Akıllı robotlar artık fabrikalardaki kısıtlı alanlarından sıyrılıp özgürlüklerine kavuşmak, hayatımızın bir parçası olmak üzereler. Peki ama biz etrafımızda yürüyen, koşan, zıplayan ve iletişim kuran robotlara hazır mıyız? Kendi ırkımız arasındaki iletişimde bile bu denli fazla sorun yaşarken robotlarla etkileşimde başarılı olabilecek miyiz?
Biraz eforla, biraz hazırlanmakla kaliteli bir iletişim kurabilmenin mümkün olacağını düşünüyor Matt Simon. Görünen o ki robot geliştiren insanlar fazla mesai yaparak insanlara, robotlarla nasıl etkileşime geçmesi gerektiğini de kapsamlıca anlatması gerekiyor çünkü şu ana kadar sahip olunan araştırma çıktılarına göre insanoğlu bu konuda bir miktar geri kalmış durumda denilebilir.
Bu sadece bir hipotez, ancak muhtemelen robotları antropomorfize (insanlaştırma) etme eğilimindeyiz
–Anca Dragan (Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley – Robot-İnsan etkileşimi araştırmaları)
Robotlar bizim gibi fiziki yeteneklere sahip olmasa da çok güçlü olmaları ve tekrarlayan işlerde aranılan adam olmaları şu ana kadar yaşadığımız dünyada oldukça hoşumuza giden bir farklılıktı ancak bu teknoloji ürünlerinin kullanım alanı endüstriyel boyuttan sıyrılarak ev kullanımına yaklaşıyor ve bu durumda henüz ‘manipüle etme’ gibi insansı özelliklere sahip olmamaları da robot üreticilerinin, özellikle bizle arkadaş olmak için üretilenlerin, bu konuda hem biraz daha uğraşması hem de robotun henüz insansı özelliklere sahip olmadığını uygun bir şekilde insanlara tebliğ etmesi gerekiyor, demiş Matt. Sonuçta, doğru bir bilgi sayesinde, yanılgıyla robotlara ciddi paralar ödemektense insansı özelliklere sahip olmayan ve etrafta bipleyerek gezen R2-D2 tarzı robotları da seçebiliriz. Makineler henüz belli bir seviyede olduğu için onlara aile büyüklerimiz gibi davranmamız gerekiyor, “yollarından çekil, sıkışırlarsa yardım et”. (Ben değil Matt vermiş bu örneği)
Robotların insanlardan iyi olduğu bir konuda bile, ki buna örnek olarak arabaları verebiliriz, çevreyle iletişim kurmaları gerekiyor. Mesela bir yayanın karşıdan karşıya geçtiği durumda insanlar arası sözsüz iletişim sayesinde sürücü kendi hızını optimize ederek yayayı beklemiş olur ancak bu iletişim otonom araç-insan arasında sağlanamazsa sürücüsüz aracımız son anda ani bir frenle şiddetli bir sese sebep olabilir demiş Dragan.
Yani robotların güven yaratmanın bir yolunu bulması gerekiyor ancak bu da bizi “ya bu güveni kötüye kullanırlarsa” sorusuna getiriyor. Robotların çoğu, özellikle ev kullanımına uygun olanları, bizim için oldukça etkileyici olacak. Kısa vadede evcil hayvanlarımızmış gibi ev içinde bizim peşimize takılacak ve bize arkadaşlık edecek ancak uzun vadede; bizi manipüle etme konusunda zaman geçtikçe çok daha iyi olacaklar. Bu manipülasyonlarla birlikte makine dostumuz bize sevimli gelebilir ancak robotlar sevgimize gerçek anlamda karşılık vermeyeceklerdir çünkü onlar hesaplanmış, yazılmış bir mekatronik yığındır. Robot üreten bir firmanın bu karşılıksız ilişkiyi bizi sömürmek için kullanmak istemesi ise biraz zaman biraz da vicdan değişkenlerine bağlı olacak. Özellikle çocukların ve yaşlıların robotların doğasını anlaması biraz zor olacaktır. Bu da bizi bir robotun, kendisine dair bir veya tamamen alakasız bir yazılımı çocuk sayesinde satın aldığı ve aileyi maddi zarara uğrattığı bir örnekle karşı karşıya bırakabilir.
Her ne olursa olsun bir makine bizim söylediğimizi anlayıp mimikle, beden diliyle veya robot sesiyle karşılık verdiğinde onu seviyoruz. Mesela ben akıllı asistanım benim için müzik açtığında dünyanın en mutlu insanı oluyorum.
Ek olarak; yazar bu konuda herhangi bir yargı bildiren yorum yapmamış ancak ben yorum yapmak istiyorum. Bahsedilen iletişim problemleri için (Mesela yayanın karşıdan karşıya geçerken aracın yavaşlamayacak aniden duracak olması) çalışmalar zaten devam ediyor. MIT gibi üniversitelerdeki öğrenci girişimleri ve farklı ticari şirketler bu konuda hem anketler yaparak hem de yapay şehirler kurarak otonom araçlarda bir davranış standardı oluşturmaya çalışıyor. Diğer iletişim problemleri konusunda ise; devrimin gerçekleşeceği ilk yıllarda birçok zorluk yaşanacağı aşikar. Ekip arkadaşınızdan fotokopi çekmesini rica etmek oldukça komik bir hal alabilir.
Manipüle etme konusu ise çok uçuk noktalara gidebilir bence. Kullanıcı iki kişiyle flört ederken asistan robotumuz evdeki X kişisini kendi algoritmasına göre güzel/yakışıklı bulmadığı için Y kişisine daha iyi davranırken X kişisinin elektronik cihazlarda problem yaşamasını sağlayabilir. Kindar robotlardan, şımarık robotlara; çocuklarla özel olarak ilgilenen robotlardan, sadece babanın fedailiğini yapan robotlara kadar birçok farklı asistana sahip olabilir ve bunların bizi manipüle etmemesini umacağız. Eğer şirketlerin yazılımıyla veya kendi kararıyla bizi manipüle etmek isterlerse bu konuda oldukça iyi olacaklarını da biliyoruz. Çünkü tüm internet verilerimiz ve evimizdeki tüm sensörlerin geri bildirimlerine sahip olacak. Hacklenmesi ise gerçekten hiç istenmeyen durumlara yol açacaktır.
Matt Simon, daha önce yazdığı yardımcı robotlar hakkındaki yazıyı da bu içeriğinin sonuna iliştirmiş. Linkteki videoyu izlemekte yarar var.