Sağlıksız bir varlığın yaşamına son vermek ile doğmasını engellemek ya da kimin kiminle çiftleşeceğini seçmekle mutlu bir çiftin genetik olarak mükemmel çocuklara sahip olmasına izin vermek arasında büyük bir fark var mı?
Tasarım bebek terimi, belirli özelliklere sahip bir çocuk yetiştirmek için genetiği değiştirilmiş veya gen düzenlemesi yapılmış bir embriyoyu ifade ediyor. Genetik Mühendisliği yoluyla yumurta, sperm veya embriyonun genleri değiştirilerek, tercihe dayalı seçenekler enjekte edilmiş bu bebeğe kazandırılan özellikler teoride hastalıklara karşı düşük dirençten tutun da cinsiyet seçimine kadar değişebiliyor.
Bu süreç genellikle, belirli hastalıklar ve özelliklerle ilişkili genleri tanımlamak için çok çeşitli insan embriyolarının analiz edilmesini ve istenen genetik yapıya sahip embriyoların seçilmesini içeriyor. Bazı durumlarda genetik hastalıklar gibi istenmeyen özellikler kaldırılabilirken bazı durumlarda gelişmiş zeka, güçlü kas yapısı gibi olumlu özellikler eklenebiliyor.
Gen düzenleme nedir?
Genetik düzenleme, genetik kodda ([tooltip tip=”Tüm organizmalar ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. “]DNA[/tooltip]) değişiklik yapma sürecini kapsıyor. Tasarım bebekler söz konusu olduğunda bu ya mevcut genomun küçük bölümlerinin çıkarılmasıyla ya da genoma yeni DNA segmentlerinin eklenmesiyle yapılıyor.
Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz, 1980’lerde ortaya çıkan, CRISPR Genetik Mühendisliği, DNA parçalarını değiştirerek CRISPR tasarımlı bebekleri oluşturuyor. Genetik teknolojinin bu evrimi, bir DNA molekülünden belirli gen türlerini çıkarabilen veya ekleyebilen CRISPR-CAS9 teknolojisi olarak biliniyor.
[tooltip tip=”Düzenli aralıklarla dizilmiş DNA kümeleleri”]CRISPR,[/tooltip] bilim insanlarının hemen hemen her organizmanın genomunu ucuza ve çok hızlı bir şekilde değiştirmesine olanak sağlarken, DNA’nın seçilen bölümlerini kesmek veya mevcut DNA’ya yeni bölümler eklemek için kullanılıyor.
Somatik ve kök hücreler farklı sonuçlar sunuyor
Gen düzenleme hem somatik hücreler hem de germ (kök) hücreler üzerinde gerçekleştirilebiliyor ve bu hücre tiplerinin her ikisi de çok farklı sonuçlar sunuyor.
Somatik hücreler, bir karaciğer hücresi veya bir akciğer hücresi gibi belirli bir hücre tipinin halihazırda farklılaşmış hücrelerini oluşturuyor. Bu hücrelerdeki değişiklikler, yalnızca hücrenin ait olduğu karaciğer veya akciğerler gibi vücut bölümünü etkiliyor. Somatik hücrelerdeki herhangi bir değişiklik, herhangi bir yavruya aktarılamıyor.
Bu nedenle, hastalıkların tedavisi için somatik hücrelerin değiştirilmesi genellikle tartışmalı olarak kabul edilmezken sorun, germ hücreleri üzerinde gen düzenleme yapıldığında ortaya çıkıyor. Germ hücreleri yumurta veya sperm hücrelerini oluşturuyor. Bu hücreler her tür hücreye dönüşebiliyor. Böyle bir dönüşüm sadece canlıyı değil gelecek nesilleri de etkiliyor.
Tasarım bebekler nasıl yaratılıyor?
Bilim insanları laboratuvarda bebeklerin nasıl yaratılacağını keşfettiklerinde, sağlıklı bir bebek üretmek için embriyo düzenleme çalışmalarına başladı. Çalışamlarına devam ederken embriyo üzerinde sadece hastalıkları önlemek için genleri optimize etmekle kalmayıp, aynı zamanda estetik ve kişilik özelliklerini seçebilme potansiyelini keşfettiler. Genetiği değiştirilmiş bebekler olarak adlandırılan tasarım bebekler, [tooltip tip=”In vitro fertilizasyon bir yumurtanın vücut dışında sperm ile birleştirildiği bir döllenme sürecidir.”]IVF[/tooltip] teknolojisi ile meydana geliyor.
Tasarım bebeklerin gelişimi tüp bebek gelişimi ile paralellik gösteriyor. 1978 tarihinde IVF teknolojisiyle ilk tüp bebeğin doğmasıyla IVF teknolojisinin gelişimi bizi bugün bulunduğumuz noktalara taşıdı.
Tüp bebek tarihini tanımlayan altı farklı nesil bulunuyor;
- Gen 1 – Geleneksel IVF (in vitro fertilizasyon)
- Gen 2 – İntrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu (ICSI)
- Gen 3 – Preimplantasyon Genetik Tarama / Tanı (PGS / PGD)
- Gen 4 – Nükleer Transfer (HER IVF / 3-Ebeveyn Bebek Teknolojisi)
- Gen 5 – Gen Düzenleme (CRISPR Bebekler / Tasarım Bebekler)
- Gen 6 – Yapay Gametler (Kök Hücreler)
IVF tarihindeki her nesil, sadece insanların gebe kalmasına yardımcı olmuyor, aynı zamanda doğum sürecini iyileştirme başarısında önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. 1978’deki ilk IVF bebeğinden bu yana, gelişen IVF teknolojisi sayesinde 8 milyondan fazla bebek dünyaya geldi.
2018’in tasarım bebekleri: Lulu ve Nana
2018’de Çinli araştırmacı He Jiankui, dünyanın ilk genetiği değiştirilmiş bebeklerini yapmak için CRISPR kullandığını açıklamıştı. CRISPR tekniğini, yedi çiftin embriyolarındaki CCR5 genini HIV virüsüne dirençli hale getirmek ve modifiye etmek için kullandı. Çiftlerden biri daha sonra Lulu ve Nana ikizlerini dünyaya getirdi.
İkizlerin ebeveynlerinin kimliği belirsizliğini korurken Jiankui’nin çalışması hiçbir dergide resmi olarak yayınlanmadı ve yayın organlarında sadece bahsi geçti. Yapılan çalışma insanlar üzerinde kanıtlanmamış araştırmalar yürütme konusunda kabul edilen etik standartları ihlal etti. Bununla birlikte, He Jiankui’nin çalışması buzdağının sadece görünen bir kısmıyken, Çin hükûmetinin CRISPR üzerine yaptığı klinik araştırmalarını saklama ihtimali bulunuyor.
Bizi Neden Korkutuyor?
Bir insana CRISPR ile modifiye edilmiş bir embriyonun yerleştirilmesinin yasa dışı olup olmamasının yanında ahlaki ve etik standartların ne olacağı da tartışmaları beraberinde getiriyor. Gen düzenleme etiğini farklı bakış açılarına göre değerlendirebiliriz.
Genler bir dereceye kadar birbirine bağlı olduğu için bir geni değiştirmenin, diğer genler veya vücudun farklı özellikleri üzerinde istenmeyen etkileri olabiliyor. Bu nedenle birçok insan, insanlar üzerinde deney yapma fikrini etik bulmuyor. Özellikle yapılacak deneyin başarılı olup olmayacağı, kişide ne gibi durumlara yol açacağı veya olası başarısızlık durumunda başa dönülemeyeceği düşüncesi haklı ön yargıları beraberinde getiriyor. Bu noktada, CRISPR’nin güvenli olduğunu göstermek ve herhangi bir genin mevcut kişi veya gelecek nesiller üzerindeki etkilerini değerlendirmek için yeterli kanıt bulunmuyor.
Bununla birlikte gelecekte ebeveynlerin veya doktorların bebeklerinin cinsiyet, zekâ veya kişisel özelliklerini istedikleri gibi değiştirmesi toplumsal endişelere yol açıyor. Embriyoların bu şekilde düzenlenmesi, genetik değişikliklerin gelecek nesillere taşınabileceği anlamına geldiğinden bu teknoloji tartışmalara konu oluyor.
Bazı bilim insanları bu teknolojinin hastalıkları tedavi etmek için kullanılmasına göz yumarken, bazıları bu teknolojinin kozmetik araçlar ve insan özelliklerinin iyileştirilmesi ve daha geniş toplumsal çıkarlar için kulanılabileceği konusunda endişeleniyor.
Genetik düzenleme birçok tartışmayı beraberinde getirirken fayda sağlayacağı alanlar bulunmuyor değil. Gen teknolojisi, insanların daha kolay hamile kalmalarına yardımcı olma, hastalıkları önleme ve daha sağlıklı bebekler dünyaya getirme şansını artırıyor.
Kanser hücrelerini yok etmek, hastalıklara neden olan hücre tahribatını iyileştirmek veya sağlıklı hücre genleriyle değiştirmek için CRISPR kullanılabilir.
CRISPR daha iyi mahsul ve çiftlik hayvanları yaratmak, yeni ilaçlar üretmek, zararlıları ortadan kaldırmak ve kritik hastalıkları tedavi etmek için göz ardı edilemez bir potansiyel taşıyor.
Korkmalı mıyız?
Yanlış düşüncelerden, evet. Doğacak olan bebeklerin kişilik haklarına müdahalede bulunmak ve yeni bir toplumsal uçurumun ortaya çıkma riski ile karşı karşıya kalmamız bizleri korkutuyor.
Çocuğun kişilik hakları ne olacak?
Genlerle oynamak yaşamın kendi dokusunu manipüle etmekle eş değer olduğundan genlerimizle çok fazla uğraşmak, insan bile olmayan bir şey yaratmamıza neden olabilir. Doğacak bebeğimizi dahi belirli özelliklerle tasarlama ihtiyacı hissediyorsak, bu özelliklere insan hayatından daha büyük bir önem verdiğimiz anlamına gelebilir. Başka bir deyişle bu, görünüşte bir çocuğun “ne olursa olsun” sevilmesi gerektiği şeklindeki değerlerle çelişebilir.
Bununla birlikte maddiyata dayalı her yeni teknolojinin akıllara getirdiği “zenginler mükemmel çocuklar tasarlamaya başlarken fakir aileler bunu karşılayamayacaksa ne olacak” sorusuna cevap bulmamız gerekecek. Bunlara cevap ararken sağlık sorunları sebebiyle hayalini gerçekleştirmesi imkansız olan bir adamın başkasıyla anlaşarak onun genleriyle uzaya gitmesini konu alan, 1997 yapımı Gattaca filminden ilham alabilirsiniz.
Toplum ‘duyarlılığı’ ne olacak?
İnsan genetiğine bu kadar müdahale edebilmek önce [tooltip tip=”sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, bilimselliği tartışmalı bir toplumsal akım veya toplumsal felsefedir.”]öjeni[/tooltip]yi daha sonrasında Hitler’i düşünmemize neden oluyor. O dönemde bu berbat bir düşünceyken şimdi etik bir hâl mi alacak? Belki de öjeni argümanının bugün bu kadar kötü bir kelime olmasının ana nedeni tarihte sadece belli kesim için bunun düşünülmüş olması olabilir.
Sınıf ayrımları son bulacak mı?
Bu aynı zamanda insanlık tarihimizde ırksal farklılıkların üstesinden gelmek için gösterdiğimiz çabalara aykırı olabilir. Genetik farklılıklarla ilgili çağlar boyunca sorunlar yaşadık. İnsan ırkları gibi bu farklılıklar da genellikle sınıf farklılıklarına yol açıyor. Siyahlar, beyazlar, kızıllar, aristokrasi, burjuva, çiftçi derken sürekli toplumları uç köşelere çekiştirdik. Yaşanan utanç verici ayrımlar günümüzde resmî olarak mevcut olmamasına rağmen izlerini tamamen silebilmiş değiliz. Gen düzenleme alanında günümüz ve gelecekteki araştırmaları yönetmek için uluslararası bir çerçevenin benimsenmesi gerekiyor.
Seride yer alan ilgili tüm içerikleri incelediğimizde asıl korkmamız gerekenin teknoloji değil, insani hırslarımız olması gerektiğini görüyoruz. İnsani hırslarımızdan arındırdığımız hiçbir teknoloji korkuyu hak etmiyor. Aksine hepsi herkesin ‘insanca’ yaşabileceği bir hayata aracılık ediyor. Araçlarınızın amaç olmadığı bir geleceğe sahip olmanız dileğiyle.