2020 yılı tüm dünyayı -yakın geçmişte- eşi benzeri görülmemiş bir salgınla sınarken yaşamlarımız bu durumdan oldukça etkilendi. Salgından etkilenmeyen ülke, insan, sektör kalmadı diyebiliriz fakat küreselleşmesinin de etkisiyle salgından en ağır darbeyi devletlerin ekonomileri aldı. Çöken borsalar, iflasını duyuran şirketler, artan işsizlik rakamları, dünyada ve ülkemizde ilgili yetkilileri ekonominin iyileştirilmesi için yeni yöntemler aramaya sevk etti. Bu süreçte pek çoğumuzun daha evvel bihaber olduğu kavramları çeşitli yayın organlarından takip ettik. Bu kavramlardan birisi ise dijital dolar projesi oldu.
Yeni para birimi dijital dolar
Dijital dolar kavramını, sözlük tanımıyla, dolar cinsinden bir borcun dijital temsili ya da kısaca sanal para şeklinde açıklayabiliriz. Bitcoin’den en temel farkı Federal rezerv sistemi tarafından çıkartılarak, ABD’nin yeni para basma formu olacak olması olabilir. Dijital dolar kâğıt veya madeni para gibi bir biçimde olmadığı için yeni bir para birimi olarak kabul edilmiyor. Dijital doların yakın gelecekte nakit paranın yapabileceği her türlü alım, ödeme ya da transfer işleminde kullanılabileceği öngörülüyor.
Dijital paralar ihtiyaç olarak görülüyor
Dijital dolar projesi ilk kez Ocak 2020 tarihinde gündeme geldi. Sonrasında tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını projenin yürürlülüğe geçişini hızlandırdı. ABD salgın ile mücadele paketinde her Amerikan vatandaşına verilecek yardım fonunun dijital dolar ile sağlanmasını önerdi. Teklifin yasalaşmasıyla her Amerikan vatandaşı için verilmesi planlanan 1000$ ABD Merkez Bankası (FED) tarafından basılacak dijital dolar ile ödenecek. Böylece Amerika küresel ekonomik krizle mücadele kapsamında yapacağı bu hamle ile ilk dijital para birimine sahip ülke olacak.
Finansal üstünlük yalnızca ekonomik bağlamda önem taşımıyor, ülkelerin güç ve otoritesinin en önemli göstergesi olarak kabul ediliyor. ABD’nin bugünkü konumunda olmasında güçlü finans piyasasının payı yadsınamaz. Bu kritik stratejik üstünlüğün devam edebilmesi için Koronavirüs’ün yıkıcı etkilerinin ivedilikle üstesinden gelinmesi gerekiyor. Finansal haber sitesi The Street‘e göre ABD borsaları 1931’den beri en kötü zamanlarını yaşıyor. Yani dijital dolar projesinin hayata geçirilmesi artık bir ihtiyaç olarak görülüyor.
ABD dışında da birçok ülke dijital paraya geçiş sürecini hızlandırdı. 2017 yılında yayınlanan bir rapora göre ABD vatandaşlarının 60 milyondan fazlası bir banka hesabına sahip değil. Bu durum salgın ile mücadele paketinde planlanan yardımın insanlara ulaştırılması konusunda çok büyük bir problem anlamına geliyor. Dijital dolar projesi bu yardımın aktarılmasında kullanılırsa finans sektörü için yeni bir dönem başlayabilir. Çok kısa bir süre içinde madeni ya da kâğıt paraları evlerimizde antika eşya olarak sergileyebiliriz.
Kişisel verilerimiz tehlikede mi?
Öne sürülen tüm avantajlarının yanında dijital dolar projesi ve projeye geçiş sürecinin hızlanması farklı tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bazıları projenin yanlış anlaşıldığını ve insanların düşündüğünden farklı bir mekanizmada işlediğini belirtiyor. Dijital varlık yatırımının öncü isimlerinden Coinshares’in baş strateji sorumlusu Meltem Demirors, dijital para birimlerinin (CBDC), kripto para felsefesiyle zıt olduğunu dile getirdi. Demirors İsveç’i örnek göstererek dijital dolar projesini biraz daha anlaşılabilir hâle getirmeye çalıştı. İsveç’in yeni teknolojiler konusunda ABD’den önde olduğunu ve dijital dolar projesinin İsveç’in kullandığı mobil ödeme sistemi Swish uygulamasına benzer bir mantıkta çalışacağını söyledi.
[button color=”red” size=”normal” alignment=”center” rel=”follow” openin=”newwindow” url=”https://www.gelecekburada.net/isvec-tamamen-dijital-para-sistemine-gecis-yapiyor/”]İsveç Tamamen Dijital Para Sistemine Geçiş Yapıyor[/button]
Swish uygulaması ile İsveç ekonomisinin büyük bir paydaşı, ücretsiz olarak her türlü para transferini hızlıca gerçekleştirebiliyor. Bu nedenle İsveç halkının sadece %13’ü nakit kullanmayı tercih ediyor. Uygulamanın kripto para birimi felsefesinden en önemli farkı ulusal kimliğinizi banka hesapları ve cep telefonu numaranız ile eşleştiriyor olması. Dolayısıyla her türlü ekonomik faaliyet için kişisel verilerinizi bankalarla ve hükûmetle paylaşmanız gerekiyor. Demirors dijital doların da bu mantıkta olacağını, merkezîleştireceklerini ve hükûmet tarafından kontrol edileceğini vurguluyor; kesinlikle bitcoin ya da kripto para birimi olarak görülmemesi gerektiğinin altını da çiziyor.
Tüm bu yaşananların ışığında pandemi sürecinin enkazını onarmak isteyen hükûmetlerin her yeni gelişmede kitleleri kontrol altına alıp otoriteyi güçlendirici hamleler yapma eğiliminde olması dikkat çekiyor. Belki de dijital dolar projesinin hayata geçirilmesi sadece finans dünyasında yeni bir sayfa aralamayabilir; en küçük ölçekte para transferi için bile kişisel bilgilerimizi banka ve hükûmetlerle paylaşma fikri birçok yeni tartışma konularını da beraberinde getirebilir.
Kaynak: finanswebde
Yazar: İpek Torunoğlu
Editör: Öykü Selen Uysal