Üretim, iletişim, paylaşım ve tüketim kültürümüzün bir hayli değişmesinin ciddi etkilerinden birisi olarak görebileceğimiz ulaşımda, son birkaç yıldır heyecan verici gelişmeler yaşanıyor. Elon Musk’ın başlattığı akım sayesinde elektrikli araçlar ve otonom araçlarla aynı dönemde tanışma fırsatı buluyoruz ve bu araçların bizi sadece okuldan eve, işten spor salonuna götüreceğini beklemek çağımız için biraz yetersiz beklenti olabilir.
Birkaç ay önce Nvidia ile anlaşma sağladığını ve otonom araçlar üzerine çalışmalar yapacağını aktardığımız Toyota, CES 2018’de tanıttığı e-Palette ile kültürel bir devrim gerçekleştirmeyi amaçlıyor.
“Bu araçları; özel görevler için boyutlandırılabilen ve kişiselleştirilebilen transparan kargo aracı veya konteynırı olarak düşünebiliriz.”
Amazon, Didi Chuxing, Mazda, Pizza Hut ve Uber ile birlikte çalıştıklarını belirten Toyota ekibi bu araçları 2020 yılında Tokyo Olimpiyatlarında görücüye çıkarmayı planlıyor.
Hem bir renk paleti gibi eline fırça alan kişinin yeni şeyler ortaya çıkarabileceği bir ürün hem de sanayi paleti gibi taşımacılıkta kolaylık sağlama amacına sahip olan e-Palette, yakın gelecekte farklı alanlarda hizmet veren şirketlerin gezici mağaza, festival standı ve mobil istasyon olarak kullanılabileceği gibi uzaktan ürün gönderimlerinde de fayda sağlayabilir. Daha önce de bir yazımda bahsettiğim kabin gibi uygulamalar da dahil olmak üzere orta vadede karşılaşacağımız ve gerçekten kolaylık sağlayan bir kullanım alanı doğurabilir.
Kabin kullanımını kısaca anlatmam gerekirse; gelecekte ana teknolojilere erişimi olmayan insanların da kullanabilmesi için mahallelere yerleştirilen telefon kulübesi benzeri ‘yerleşkeler’ diyebiliriz. VR ve AR teknolojilerinin gelişimiyle birlikte kıyafet alışverişlerini evimizden yaparken kıyafetleri üzerimizde görebilmeyi umuyoruz ancak bundan 5-10 yıl sonra topluluğun birçoğu bu teknolojilere erişim sağlayabilirken geri kalan kısmının sağlayamaması ihtimali de var. Halkın %90’ının bir VR cihazı olduğu için bazı giyim markaları fiziksel mağazalarının çoğunu kapatabilir ve bu da teknolojiye erişim imkanı olmayanların kıyafet deneyemeyeceği anlamına gelir. Bu yüzden kabinlere ihtiyaç duyabiliriz.
İşte Toyota’nın bu aracı tam da bu tarz kullanımlar için oldukça uyumlu gözüküyor. Telefonundaki uygulamaya gir “ayakkabı denemek istiyorum” butonuna tıkla ve araç sana kaç dakika sonra nerede bulunacağını söylesin. Git ve farklı mağazalardan binlerce ayakkabıyı hatta milyonlarca kıyafeti deneme fırsatı bul.
Toyota ise CES’teki sunumunda ayakkabı örneğini VR-AR kullanmadan fiziki olarak vermiş. Mesela Nike ve Adidas’ın İstanbul içerisinde gezen 10’a yakın araçları olur ve isteyen kişi GPS ile nerede olduklarını öğrenebilir ve ayağına çağırabilir. Ancak bunun alan depolama açısından pek de kullanışlı olmamasından dolayı artırılmış gerçeklik gibi bir teknoloji bu aracı çok daha çekici hale getirecektir diye düşünüyorum ancak öyle veya böyle Toyota’nın bu aracı, şirketler ve hatta devletler için çok güzel fırsatlar sunacaktır.
Tabii eğer otonom araçlar trafikte insanlarla uyum sağlayabilir ve hayatımızın bir parçası haline gelebilirse.