Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla birlikte teknoloji guruları ve toplum sağlığını korumakla yükümlü devletler; enfekte olan hastaları kontrol etmek, sosyal mesafenin korunmasını sağlamak ve diğer detayları olabildiğince takip edebilmek için teknolojiden yararlanarak farklı mobil uygulamalar geliştirmeye başladı.
Ancak son yıllarda gelişmeleri takip eden herhangi birinin çok iyi bildiği gibi; son çeyrek asrı ‘bilgi güçtür’ mottosu ile geçirmiş ve big data kavramıyla büyümüş tüm insanlar kişisel bilgilerinin toplanma ve kullanılma biçiminden dolayı biraz huzursuz. Google, Amazon ve özellikle Facebook gibi şirketler de bu huzursuzluğu adeta körükleyerek ellerinden geleni ardına koymadılar. Sonuç olarak; verilerimiz konusunda paranoyak olduk. (Daha olumlu bir yorumla: büyük veri ‘hırsızlığı’ konusunda farkındalık kazandık.)
Özel şirketler bizi bu konuda bir hayli üzdü, peki devletler de üzecek mi?
Bu soruya net bir cevap vermek mümkün değil ancak elimizdeki verilerle biraz ipucu vererek bakış açısı kazandırabileceğimize eminiz. En azından MIT Technology Review ekibinin araştırması böyle söylüyor.
Patrick Howell O’Neill, Ryan-Mosley ve Bobbie Johnson’ın gerçekleştirdiği araştırma, ülkelerin kullandığı Koronavirüs uygulamalarının (Coronavirus apps) hangi kriterde ne kadar şeffaf olduğunu gözler önüne seriyor.
7 Mayıs’ta başlayan ve açık kaynaklı (open source) şekilde sürekli güncellenen listede “Gönüllülük”, “Bilginin Sınırı”, “Verinin İmhası”, “Verinin Sınırı” ve “Şeffaflık” kriterlerini incelendi.
Aşağıdaki tablo nasıl okunmalı?
Gönüllü (Voluntary): Bazı ülkelerde bu uygulamalar tercihen kullanılırken bazı ülkelerde kullanılması zorunlu tutuluyor.
Sınırlı Amaç (Limited): Bilgilerin ne amaçla toplandığına dair sınırlama ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Bazı ülkeler sadece sağlık amacıyla uygulama geliştirirken bazı ülkeler hem sağlık hem de kolluk kuvvetlerine bilgi sağlamak için kullanabiliyor. Öyle ki bu bilgi aktarım süreci COVID-19’dan sonra da devam edebilir. Bu sınır belirli mi?
Verinin imhası (Data destruction): Kullanıcıların verileri otomatik olarak belirli bir süre sonra silinecek mi veya kullanıcılara kendi verilerini silme şansı verilmiş mi? Eğer makul bir süre içerisinde (mesela 30 gün içinde) silinecekse veya kullanıcıya verileri silme şansı verilmişse, yıldızı hak etmiş demektir.
Sınırlı veri (Minimized): Uygulama, sadece amacına uygun verileri mi topluyor?
Şeffaf (Transparent): Uygulamanın kullanıcı sözleşmesi, tasarımı, belki açık kaynaklı olması gibi farklı etmenler şeffaflığı etkileyebilir.
Teknolojisi (Tech): Kullanılan/ yararlanılan teknoloji. Bluetooth olabilir, GPS kaynaklı olabilir veya direkt Google ile Apple’ın çıkardığı API’yı kullanıyor olabilir.
Türkiye’nin Koronavirüs Takip Uygulaması Hayat Eve Sığar güvenilir mi?
Yukarıdaki tanımlar eğer sarı yıldız ile gösterilmişse, o ülkenin kullandığı uygulamanın o konuda iyi olduğu anlamına geliyor. Mesela, Türkiye’deki “Hayat Eve Sığar” uygulaması sadece Minimized, yani sınırlı veri talebi başlığında geçer not almış. Bu yüzden sadece minimized başlığının yıldızı sarıya boyanmış.
Ayrıca “notes” kısmına da dikkat kesilmekte fayda var, her ülke için farklı ve değerli notlarla karşılaşmak mümkün. Ülkemiz için bırakılan not ise şöyle:
Türkiye, COVID-19 testi pozitif çıkan kişilerin uygulamayı indirmesini zorunlu kılıyor ve ardından verileri polisle paylaşabiliyor.
Hayat Eve Sığar uygulaması Bluetooth ve Konum (GPS) teknolojilerini kullanarak çalışıyor.
Bu konunun neden bu kadar önemli olduğunu anlamlandıramıyorsanız, aşağıdaki tweet serimize bir göz atabilirsiniz:
Norveç Tüketici Heyeti’nin hazırladığı rapor Google’ın kullanıcılarını nasıl adım adım takip ettiğini gösterdi #Evhamhttps://t.co/117dTuOKxT pic.twitter.com/GNC20WuLP8
— Gelecek Burada (@gelecek_burada) December 1, 2018
Birkaç ülkenin COVID-19 uygulamasına yakından göz atalım:
Çin
Halka açıklanan bilgiler arasında detay bulunmadığı için hiçbir yıldız alamayan uygulama konum (GPS) bilgisini kullanarak data mining (veri madenciliği) yapıyormuş.
İtalya
COVID-19 salgını tarafından ciddi şekilde etkilenen ilk batı ülkesi olan İtalya tüm kriterlerde 5 yıldız almış ve Bluetooth teknolojisini baz alan, Google ile Apple’ın geliştirdiği API’yı kullanıyormuş.
Almanya
Almanya da bir süre kendi merkezi sistemini kurmaya çalıştıktan sonra Apple ve Google’ın API’sına başvurmaya karar vermiş. Corona App isimli uygulama gönüllülük ve sınırlı veri kriterlerinden geçer puan alarak diğer 3 başlıkta sınıfta kalmış.
5 Yıldızlı Ülkeler:
İsrail, İtalya, İzlanda, Çekya, Bulgaristan ve Avusturya tüm kriterlerde geçer not alarak güvenilir bir izlenim verdi.
Teknolojinin iyi niyetli eller tarafından faydalı bir şekilde kullanıldığına dair birçok örnek görüyoruz ancak belirli güçler tarafından kontrol edilen ve büyük bir topluluğun kullanmak zorunda kaldığı uygulamaların niyetini okumakta yaşadığımız zorluklar da bizi evhamlandırıyor. Yukarıda da gördüğünüz gibi, incelenen 26 ülke arasından sadece 6 ülke tüm parametrelerden geçerli puan almayı başarmış. Geriye kalan 20 ülke vatandaşlarının ise her şeyin yolunda olmasını ummaktan başka yapabilecek bir şeyleri pek yok gibi görünüyor.
[button color=”red” size=”normal” alignment=”center” rel=”follow” openin=”newwindow” url=”https://www.gelecekburada.net/bulundugunuz-noktalarda-coronavirusu-gosteren-kolektif-uygulama/”]Bulunduğunuz Noktalarda Coronavirüs’ü Gösteren Kolektif Uygulama[/button]
Kaynak: MIT Technology Review