Hep yapay zekâ, sanal gerçeklik, blockchain ve 3B yazıcıları konuşuyoruz. Bu defa kendi içimize dönme vakti! Takımımızı Tanıyalım serisinde, her hafta ekibimizin parçası olan bir arkadaşımızı tanıyoruz.
Nur Kardelen Ay, Yıldız Teknik Üniversitesi Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi.
Her şeyden önce kendi geleceğimize şekil veriyoruz. Peki Kardelen’in geleceğe dair planları neler?
Kardelen: Kendi geleceğimi belirleyecek spesifik planlar yapmaktan kaçınıyorum, çünkü hayatımdaki her şey gibi planlarım da değişkenlik gösteriyor. Söz konusu dünyaya bir şeyler katmak olduğunda ise en büyük hayalim olabildiğince çok insanın hayatına dokunmak. Çok insan tanımak veya belirli insanların hayatında kalıcı olmak değil, insanların hayatında bir şekilde olumlu değişikliklere sebep olabilmek. Özellikle cinsiyet ve fırsat eşitsizliği sorunlarıyla ilgileniyorum, gelecekte bu sorunların küresel çapta çözüldüğü ve bu sayede dezavantajlı grupların hayatın her alanına daha fazla dahil olabildiği bir dünyaya katkım olması beni çok mutlu ederdi.
Kendime gelirsem de bir yere bağlı kalmadan konar göçer yaşamak, bol bol gezmek ve kendime sonsuz bir öğrenme döngüsü ile bir şeyler katmak en büyük hayalim. Her zaman en yeniyi ve bana en uzak olanı deneyimleyerek kendi sınırlarımı zorlamak istiyorum.
Peki Kardelen, boş vakitlerinde en çok ne yapmaktan keyif alıyor? En sevdiği kitap ve film nedir?
Kardelen: Boş vakitlerimi olabildiğince film-müzik-spor üçlüsüyle doldurmaya çalışıyorum. Üçüne de ayrı ayrı fazlasıyla düşkünüm. Çocukluğumdan beri hem sporla içli dışlı olmaktan hem de pek çok farklı branşı seyirci olarak takip etmekten keyif alıyorum. Aynı şekilde müzik konusunda birikimimin yüksek olduğunu düşünüyorum ve çaldığım enstrümanların dışında sesime de kısmen güveniyorum diyebilirim. 😊 Sıra filme geldiğinde ise bu sefer sadece izleyiciyim!
En sevdiğim kitap Reşat Nuri Güntekin’in Bir Kadın Düşmanı. En sevdiğim filmlerden birisi olarak da The 400 Blows’u söyleyebilirim. En sevdiğim dizi ise The Handmaid’s Tale. Gerçekliğe pek de uzak olmayan distopik bir gelecekte verilen mücadele, umudun ve direnişin her zaman var olduğunu hatırlamama yardımcı oluyor.
Gelecek Burada’da hepimiz çok yönlü çalışmaya gayret ediyoruz fakat nihayetinde herkesin yazarken görece daha çok keyif aldığı bir başlık var. Kardelen’in en sevdiği yıkıcı teknoloji başlığı hangisi?
Kardelen: Gelecek Burada’da yazmaktan en çok keyif aldığım konu Sürdürülebilirlik. Sürdürürebilir ve erişilebilir kavramlarını içeren içeriklerin, tüm dünyaya eşit bir şekilde hitap edebiliyor olması beni heveslendiriyor. Bu bağlamda fırsat eşitsizliğine sunduğu çözümler ve demokratik üretim imkânıyla 3 boyutlu yazıcılar en sevdiğim yıkıcı teknoloji başlığı diyebilirim. Evsiz insanlardan, yardıma muhtaç hayvanlara kadar pek çok alanda fayda sağlayan projelere dahil olabiliyorlar.
Peki Gelecek Burada ekibine dahil olurken Kardelen’in en büyük motivasyonu ne oldu?
Kardelen: Aslında bir nevi ben dahil olmadım, Gelecek Burada beni kendi bünyesine dahil etti denilebilir. Okuduğum bölümle yakınlık gösterse de benim ilgi alanıma pek de girmeyen alanları, farklı açılardan değerlendirebileceğimi görmek ekibe dahil olduktan kısa bir süre sonra bana büyük bir heyecan ve devam azmi verdi. Aynı zamanda birlikte çalıştığımız ekip ve bence her zaman yakalanması mümkün olmayan uyum insana sonsuz bir motivasyon sağlıyor.
Gelecek Burada’da edindiği deneyimleri hayatının hangi alanında kullanmayı planlıyor?
Kardelen: İçerik yazarlığı ve habercilik konusunda gösterdiğim gelişmelerin yanında, GB maceram bana kişilik açısından da birçok gelişim kitabının veya hayat tecrübesinin sağlayamayacağı şeyler kattı. Bunda eşsiz bir takımla çalışıyor olmamızın payı büyük. Her zaman daha iyisini istemek, hedeflemek ve bitmek bilmez bir üretim açlığı içinde olmak da cabası.
Okuduğumuz bir haberi farklı yönleriyle ele almaya çalışmak, ilgi alanlarımızla ilişkilendirmek için beyin fırtınası yapmak ve çok yönlü düşünmeyi öğrenmek eşsiz bir deneyim oldu. Sonuçta hayatta kazanılan her deneyim insana dünyaya farklı bir pencereden bakmayı öğretiyor ve Gelecek Burada’nın penceresi önündeki çiçekleriyle (GB ekibi) her zaman bakmayı tercih ettiğim olarak kalacak.