İnsanoğlunda bulunan doğayı yansıtma isteği sanatın oluşmasına öncülük etmiş; ilk sanat eserleri mağara duvarlarına çizilen objeler, hayvanlar veya türevleri olsa da sanat orada kalmamış ve insanla beraber gelişmiştir. Bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemler bütünü ve bu anlatım sonunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık olarak tanımlanan sanat, günümüze kadar binlerce yıllık bir süreçte değişik ve sürekli bir gelişme göstermiştir. Tolstoy, “Sanat, metafizikçilerin söylediği gibi; esrarengiz bir güzellik ideası ya da tanrının tecelli etmesi değildir. Sanat, estetik fizyologların söylediği gibi; insanın depoladığı enerjinin fazlasını açığa çıkardığı bir oyun da değildir. O, insanın duygularının dışsal işaretler yoluyla ifade edilmesi de değildir. O, hoşa giden objelerin üretimi değildir. Her şeyden öte, sanat bir haz değildir. Aksine, insanları aynı duygu etrafında birleştiren yaşam için, bireylerin ve insanlığın sağlık ve mutluluğuna doğru süren ilerleyişte, insanlar arasında vazgeçilmez bir birlik ve beraberlik vasıtasıdır.” şeklinde belirtiyor.

Fotoğraf makinesinin ortaya çıkışı sanat tarihinde bir kırılma noktası olarak değerlendirilebilir. Dönemin sanatçıları yeni arayışlara yönelerek; anı yakalama, ışık ve yansımalarını görüntüleme gibi isteklerini dışa vurmuşlardır. Dolayısıyla doğayı birebir taklit etme ve geleneksel akademik resim anlayışının temel kuralları sorgulanmış ve bu kurallara bir başkaldırı niteliğinde olan yeni görüşler, yeni düşünceler ve fikirler ortaya çıkmıştır. Siyah, beyaz, kahverengi gibi renkler bir kenara atılıp, prizmatik renkler kullanılmaya başlanmıştır. Geleneksel görme mantığı yıkılarak yerine daha canlı, ışıklı, optik yasalara göre resmedilmiş bir doğa oluşturulmuş, atölye ışığında oluşturulan yanılsama bir kenara bırakılmıştır.

Sanat ve teknoloji modern dönemin sonu, postmodern döneme geçişin başlangıcı kabul edilen ve ilk Londra’da ortaya çıkan Pop Sanat, fotografik imgenin etkileşimiyle doğmuştur. 1900’lü yıllar kentleşmenin hızla yaygınlaştığı, endüstri, pazarlama ve makineleşmenin gelişim gösterdiği bir süreçtir. Dolayısıyla yeniliği ve özgünlüğü arayan bir sanatçı, çağına ayak uydurmak açısından içinde bulunduğu toplumun ideolojilerini, kültürel alt yapısını ve güncel yaşamın getirdiği etkileri yapıtına yansıtmaktadır. Dönemin diğer sanatçıları da makineleşmenin yol açtığı etkiyle değişen tüketim kültürünü çalışmalarında konu edinmişler ve eserlerini bu doğrultuda ortaya koymuşlardır. Teknolojiyle birleşen sanat için gelişmek hiç de zor olmamıştır.

Birçok sanat akımına tanık olan sanat tarihinde, günümüz teknoloji çağında bilgi toplumunun gelişim özellikleri ve teknolojisine uygun olarak dijital sanat ile yeni bir döneme girilmiştir. 1990’lı yıllarda ortaya çıkan “dijital sanat” ve ürünlerinin kökenleri 1960’lı yıllara dayanmaktadır. Christiane Paul bu gelişimi şöyle özetliyor: “Sanat ve teknolojinin kesişim noktası endüstriyel çağdan elektronik alana geçişle olmuştur. 1966 yılında Amerika’da kurulan Sanat ve Teknoloji Deneyleri (EAT) kuruluşu sanatçılar ve mühendisler arasında etkili bir işbirliği geliştirmeyi hedefliyordu Dijital sanat alanında öncü sayılan ‘Cybernetics Serendipity’ isimli ilk sergi 1968 yılında Londra’da açıldı. Sanat değeri olan çok eser olmasa da bu alandaki araştırmalar sanatsal yaratının, yeteneğin yanı sıra bilgisayarlar aracılığıyla da yapılabileceğini ortaya koymaya çalışıyordu Yetenekli kişilerin elindeki sanatı daha geniş kitlelere yayarak demokratikleştirmeyi hedefliyordu.

Dijital Sanat (Digital Art), Illustration Nedir?

Dijital sanat, genel anlamda üretilişinde bilgisayarın rol aldığı, fiziksel olmayan nesnelerin üretilmesiyle gerçekleşen sanat biçimine denir. Günümüz teknoloji devrinde grafiğe olan ilgiyle birlikte artan bir popülariteye sahip olan bu teknik genel olarak geleneksel resim sanatını bilişimin izi doğrultusunda uzman programlarla ve yardımcı araçlarla çizimlerinizi, projelerinizi veya görsel sanatlarla ilgili tüm hayal gücünüzü yansıtabileceğiniz alanı size sunar.

Dijital Sanat Nasıl Yapılır?

Dijital sanat eseri oluşturabilmek için vazgeçilmez tek araç bilgisayardır. Hayal gücü, yaratıcılık ve bunlara ek olarak iyi derecede bilgisayar kullanımı, programlara ve dijital sanatın üretileceği donanımlara (Mac bilgisayar, Wacom tablet, 5D fotoğraf makinesi, aydınlatma için paraflaşlar ve program olarak da Photoshop-Corel vb.) hakim olmak gerekmektedir. 3 boyutlu yazıcı kullanarak tasarladığınız sanatı üretmek de mümkün!

Birkaç Program da Şu Şekilde Sıralayabiliriz

  • Adobe Illustrator
  • Adobe Photoshop
  • Corel Painter
  • My Paint
  • ArtRage
  • Autodesk Sketchbook
  • Paint Tool SAI

 

Klasik sanattaki estetik kaygıyı içerisinde barındırmasını beklemediğimiz dijital sanat, izleyiciyi içine çekmesiyle ayırt edici bir özellik kazanır. Chris Milk’in ve dijital sanatçılarının yarattığı sanat eserleri şimdilik yalnızca insan gölgesinden veya hareketlerinden etkilenerek ekran üzerinde görselleniyor olsa da ilerleyen zamanlarda bunların yerini hologramlar alabilir mi dersiniz? Bu sanatla üretilen animasyonlar, grafitiler, çizgi filmler ve oyunlar da mevcut. Bu sanat akımıyla hayatımızın her yerinde kullanabileceğimiz tasarım ve sanat eserlerini yaşıyoruz! Bilgisayar ortamında olduğu için uygun bütçeli bu akımda istediğiniz kadar çizebilir, tasarlayabilir ve tekrar tekrar deneyebilirsiniz. Sanat eseri internet ortamında olur da müzeleri olmaz mı? İnternette mevcut olan bu müzeleri istediğiniz zaman inceleyebilirsiniz. Her ne kadar müzeler bilgisayar ortamında olsa da benim fikrim gidip görmek ve simülasyonları denemek yönünde. Gelecekteki sanal dünyamızı renklendirebileceğine inandığım dijital sanat akımını takip etmenizi öneriyorum. Tasarım ve farklı simülasyonlarla renklendirebileceğimiz dünyamız için sanat şart. Düşünsenize evinizin içinde Mona Lisa hologramı olduğunu. Veya duvarınızın birini dijital sanatla kapladığınızı ve önünden her geçişinizde farklı bir yaratığa dönüştüğünüzü. Simülasyon, hologram ve teknoloji dolu olan gelecek dünyamızı çok daha eğlenceli hale getirebiliriz. Sanal dünyamızı tasarlarken çok eğleneceğiz.

Kaynak: TurkceBilgi – Kapak görseli In the Eyes of the Animal sergisine aittir.

 

Share:

administrator

1998’ Bursa’da doğdu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstatistik bölümünde okuyor. Big Data, Data Science ve yapay zeka ile ilgileniyor. Sanata ve tasarıma da fazlaca ilgi duyan Mirçe geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir