İstasyonu’na uçtu. Bu beş kilogramlık küre, içerisinde bir yüz tanıma sistemi barındırıyor ve insanlarla konuşabiliyor. Deneyler yapıp astronotlara yardım eden CIMON, uzay istasyonunda kaldığı iki günlük süre boyunca değerli bir görev ortağı oldu.
Astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu’na götürmek için tasarlanan kapsülleri fırlatan SpaceX ve Boeing gibi şirketler, uçuştan istasyona bağlantıya kadar kendi kendine yönlendirilen akıllı teknolojiyi kullanmaya başlayacak. Otonom bir uçuş, astronotların araçlar üzerindeki kontrolünü artıracak ve neyin işe yarayıp neyin hata verdiği konusunda daha dikkatli davranacak. Hata veren araçlar konusunda ise astronotlar, merkezle iletişime geçip hatayı düzelterek manuel bir şekilde yolculuklarına devam edebilecek.
Öte yandan yapay zekânın uzay keşfi konusunda yapacağı analizler ile insanlara, gelecekte alacağı kararlar adına, yön gösterme yeteneğinden de faydalanabiliriz. Yapay zekâ gezegenler arasındaki desen (pattern) benzerliklerini fark edip insanların hangi koşullarda yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştirebileceğini, hangi gezegenlerde bu oranın daha düşük olduğunu astronotlara ve merkezdeki uzmanlara göre daha hızlı hesaplayıp rota çizmek, hedef belirlemek gibi konularda yardımcı olabilir.
Özetle, otonomlaşan uzay araçları ve karar verme yetisi kazanan robotlar, uzay endüstrisinin geleceğinde büyük rol oynayacak.
Kaynak ve ileri okuma: reachingspacescience.com – towardsdatascience