Geliştirilen herhangi bir robot; insanlara yemek dağıtabilir, bizlerle birlikte oyun oynayabilir, hatta evimizi bile temizleyebilir. İleri teknoloji robotlar, bunları kolayca gerçekleştirebiliyor ancak sosyalleşmek gibi insana özgü yeteneklerden dolayı yapamayacakları faaliyetler de bulunuyor. İnsanların hayatını kolaylaştıran en zeki robotlar bile insan yaşamı için kritik olan temel sosyal etkileşimleri gerçekleştiremiyor. Örneğin, bir robotun yolda ağır eşyalar taşımaya çalışan bir teyzeye yardım ettiğini göremeyebiliriz. Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden Massachusetts Institute of Technology’deki araştırmacılar bu durumu değiştirmek ve robotlara insansı sosyal yetenekleri kazandırmak için çalışıyor.
Araştırmacılar; sosyalleşme ve yardımlaşma gibi sosyal etkileşimleri robotlar için matematiksel hesaplamalara benzer somut bir çerçeveye dahil ederek, makinelerin birbirleriyle iletişim halinde olmalarını ve bu sosyal davranışları öğrenebilmelerini sağladı. Öğretim sonrasında geliştirilen bir simülasyon ortamı ile bir robotun diğer arkadaşını izleyerek hangi görevi başarmak istediğini tahmin edebildiği ve ardından tahmin ettiği göreve göre diğer robota yardım edebildiği anlaşıldı.
Duygusuz Lâkin Mantıklı Robotlar
Robotların duygusuz varlıklar olduğu gerçeği herkes tarafından biliniyordu. Ancak yeni geliştirilen teknolojiler ile onların da duygu kazanması mümkün olabilir gibi gözüküyor. Her ne kadar insan gibi üzülüp sevinemeyecek olsa da sokakta zorlanan bir kişi gördüğünde veya yardıma ihtiyaç duyan başka bir arkadaşını gördüğünde onlara yardım edebilir. Sokakta yaşlı bir teyzeye yardım eden insanların azaldığı bu dönemde robotların onlara yardım ettiğini görebilmemiz mümkün olabilir.
Simülasyondaki yardım üzerine yapılan incelemeler sonunda araştırmacılar, geliştirilen yapay zekâ modelinin gerçekçi ve mantıklı sosyal etkileşimler yaptığını da belirtiyor. Bir grup insana, gerçekleştirilen simülasyon izletildiğinde izleyiciler robotun gerçekleştirdiği sosyal davranışın uygun olduğunu düşünüyordu. Bu yapılan test ile de robotların, insanlardaki sosyal zekâyı taklit edebileceğini ve bunun sonucunda doğru bir sonuca varabileceğini görüyoruz. Robotlar insansı duyguların hissettirdiklerini deneyimleyemiyor olsa da bunların sonucunda oluşabilecek davranışları tahmin edebiliyor.
Robotların sosyal beceriler sergilemesini sağlamak, insanların teknolojiye ve geleceğe olan korkusunu azaltabilir ve bu sayede insan-robot etkileşimlerini olumlu etkileyebilir. Kötü bir durum ile karşılaştığımız zaman bize yardım etmeyen robot almaktansa durumu analiz edebilen ve sorunu çözmeye çalışan bir robotu kim tercih etmez ki?
Geliştirilen yeni model huzurevlerinde kalan yaşlı insanların ihtiyacından ağaçta asılı kalan bir kediyi kurtarmaya kadar birçok farklı alanda kullanılabilir. Bunlara ek olarak, bu yapay zekânın en önemli özelliklerinden biri de insanların sosyal zekâsını belirli bir matematiksel duruma indirgemesi olduğunu belirtebiliriz. Bunun sayesinde, bilim insanları insanlardaki sosyal zekâyı daha iyi anlayabilir ve Otizm gibi hastalıklar için tedavi sunabilir.
Geliştirilen Modelin Gerçek Hayata Katkısı
Robotlar çok yakın bir gelecekte bizimle birlikte yaşamaya başlayabilir ve bunun için bizimle her koşulda nasıl iletişim kuracaklarını öğrenmeleri gerekiyor. Örneğin, sadece bizim komutlarımıza dayanarak değil de ne zaman yardıma ihtiyacımız olduğunu ve bir sorunun çözümünün bulunması gerektiğini anlamaları gerekiyor. MIT’nin bir parçası olan InfoLab’in başkanı ve araştırmayı yürüten ekipte bulunan Boris Katz, yapılan çalışmanın henüz çok başlangıçta olduğunu ve tam anlamıyla günlük kullanımda teste uygun olmamasına rağmen insandaki sosyal zekâyı robotlara aktarabilmek için önemli bir adım attıklarını belirtiyor.
Sosyal İletişimi Temel Alan bir Simülasyon
Araştırmacılar, robotlara eğittikleri sosyal zekâyı test edebilmek için fiziksel ve sosyal olmak üzere iki hedeften oluşan bir simülasyon tasarladı. Fiziksel hedef robotların normal amaçlarını ve sosyal hedef de yardımlaşma hedefini anlatıyor. Örneğin, belirli bir durumda başlangıç noktasından bitiş noktasına gitmek fiziksel bir hedefken ağaçları sulamaya çalışan insanın ne yapacağını tahmin etmek ve bu tahmine göre ona yardım etmek sosyal bir hedef oluyor.
Araştırmacılar geliştirdikleri sosyal zekâyı şu şekilde açıklıyor: “İki robot arasındaki sosyal etkileşimi nasıl modelleyeceğinize dair yeni bir matematiksel çerçeve oluşturduk. Eğer bir robotsan ve X konumuna gitmek istiyorsan ve ben başka bir robot olarak senin X konumuna gitmeye çalıştığını görüyorum, X konumuna daha hızlı gitmene yardım ederek işbirliği yapabilirim. Bu, X’i size daha da yakınlaştırmak, daha iyi bir X bulmak veya X’te yapmanız gereken her türlü eylemi yapmak anlamına gelebilir. Formülümüz, planın “nasıl”ı keşfetmesini sağlar ve daha sonrasında “nasıl”ı uyguluyor.” Bu zekâ sayesinde robotlar hem mantıklı yardım senaryoları bulabiliyor hem de insan gibi düşünmelerini geliştiriyor.
Algoritmanın Oluşturduğu Seviyeler
Araştırmacılar geliştirdikleri algoritmayı üç tür robotu tanımlamak için kullanıyor. Seviye 0 robotunun yalnızca fiziksel hedefleri bulunuyor ve sosyal olarak hiçbir şekilde akıl yürütemez. Sokakta bir yaşlı teyzenin karşıdan karşıya geçemediğini görse bile hedefleri arasında ona yardım etmek olmadığı için bu hedefe odaklanmıyor.
Seviye 1 robotunun fiziksel ve sosyal hedefleri bulunuyor, bu seviyede diğer tüm robotların yalnızca fiziksel hedefleri olduğu düşünülüyor. Seviye 1 robotlar, yardım etme ve sorun çözme gibi diğer robotların fiziksel hedeflerini baz alarak eylemler gerçekleştirebilir. 2. seviye bir robot ise, diğer robotların hem sosyal hem de fiziksel hedefleri olduğunu varsayabilir. Bunun sayesinde 2. seviyedeki robotlar, birbirine yardımcı olmak için bir ekip oluşturmak gibi daha karmaşık eylemler gerçekleştirebilir. Örneğin, seviye 1 robotu yaşlı teyzeye sadece karşıdan karşıya geçmesi için yardım ederken seviye 2 robotu teyzenin eve nasıl daha rahat ulaşacağı konusunda diğer robotlar ile anlaşarak hem karşıdan karşıya geçmesine yardımcı olabilir hem de evine daha rahat ulaşmasını sağlayabilir.
İnsanlığın giderek duyarsızlaştığını ve birine yardım etmeye bile zaman ayırdığımız süre giderek azaldığını düşünürsek yakın gelecekte hayatımıza girebilecek robotlar için bu özellikler bir hayli önemli olabilir. Bir insan bizim yardımımıza koşmazken şu anda insanların korktuğu robotlar o gün bize yardım edebilir, hatta belki de hayatımızı bile kurtarabilir.
Kaynak: MIT News