Lüsid rüya ne demek biliyor musunuz? İngilizcesi “lucid dream” olan bu rüya çeşidini muhtemelen hayatınız boyunca en az bir kez deneyimlediniz veya er ya da geç deneyimleyeceksiniz. Lüsid rüya, kişinin rüya gördüğü sırada rüya gördüğünün farkında olması hâline ve rüya gördüğünün bilincinde olarak rüyasını kontrol edebilmesine deniyor. Bu rüya hâlinde uçabiliyor, ışınlanabiliyor veya istediğiniz bir şeyi yapabiliyorsunuz. Sanal Gerçeklik, lüsid rüyaların dijital hali olarak karşımıza çıkıyor. Tek fark ise uykuda olmanızı gerektirmiyor.

Sanal Gerçeklik Nedir, Artırılmış Gerçeklikle Ne Farkı Vardır?

Sanal gerçeklik (VR), 3D bir görüntünün veya ortamın, özel elektronik ekipmanlar kullanan kişi tarafından, görünüşte gerçek ve fiziksel bir şekilde etkileşime girebildiği simülasyonu olarak tanımlanıyor. Başka bir deyişle başlık ve kulaklık aracılığıyla, gerçek gibi görünen ama aslında dijitalleştirilmiş bir sanal dünyaya geçişe deniyor. Bilgisayar, kulaklık ve sanal gerçekliği sağlayan diğer teknolojik ekipmanlar ise sanal gerçekliğin kapısı olarak düşünülebilir. VR olabildiğince duyuyu harekete geçirme potansiyelini barındırıyor. Bu duyulara en bariz olarak görme ve duymanının örnek verilebileceği gibi dokunma ve koklama da örnek verilebilir.

Artırılmış gerçeklik (AR), bilgisayarda oluşturulan bir görüntüyü veya nesneyi, kullanıcının gerçek görüşüne yansıtmak olarak tanımlanıyor. Bu durum, tamamen yapay bir ortamın aksine gerçek dünya ve sanal dünyanın birleşik bir görünümü oluyor. Temelde sanal gerçeklik gibi fakat bir ayağınız hâlâ gerçek dünyada kalıyor.

Sanal Gerçeklik Nasıl Çalışır?

VR başlıklarında, bireyin gözünün hareketine ve konumlandırılmasına göre ayarlanan iki otomatik odaklama lensi bulunuyor. Ekrandaki görseller daha sonra bilgisayara bağlı bir cep telefonu veya HDMI kablosuyla işleniyor. 20 milisaniyeden daha kısa sürede dönen bir yanıt, beyni görüşün mükemmel olduğunu düşünmesi için kandırıyor. Tüm bu beyni kandırma, kulaklık ve grafik işlemcileri tarafından sunulan kare hızına, ekran yenileme hızına ve görüş alanına bağlı kalıyor. 

Sanal Gerçeklik Nasıl Çalışır?
Sanal Gerçeklik Nasıl Çalışır?

Kulaklık ve 3D ses efektleri kullanılarak, kullanıcının sanal ortama olan inancı en üst düzeye çıkarılıyor. Göz ve baş hareketi takibi için lazer işaretçiler ve mobil sensörler kullanılıyor. İvmeölçerler (bir kütleye uygulanan ivmeyi ölçen cihaz) 3 boyutlu hareketi algılıyor, manyetometreler (manyetik alanın yoğunluğunu ölçmeye yarayan cihaz) ise Dünya’ya göre konumu tanımlıyor. 

Askeriyede Sanal Gerçeklik

Her 20 askerden 1’i eğitim sırasında hayatını kaybedebiliyor. Bu ciddi sorunun çözümü için VR kullanılırsa eğitim sırasında hayati boyuta varan tehlikeler ortadan kaldırılabilir. Askeriyede sanal gerçekliğin birinci kullanım alanı sürükleyici eğitim oluyor. Kursiyerlere, paraşütle atlamanın, deniz uçaklarının ve tankların (özellikle klostrofobi duygusu) stresini yaşatmaya yardımcı oluyor. İkinci kullanım alanı olan durumsal farkındalıkta ise kursiyerlerin yön bulması ve ekip çalışması yapmayı öğrenmesi için orman, kutup, su altı veya çöl gibi ortamları deneyimlemeleri sağlanıyor.

(Sanal gerçeklikle eğitim almakta olan kursiyerler)
Sanal gerçeklikle eğitim almakta olan kursiyerler

Eğitim ve Öğretimde Sanal Gerçeklik

Eğitimin en çok deneyim yoluyla etkili olduğu gerçeği göz ardı edilemese de devlet okullarına birçok uygulamalı deneyim sağlamak, büyük bütçe sorunlarına ve güvenlik endişelerine neden olabiliyor. VR ile gereken eğitimler deneyimlenebilir hâle geliyor. Sanal dünya, yalnızca küresel olarak öğrenciler için iş birliğini artırmak, kavrayışı geliştirmek ve performansı artırmakla kalmayarak, aynı zamanda pandemi koşullarında da öğrencileri güvende tutma potansiyeline sahip oluyor.

Eğitimde sanal gerçeklikten faydalanan çocuklar
Eğitimde sanal gerçeklikten faydalanan çocuklar

Sanal Gerçekliğin Geleceği

Önümüzdeki 5-10 sene içinde, VR’ı gerçek hayata mümkün olduğunca yakın hâle getiren güçlü işlemcilerle 8k çözünürlük bekleniyor. [tooltip tip=”(Beyin hareketi algılarken 3 farklı sinyali kullanmaktadır. İç kulak, gözler ve ayak, deri, kalça, eklem ve kas duyu reseptörlerinden gelen hareketler beyne aktarılırken bunların arasındaki uyumsuzluk sonucu ortaya çıkan durum ise hareket hastalığıdır. Taşıt tutması ise başka bir adıdır.)”]Hareket Hastalığı[/tooltip] gibi yan etkilerin ortadan kaldırılması ve devasa kulaklıkların daha kullanışlı olan gözlüklerle değiştirilmesi de hedefleniyor Bunun dışında en dikkat çeken hedef ise ileride VR’ı başka yenilikçi teknolojiler ile birleştirmek olabilir. Böylelikle hayatımızı sonsuza dek değiştirecek eşi görülmemiş ürünler ve gerçeküstü sistemler ortaya çıkarılabilir. Bu yenilikçi teknolojilere yapay zekâ ve nanoteknolojiyi örnek verebiliriz.

Restaurantlar, hava yolları, oteller, tatil köyleri, eğlence parkları ve turistik yerler, potansiyel müşterilerine söz konusu yerde ne deneyimleyeceklerine dair bir bakış sunmak için sanal gerçeklikten yararlanmaya başlıyor ve böylelikle potansiyel müşteriyle güven inşa ediyor. Yapay zekâyı sanal dünyaya eklediğimizde yolcular hava durumu, trafik durumu, açılış ve kapanış saatleri gibi seyahat bilgilerini görebiliyor. Yapay zekâ aynı zamanda ortamları gerçek zamanlı olarak haritalayabildiğinden, yolların, restaurantların veya otellerin sanki oradaymış gibi bir hisse varılmasını sağlıyor. Sistemin kullanımını kolaylaştırmak için ise bilgi sunabilecek, anlaşmalar yapabilecek ve bu anlaşmaları sizin için kapatabilecek bir satış temsilcisinin tasarımı devam ediyor.

Nanoteknoloji, bir nesnenin veya malzemenin fiziksel özelliklerini değiştirmek için nano ölçekte (1-100 nanometre) tek tek atomlarının ve moleküllerinin manipülasyonunu içeriyor. Nanoteknoloji, son derece küçük ölçekte çalıştığından, çıplak gözle görülemeyen şeyleri öğrenirken tam olarak kavramayı zorlaştırıyor.

Bu noktada bir grup öğrenci programcıdan oluşan Tech Core’un geliştirdiği laboratuvarlarla tamamlanan özel sanal gerçeklik sınıfı dikkat çekiyor. Bu çalışma tamamlandığında ise öğrenciler, sanal gerçeklik laboratuvarındaki nano ölçekte nesneleri etkileşimli olarak inceleyebilir hâle gelecek. Öğrenciler ve araştırmacılar aynı zamanda eğitmenleri ve akranları ile dünyanın herhangi bir yerinden gerçek zamanlı olarak etkileşimde bulunabilecek. Bu teknolojiyi, çocukların atomik parçacıklarla oynadığı bir oyun alanı gibi düşünmek ise doğru oluyor. 

Sanal Gerçeklikteki Gelişmelerin Değeri Ne Kadar?

VR teknolojisindeki sürekli gelişmeler ve kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, sanal gerçeklik için küresel piyasa değerinin 2026 yılına kadar 120,5 milyar ABD doları olması bekleniyor. 

Küresel Sanal Gerçeklik Pazar Boyutu, 2015-2026 - ABD doları milyar
Küresel Sanal Gerçeklik Pazar Boyutu, 2015-2026 – ABD doları milyar

Hâlâ gelişmekte olan sanal gerçekliğin, gelecekte hayatımızın ayrılmaz bir parçası olacağı öngörülüyor. Nanoteknoloji ve yapay zeka gibi yenilikçi teknolojilerin sanal gerçeklik ile birleştirildiği projelerin ise sanal gerçekliği daha da geliştirmesi bekleniyor. Belki de yakın gelecekte şu anda geliştirilmekte olan sanal gerçeklik projelerine alışveriş merkezlerini sanal gerçeklikle gezmek de eklenecek. Otopark derdi olmadan evinizin rahatlığında, bir gözlükten bakarak kıyafetleri denemeyi, ev mobilyalarını incelemeyi kim istemez ki?

Kaynakça: Medium 

Yazar: Defne Meriç Erdoğan

Editör: İrem Karaduman

Share:

administrator

Robert Kolej'de 10. sınıf öğrencisi olan Defne; müziğe, kodlamaya ve yazarlığa ilgi duymasının yanı sıra gönüllü olarak sivil toplum kuruluşlarında çalışmayı seviyor. Yeni şeyler denemeye ve öğrenmeye olan merakı nedeniyle teknolojinin geleceğini araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir