Bireyselleşen dünya; evine, odasına hatta ‘ekranına’ kapanan insanlar… Distopik anlatımlara, önceki nesillerin evhamlı bakışlarına sebep olsa da bu yeni dünya tüm insanlara bir şeyler üretme, dünyanın gidişatına etki etme fırsatı sunuyor. Bunun olumlu veya olumsuz tarafları tartışılır, sıradan bir insanın soyal medyada bir akım, bir isyan başlatabilme olanağına sahip olması, evinde silah üretebilme şansına erişebiliyor olmasının birçok olumsuz tarafı da mutlaka var ancak olumlu yönden bakacak olursak sanayi devrimi gerçekleşirken dünyadan haberi olmayan atalarımızın aksine bizim bugün akımlara uyma, akımlar yaratma kabiliyetimiz oldukça mutluluk verici.
Çeyrek asırlık internet tarihi, milyarlarca kullanıcıya rağmen ‘bir elin parmaklarını geçmeyen’ üreticiye ev sahipliği yaptı. Twitter’ı bir avuç insan üretirken milyonlarca insan kullandı. 2019 itibariyle 1.6 milyar web sitesinin var olduğu, 500 milyon kadarının ise blog olduğu düşünülüyor. 2015 itibariyle internet kullanıcısı sayısı ise 3.2 milyar. Birçok yazılımcının, girişimcinin veya yatırımcının onlarca web sitesi olduğunu düşünelim. Etrafınıza baktığınızda, bir uygulama veya bir web sitesi fikri olan ve kodlama bilgisi olmayan arkadaşlarınızın kaç tanesi bu düşüncesini hayata geçirme fırsatı yakaladı? Domain alma, hosting kiralama, yazılımcı bulma vb. maddi ve manevi yüklerden ötürü bu girişim fikirlerinin birçoğu rafa kaldırılıyor. İşte kişisel fabrikalar olarak bilinen 3B yazıcıların hakimiyet kurmaya başladığı bu çağda, daha erken tanıştığımız ve hızla gelişmekte olan bir hareket daha var, “no code”, yani kodsuz üretim hareketi.
ProductHunt kurucusu Ryan Hoover, no code hareketinin yükselişinden bahsettiği blog yazısına küçükken Dreamweaver ile yaptığı aşırı çirkin web sitesinden bahsederek başlıyor ve bugün belirli amaçlar için hazırlanacak uygulama/ siteleri kod kullanmadan yaratabileceğiniz başarılı girişimleri örnek gösteriyor. E-ticaret için Shopify, mobil uygulama için Thunkable, basit tek sayfa siteler için Carrd, ücretli e-bültenler için Substack, AR/ VR/ 3D deneyimler için Scapic ve benzeri birçok girişimden bahseden Hoover, tam istenen ürünü ortaya çıkarabilmek için muhtemelen yine kod bilen birisine danışmak zorunda kalacağınızı ancak bunun da hızla değiştiğini hatırlatıyor.
Tavsiyeler tam liste:
- Responsive (Diğer cihazlara da uyumlu) ve içerik yönetim sistemli siteler: Webflow
- E-ticaret: Shopify
- Mağazanız için Facebook Messenger botu Octane AI
- Web uygulamaları: Bubble
- Mobil uygulama Thunkable
- Ses uygulamaları Voiceflow (Hoover 10 dakika içinde bir şaka botu hazırlamış)
- Zapier ve Airtable işbirliği ile kompleks web siteleri
- Basit, tek sayfa web siteleri Carrd
- Ücretli e-bültenler: Substack
- Tarayıcıda AR/VR/3B deneyimi: Scapic
- E-dergi: Readymag
- Google Sheet dosyasını web sitesine çevir: Sheet2Site
- İç kontrol panelleri ve diğer araçlar Retool
Ayrıca “no code” akımına odaklanan diğer kaynaklar: Zeroqode, NoCode, ve MakerPad.
Hiç yazılım bilgisine sahip olmadan tam olarak istediğimiz ürünü ortaya çıkarmak hâlâ biraz zor olsa da hayalimizdeki siteleri, uygulamaları inşâ etmek mümkün diyebiliriz. Yakın gelecekte yapay zekânın da katkıları ile bir elektronik cihaza ve internete sahip olan herkesin maker olma şansına eriştiği, piyasada rekabete girdiği bir dünya görmemiz oldukça muhtemel.