Gezegenimizde insan nüfusu 7 milyarı aşmışken, kullanılan motorlu araç sayısı 1 milyar 250 milyonu buluyor. Dünya nüfusunun yarısı halihazırda şehirlerde yaşıyor. Şehirlerdeki trafik sıkışıklığı ve çevresel kirlilik gibi faktörler yaşam kalitesinin düşmesine ve ekonomik dinamizm kaybına yol açıyor. Teknoloji uzmanları kentleri sıkışık caddelerden korumak, asfalt yolların yapımını azaltmak için epeydir boş olan gökyüzünü kullanma fikrini öneriyor.

Daha önce bahsettiğimiz PAL-V henüz piyasada yerini alamamışken, Alman araba sanayii şirketi Daimler (Mercedes)’in desteklediği bir girişim olan Volocopter Stuttgart’taki Mercedes-Benz Müzesi’nde 4 saatlik test sürüşünü başarıyla tamamlamıştı. Bu girişimlerden yola çıkan birçok işletme önümüzdeki beş yıl içinde hava taksilerini tasarlamaya, üretmeye ve işletmeye hazırlanıyor.

 

Yıllardır hayalini kurduğumuz uçan arabalar gerçek mi oluyor?

Planlanan taksiler dikey olarak kalkıp inen, iki ile altı yolcu kapasiteli ve 30 ile 300 kilometre menzile sahip kanatlı elektrikli araçlar olacak. Bazıları bu tür araçlara şahsen sahip olsa da, büyük çoğunluğun ortak bir şekilde işletilmesi söz konusu olabilir. Bu araçlar hedeflenen potansiyeline ulaştığında Kentsel Hava Hareketliliği (UAM) pazarının küresel olarak yılda yüz milyar dolar civarında olmasını bekliyor.

Böyle bir teknoloji için yasal düzenlemelerin yapılması, kamuoyunun kabullenmesi, hava trafik yönetiminin oluşturulması, fiziksel alt yapıya kadar bir dizi faaliyetin geliştirilmesi ve en önemlisi bu araçları kullanabilcek pilotların yetiştirilmesi gerekiyor.

Bu yeniliğe geçebilmemiz için aşmamız gereken birtakım zorluklar bulunuyor.

İstihdam zorluğu

Endüstrinin önümüzdeki on yıl boyunca tam özerkliğe ulaşmadan binlerce pilot işe alması, eğitmesi bekleniyordu ancak COVID-19 krizi, bu pilotlara olan ihtiyacın askıya alınmasına neden oldu. Bununla birlikte, 2020’li yılların sonuna doğru bu yeni pilotların çoğuna hâlâ ihtiyaç duyulacak.

UAM, endüstrinin 2028 yılına kadar yaklaşık 60.000 pilota ihtiyaç duyalabileceğini öne sürüyor. 60.000 yeni UAM pilotunun eğitilmesinin de yaklaşık 4 milyar ile 6 milyar dolara mâl olması bekleniyor. Diğer bir zorluk ise temel uçuş eğitiminin 12 ila 24 ay sürmesi olarak gösteriliyor.

uam veriler
Kentsel Hava Hareketliliği Verileri

Maliyet zorluğu

Uygulamaların olası karmaşıklığı pilotların maliyetlerini artırabilir. Enerji fiyatları, araçların maliyeti ve kullanımı, iniş ücretleri ve pilot maaşları gibi önemli girdiler ile bir UAM uçuşunun yolcu-koltuk hesabı, kilometre başına maliyetinin iki kata kadar olabileceğini düşündürüyor.

Yüksek maliyet, hava taksilerine olan talebi azaltabilir. Bu da operatörlerin platformlarını ve müşteri tabanlarını geliştirirken para kaybetme riskini kabul etmek zorunda kalabilecekleri anlamına geliyor.

Müşteri deneyimi zorluğu

Bir pilotun ayrı bir uçuş güvertesi olmadan, küçük bir kapsülde yolcu ile birlikte yer alacak olması, müşterinin sürüş deneyimini ve bugünün taksi sürücülerinin güvenlik algısını hem olumlu hem de olumsuz anlamda etkileyebilir. Buna karşılık, pilotun varlığı tüketicilerin yeni bir ulaşım tarzını benimseme istekliliğini olumlu anlamda etkileyebilir. Müşteri-pilot etkileşimleri için hangi protokollerin en güvenli ve en konforlu ortamı yaratacağını kimse bilmiyor. Pilotların yolcularla sohbet etmesine izin verilecek mi? Bu özelilikle teşvik edilecek mi? Bu görevleri uçan aracın güvenli bir şekilde işletilmesiyle nasıl dengeleyecekler? Operatörlerin bu sorulara cevap bulması gerekecek.

hava taksi
Kentsel Hava Hareketliliği’nin tasarladığı taksi

Uçan araç tasarım zorluğu

Bir pilotun varlığının UAM araçlarının tasarımı üzerinde birtakım etkileri olacak. Pilot koltuğuna ek olarak, pilot ile uçak arasındaki kontroller ve arayüzleri tasarlamak gerekecek. İlk aşamada otonom uçan araçlarda insan faktörlerine ihtiyaç duyulacak ve araçlar önemli ölçüde yeniden tasarlanacak.

UAM’ın pilotların işe alınması, eğitilmesi ve sertifikalandırılması sorununu çözmek için girişimde bulunması gerekiyor

Pilotların eğitimi ve sertifikasyonunun düzenlenmesi

Endüstrinin, UAM pilotları için yeni bir sertifika geliştirmesi gerekiyor. Çünkü mevcut standart sadece kendileri veya endüstri için ekonomik bir anlam ifade etmiyor. Günümüzün ticari pilotları için sertifikalandırma ve eğitim gereksinimleri karmaşık, uzun ve pahalı bir süreç seyrediyor. Bu nedenle güvenlikten ödün vermeden eğitimi yeniden tasarlamak önem kazanıyor.

Bununla birlikte eğitim müfredatının değişmesi gerekiyor. Örneğin ticari pilotlar, UAM için geçerli olmayacak olan yüksek irtifa aerodinamiği ve yüksek bypasslı jet motorlarının teknik detayları gibi konuları inceliyor. Yeni endüstrinin pilot eğitim programları hem okul hem de pratik uçuş dersleri için dijital eğitim kapsamını genişletmeli. Örneğin, nispeten düşük maliyetli simülatörler, gerçek uçaklarda uçuş eğitimi için kullanılabilir. Yapay zekâ algoritmaları öğrencilerin eğitimi gerçek zamanlı olarak uyarlamasına yardımcı olabilir.

Mükemmel bir deneyim sağlamak ve kamuoyunun kabulünü artırmak için pilotlardan yararlanılacak

Pilotların programları optimize etmek, mevzuata uygunluğu sağlamak, etkili bir güvenlik kültürü oluşturmak ve organize iş sözleşmelerini yönetmek için gerekli olan yeteneklerini geliştirmesi gerekiyor.

Hava ulaşımında pilotlara duyulan ihtiyaç UAM işinin maliyetlerini ve karmaşıklığını artıracak olsa bile müşterilerin sürüş deneyimini ve güvenlik algılarını artırabilir. Bu da potansiyel müşterilerin egzotik yeni bir ulaşım tarzını benimseme istekliliğini tetikleyecektir. Bu nedenle işletmeciler üretimlerini pilotları düşünerek tasarlamalı ve müşteri deneyimini geliştirmek için kullanmaya dikkat etmeli.

Sonuç olarak;

Bahsettiğimiz gri noktaların giderilmesi ile bu araçlar özerk olarak kullanılabilecek. Ancak bunun gerçekleşmesi on yılı veya daha fazla bir süreyi bulabilir. Dünyanın dört bir yanındaki şehirlerden yüzlerce veya binlerce aracın özerk uçuşu gerçekleşene kadar, endüstri binlerce pilotu eğitmeli ve istihdam etmeli.

Pilotlar, uçuşa başlamadan önce, bu yeni ulaşım şekli ile deneyim kazanmalı ve bu konuda veri derlemeli, daha geniş operasyonel sorunları anlamalı, yasa düzenleyiciler ve halk arasında köprü kurarak endüstrinin güvenliğini sağlamak için özellikle uğraşmalı.

UAM’ın uzun vadeli geleceği özerk olsa da, sektörün onbinlerce pilotu işe alması, eğitmesi, sertifikalandırması ve yönetmesi gerekiyor. Bunun gerçekleştirilebilmesi için büyük resimdeki paydaşların – üreticiler, operatörler, uçuş okulları, düzenleyiciler ve işverenler- zorluklarla başa çıkabilmesi için iş birliği yapması gerekiyor.

Kaynak: mckinsey

Share:

administrator

96'da İstanbul'da doğdu, Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde yüksek lisanına devam ederken İş Geliştirme alanında çalışıyor. Sonunda soru işareti olan her şeye ilgi duyarken geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir