Sabahları okula/işe giderken “Ne kadar çok araba var?” diye düşündüğünüz oldu mu? Evet artık herkesin arabası var ve bu durum ciddi sorunlar yaratmaya başladı. Sadece trafikte zaman kaybetmekle kalmayıp ayrıca çevremize kalıcı zararlar da veriyoruz. Kullanılan her araç karbon ayak izinin büyümesine sebep oluyor. Ayrıca her gün araba kullanmanın maddi olarak da insanlara zarar verdiği bir gerçek. Bu durum yüzünden tüm dünyada “Carpooling” olarak adlandırılan ve dilimize “Araç paylaşımı” olarak çevirebileceğimiz bir olgu popülerlik kazandı. Araç paylaşımı sizinle aynı yere giden insanlarla aracı paylaşmaktan başka bir şey değil. Böylece hem cebinize hem de doğaya daha az zarar vermiş oluyorsunuz. Git gide yaygınlaşan araç paylaşımı konsepti otomobil fuarlarında da kendine yer bulmaya başladı.
Fransız araç üreticisi Renault Cenevre Otomobil Fuarı’nda EZ-GO konsept modelini tanıttı. Paylaşımlı araç konseptine yeni bir bakış sağlayan EZ-GO, geleceğe doğru büyük adımlar atmış gibi görünüyor. Adının neden EZ-GO olduğunu düşünüyordum ki fuar tanıtım videosunda okunurken “Easy Go” olmasından dolayı bu ismin seçildiğini fark ettim, güzel bir kelime oyunu yapılmış yani.
“Robot Taksi” olarak adlandırabileceğimiz bu araç sabit bir noktadan veya bir istasyondan araç çağırıp kullanabilme imkânı sunuyor. Bir uygulama üzerinden çağırılabileceği gibi şehirde sabit istasyonları da olması düşünülüyor. Sürücüsüz bir araç olan EZ-GO maksimum 6 yolcu kapasitesine sahip. Sunumu sırasında şehirler için ikonik bir model tasarlama amacı olduğu söylenen araçta tamamen şeffaflık hakim. Bir taksi olarak düşünüldüğünde bu şeffaflık aslında güven veren bir durum bunun yanı sıra geniş camları sayesinde turistik şekilde şehri görme imkânı sağlıyor. Güven vermek demişken yolculuk yapacağınız insanları seçebilme seçeneğiyle de ayrı bir güven sağlıyor açıkçası. Ayrıca U şeklinde düzenlenen koltuklar sayesinde yolcular için daha fazla alan yaratılmış ve yolcu etkileşimine önem verilmiş. Altı kişilik bir arkadaş grubuyla binildiğinde sohbetinize kaldığınız yerden devam edebileceğiz anlamına geliyor bu. Şehir içi kullanım için tasarlanan EZ-GO maksimum 50 km/saat hızla gidiyor. Ayrıca güçlendirilmiş sensörleri sayesinde yüksek manevra yapabilme özelliklerine sahip. Bu da demek oluyor ki çok araç bulunan metropol şehirlerde bile sorunsuz bir şekilde çalışabilecek. Radar, Lidar ve ultrasound sistemleriyle çalışan ve tamamen otonom bir araç. Şu an kullandığımız araçlardan hiçbir farkı yok çünkü şerit değiştirebilme gibi özellikleri mevcut. Otonom olması gözünüzü korkutmasın çünkü acil durumlarda belli bir merkeze bağlanıp dışarıdan kontrol edilebiliyor. Tasarımı şimdiye kadar gördüğümüz hiçbir araca benzemiyor ve her türlü kullanıcı düşünülerek tasarlanmış.
Arka kapının tamamen yukarı doğru açılması yolcuları inip binerken zarar görmesini engellemek için yapılmış ayrıca kapıya yapılan rampa sayesinde tekerlekli sandalye kullanan veya bebek arabası olan yolcular için uygun hale getirilmiş. Sadece tasarım olarak değil teknik olarak da yolcular düşünülmüş. Wifi ve temassız şarj özelliği bulunan araçta yolculuk yaparken evinizde gibi hissedebilirsiniz. Tüm bu güzel özelliklerinin dışında aracın elektrikli olduğunu söylemeden geçmemek lazım. Renault hala en çok kazancını yenilenemeyen enerji ile çalışan araçlarından kazansa da 2022’de robo araçlar kullanıma hazır olduğunda EZ-GO’ nun güzel bir konsept olacağı söylüyor.
Araba kullanamayan insanları düşündüğümüzde “Robot Taksi” teknolojisi kulağa çok mantıklı geliyor. Sürücü olmadığımız durumlarla örneğin taksi ya da toplu taşımayla karşılaştırma ihtiyacı duydum. Toplu taşıma bazı saatlerde çok kalabalık olması en büyük eksisiyken, özel araçlarda yolculuk kalitesinin sürücüsüne göre değişiyor olması da ciddi bir belirsizlik. Robot taksiyi düşündüğümde ise her tür kullanıcının güvenerek kullanabileceği yeni bir ulaşım aracı olarak görüyorum. Umarım en kısa zamanda bu estetik, doğa dostu taşıtları sokaklarda görürüz.
Peki bu tarz ‘dijital çözümlerde’ ve sahibi olduğumuz otonom araçlar boş vakitlerde ‘taksiye çıktığında’ siber güvenliğin nasıl sağlanacağına dair bir fikriniz var mı? Tabii ki blockchain ile…
İleri okuma: TheVerge – Teknoblog – Chip
