Aralık ayı kimlerimiz için Spotify yıllık özet içerikleriyle dolu Instagram öykülerini izleyerek geçti. Son bir yılda kaç dakikanızı Spotify kullanarak geçirdiniz, bu dakikaların kaçında müzik, kaçında podcast dinlediniz, en çok hangi türleri ya da sanatçıları tercih ettiniz Spotify kullanımının neredeyse tüm detaylarını gözler önüne seren bu özet bazılarına yeterli gelmemiş olacak ki bu konuda yeni bir yapay zekâ aracı geliştirildi. Yeni algoritma aracı Spotify dinleme alışkanlıklarınızı kendine has alaycı üslubuyla sizlere sunuyor.
The Pudding internet sitesinde kullanıcıların deneyimine sunulan yapay zekâ aracı için siteye girdikten sonra karşısınıza “Spotify’ın ne kadar kötü?” sorusu çıkıyor. Devam etmek için “Find Out” butonuna tıkladığınızda:
“Merhaba, ben müzik zevkini değerlendirmek için eğitilmiş bir yapay zekâyım. Başlamak için Spotify’ını görmem gerek. Sadece ne dinlediğine bakacağım. Hiçbir şey göndermeyeceğim veya değiştirmeyeceğim.”
ifadeleri ekrana geliyor. Bu açıklamadan sonra Spotify hesabınızla yapay zekâ aracını etkileştireceğiniz sayfaya yönlendiriliyorsunuz. Talimatlar oldukça basit ve etkinleştirme işlemi uzun sürmüyor. Spotify hesabınıza bağlanan yapay zekâ profilinizi taramaya başlıyor. Yorumlarının daha tutarlı olması için zaman zaman size dinlediğiniz şarkılarla ilgili sorular soruyor. Tarama işlemi bittikten sonra tarama sonuçlarına ve sorulara verdiğiniz cevaplara göre Spotify kullanım raporunuz hazırlanıyor. Bu raporun dinleme geçmişinizle ilgili özete benzer yönleri var. Örneğin en çok dinlediğiniz sanatçı ya da şarkı gibi temel kullanım bilgileri bu raporda da yer alıyor.
Raporu, dinleme özetinizden ayıransa raporun sonunda yer alan mizahi yorumlar oluyor. Geliştirilirken Pitchfork incelemeleri, plak mağazası önerileri ve neredeyse hiç bilinmeyen alt dizinler de dahil olmak üzere iki milyondan fazla nesnel iyi müzik göstergeleri üzerinde eğitilen yapay zekâ, hazırladığı rapora göre müzik zevkinizi yorumluyor.
“Bu botun gizli zevklerinizden hiçbirine sabrı yok. Örneğin çok fazla Taylor Swift görürse bunu tüm dünyaya gösterecektir. Üstelik öyle yorumlar yapacak ki dinlediklerinize pişman olacaksınız.”
Algoritma Nasıl Çalışıyor?
Yapay zekâya uygulamanın girişinde onu kimin otorite belirlediğini ya da neden fikirlerini önemsememiz gerektiğini sorarsanız size başta yer verdiğimiz nesnel iyi müzik göstergeleri üzerinde eğitildiğini söylüyor. Bu eğitimin, algoritmayı fazla ön yargılı yaptığı söylenebilir. Kullanıcı yorumları ve kendi deneyimlerimize bakarak algoritmayı kandırmanın çok kolay olduğunu söyleyebiliriz. Queen, Radiohead, Pink Floyd ve Ferdi Özbeğen şarkılarından oluşan çalma listeniz yerli pop çalma listenizi gölgede bırakıp uygulamadan iyi yorumlar almanızı sağlıyor. Deneyimleyen kişilerin yorumlarının çoğunda bu sebepten kaynaklanan “geliştirilebilir” ifadesi karşımıza çıkıyor. Çünkü bazı türler, sanatçılar ve şarkılar listenizin geri kalanı ne olursa olsun direkt iyi yorum ya da kötü yorum almanıza sebep oluyor.
Algoritmanın başarılı tarafı ise yorum yelpazesinin genişliği ve güçlü espri yeteneği. Algoritmaya çok farklı yorumlar kodlandığı için bir noktadan sonra birbirini tekrarlayan kalıp yorumlarla çok sık karşılaşmıyorsunuz. Espri yeteneğinin kalitesi içinse şu yorum yapılabilir:
“Bir [tooltip tip=”pek çok bilgisayar işlemini yarı-otomatik olarak yapabilen robotlar “]bot[/tooltip] tarafından aşağılandığınız halde yorumları okurken gülümsemeden duramıyorsunuz.”
Yeni Nesil Toplum Baskısı Düşündürüyor
Yapay zekâ aracının mizah seviyesi o kadar yaratıcı düşünülmüş ki kullanıcı yorumlarının çoğu uygulamadan keyif almış görünüyor. Peki yapay zekâ mizahi yorumlarıyla herkesi güldürmüyorsa?
Kişisel verilerin paylaşım çeşitliliğinin artması endişe verici görünüyor. Bir başkasının aynı içerikteki paylaşımına asla ilgi göstermiyorken kendi paylaşımımız hakkında saatlerce düşündüğümüz oluyor. Tüm bu stres eskiden kalma bir geleneğin günümüze uyarlanmış modelinden kaynaklanıyor. Bu geleneğin eski adı toplum baskısıyken şimdiki adı sosyal medya baskısı olarak gündemde yer alıyor. Adı değişiyor, yöntemi değişiyor ama baskının boyutları katlanarak hayatlarımızı şekillendirmeye devam ediyor.
Kişisel müzik dinleme platformundaki bir yıllık özetinizin paylaşılabilir olması bir kıyas ortamı yaratıyor. Dinlediği türlerin, sanatçıların, şarkıların “yeterince havalı” olmadığını düşünenler kendilerini bu paylaşım furyasının dışında tutuyor. Şimdilik yetersizliğinizi kendi içinizde yaşamak ve kendinizi bu paylaşım zincirinin dışında tutarak gizli kalma şansınız var. Peki ya sonra?
Belki gelecekte Spotify, geliştirilen yeni yapay zekâ aracına benzer bir botla özetlerinizi yorumlarla birlikte sizlere sunacak. Belki daha sonraki senelerde özetlerinizin paylaşılıp paylaşılmaması size kalmayacak ve otomatik olarak yayınlanacak. Bu sizleri yukarıda bahsettiğimiz yapay zekânın sabrının olmadığı gizli zevklerinizden vazgeçmek ve “havalı onayı” verilen türleri, sanatçıları ya da şarkıları dinlemek zorunda bırakacak. Sonunda hepimiz farklılıklarımızdan ve bizi biz yapan kişisel zevklerimizden arınmış birbirinin aynı “havalı insanlar” olacağız.
Ne kadar abarttınız dediğinizi duyar gibiyiz fakat paylaşım zorunluluğunun ve sosyal medya baskısının geleceğimizi nasıl etkileyeceği üzerine enine boyuna düşünmemiz gerekebilir. Yakın bir gelecekte “paylaşmak güzeldir” mottosunun yerini “paylaşmak zorunludur” sloganına bırakabiliriz.
Kaynak: mashable.com