Geçtiğimiz hafta Capital Gazzette ofisine girerek 5 kişiyi öldüren ve 2 kişiyi yaralayan silahlı saldırganın kimliği yüz tanıma algoritmaları sayesinde 10 milyon kişilik bir kimlik ve ehliyet veritabanı içerisinden bulundu.
Saldırıdan sonra tutuklanan ve polisle işbirliği yapmayı reddeden suçlunun kimliği, sebebinin polis tarafından da bilinmediği – ya da açıklanmadığı- bir nedenden dolayı parmak izi ile bulunamamıştı. Maryland Image Repository System (MIRS)’e başvuran Maryland emniyeti, 10 milyon fotoğraf arasından yüz taraması yapan yapay zeka sayesinde suçlunun kimliğine ulaşmış oldu.

Suçlunun isminin Jarrod Ramos olduğunun öğrenilmesinin ardından yapay zekanın gözetleme ve savunma sanayiinde halkın emniyeti için kullanılması konusunda olumlu bir emsal edinmiş olsak da kişisel verilerin gizliliği konusunda hala aynı evhamı korumalıyız. Zira bugün bir fotoğrafımızla 10 milyon fotoğraf arasında bizi bulabilen yapay zeka birkaç yıl sonra sadece bir fotoğrafa bakarak, kameralar aracılığıyla dünyanın neresinde olursak olalım yerimizi tespit edebilir. Ve bu yöntemin sadece hukuksal yollarla kullanılacağına dair de ciddi şüpheler mevcut.
Örnek vermek gerekirse şu an FBI, 16 eyaletteki tüm vatandaşların kimliğine erişebiliyor. Çok göz önünde olan bir örnek ise ülkemiz dahil birçok ülkede telefon dinlemelerinin olduğuna dair birçok haber olması. Bugün bazı güçler tarafından telefonumuz dinlenirken birkaç yıl sonra telefon dinleme, kamera izleme, buzdolabını takip etme gibi birçok kişisel bilgimiz hem hackerların hem de yapay zekayı kontrol eden güçlerin hedefinde olacaktır.
Kaynak ve ileri okuma: Technology Review – Gizmodo