Son yıllarda ruh sağlığı ve davranışsal bozukluk sorunları büyük bir hızla artıyor. Her 4 kişiden 1’inde görülen bu sorunlara artık farklı tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Teknolojinin ilerlemesiyle gelişen bu tedavi yöntemlerinden birisinde de sanal gerçeklik teknolojisi kullanılıyor. Sanal gerçeklik artık sağlık sektöründe 20 yılı aşkın bir süredir aktif bir şekilde kullanılıyor ve tedavi olarak kullanılabildiği hastalıkların sayısı da çeşidi de birbirinden şaşırtıcı derecede başarılı. Peki bu VR tedavi yöntemi nedir ve ne gibi hastalıkları tedavi ediyor?
VR ile Tedavi Edilen Bazı Hastalıklar
Aşağıda sanal gerçeklik tedavilerinin kullanılabildiği bazı terapi biçimlerini derledik. Örneklerin sadece aşağıdakilerle sınırlı olmadığını tekrardan hatırlatalım.
Korku Terapileri ve Kaygı Terapileri
Sanal gerçeklik tedavilerinin sıkça kullanıldığı yaygın terapilerden biri de korku terapileri oluyor. Korku terapilerinin uygulanma sebeplerinden birkaç örnek vermek gerekirse en basitinden klostrofobi (kapalı alan korkusu), karanlık korkusu veya yükseklik korkusu gibi yaygın durumlardan bahsedebiliriz. Bu durumlardan biri olan yükseklik korkusundan daha önce “Yükseklik Korkunuzu VR ile Yenebilirsiniz” içeriğimizde de bahsetmiştik.
Kaygı da aynı korkularımız gibi hepimizde olan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Fakat ilerlediği takdirde anksiyete bozukluğu veya sosyal kaygı bozukluğu gibi daha ciddi psikolojik sorunlara dönüşebiliyor. Neyse ki sanal gerçeklik buna da çok güzel bir terapi yöntemi geliştirmiş. Korku terapisine benzer şekilde hastaların kendi gerçekliklerinden kaçabilmesi için hazırlanan sanal ortamlar onları gerçek dünyaya adapte olabilmelerine yardımcı oluyor. Kademeli olarak uygulanan bu tedavi, hastanın içinde bulunduğu durumdan kaynaklanan kaygı duyusunu gittikçe azaltıyor.
Yeme Bozuklukları Terapileri
Yeme bozukluklarının başlıca sebeplerinden biri hastaların fiziksel görünüm kaygılarıdır. Bununla ve benzer problemlerle yüzleşebilmek için geliştirilen sanal gerçeklik simülasyonlarından iki örnek verebiliriz. Bahsedeceğimiz bu iki simülasyon da hastalara kontrollü ve özelleştirilmiş senaryolar hazırlayarak vücut veya yeme kaygılarıyla baş etmelerinde yardımcı olmayı amaçlıyor. Bunlardan ilki olan “Giyinme Odası” simülasyonu tam da fiziksel görünüm kaygısı sorununa bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu simülasyonda hastalar kendisinin iç çamaşırlarıyla oluşturulan avatarını görüyor ve bu kendi algıladıkları şekilde fiziksel görünümleri üzerinde değişiklikler yapabiliyorlar. Daha sonra aslında olan bedeniyle kendi gördüğü görüntünün tutarsızlığının farkına varmasını sağlıyor.
Bir diğer simülasyon örneği ise direkt olarak hastaların yemek siparişi verme ve yeme gibi adımlara alışmalarını sağlamayı amaçlıyor. Bu simülasyonda bir restoran ortamı yaratılmış ve menüye düşük, standart yada yüksek yağlı yemek seçenekleri koyulmuş. Bu simülasyonda hastalar yemek siparişi veriyor ve sonrasında bu yemekleri tüketiyorlar. Bunu sanal bir arkadaş yardımıyla bile gerçekleştirebiliyorlar. Buradan ikinci simülasyonun nasıl göründüğüne göz atabilirsiniz.
Ağrı Yönetimi Terapileri
Ağır yönetim terapileri genelde fiziksel hastalıklara sahip olan hastaların tercih ettiği bir programdır. İki stratejiyle uygulanan bu tedaviden birincisi dikkat dağıtma, ikincisi ise geri bildirim olarak tanımlanıyor. Dikkat dağıtma hastanın dikkatini dağıtması ile ağrıyı hafifletebilmekte, ağrı nedeni ile yaşanan hareket korkusunu azaltmakta ve egzersizi teşvik etme hususunda etkin oluyor. Geri bildirim temelli sanal gerçeklik sistemlerinin etki mekanizması ise sağlıklı ekstremitenin küçük ölçüde hareketi artırılarak veya azaltılarak hastanın problemli bölgesine dair geri bildirim veriyor.
Tedavi Sürecindeki Adımlar
- Hastanın Sanal Gerçeklik ile Tanıştırılması
Bu tedaviye başlanmadan önce hastaların ne ile karşılaşacağını bilmesi tedavinin ilk adımı olarak karşımıza çıkıyor. Bunu uzman psikologlar seans odasında program akışını paylaşarak ve o gün boyunca hangi süreçlerin uygulanacağını anlatarak gerçekleştiriyor. Her seans yapılan bu önemli adımın amacı hastayı bu sürece hazırlamak oluyor.
- Maruz Bırakma, Duyarsızlaştırma veya Diğer Tedavilerinin Uygulanması
Sanal Gerçeklik Terapilerindeki en yaygın tedavilerin ortak yönü; sunulan sanal ortamın hastayı maruz bırakarak duyarsızlaşması için tasarlanmış olması oluyor. Bu bağlamda sanal gerçeklik tedavisi ile tanıştıktan (1. adım) hemen sonra sorun alanları belirlenerek ve yirmişer dakika (bu süre değişkendir) süren VR sahnelerinde hasta görsel ve işitsel uyaranlara maruz bırakılarak uzman psikologları eşliğinde rahatsızlıkları ile yüzleşme süreçlerine başlıyorlar.
Bu kısımda hasta, kaçındığı sorun alanlarına ne kadar çok maruz kalırsa ve onlara doğru yaklaşımı öğrenirse; o denli hızlı ve kalıcı bir iyileşme süreci yaşayabiliyor.
- Kapanış
Uzman psikologlar sanal gerçeklik tedavisi sonrası hastaya evde veya dışarıda yapılması gereken uygulamalar vererek hastanın iyileşme sürecini birebir takip etmeye devam ediyor. Bu uygulamaların özel ev-iş ortamlarında yapılmasının önemi hastanın artık sanal gerçeklikten çıkarak gerçek dünyasında da bu becerilerini geliştirmeyi hedefliyor olması oluyor. Programın başarıyla tamamlanması sonrasında ise hastalara yaşamlarının devamında uygulayabilecekleri egzersizler ve olası sorunlara karşı baş etme yöntemleri öğretilerek süreci tamamlıyorlar.
VR Tedavisinin Yan Etkileri
Sanal gerçeklik kullanımının henüz sorunları tam olarak giderilmemiş bir cihaz olması sebebiyle normal olarak insan sağlığına birkaç yan etkisi de bulunuyor. Bunlardan en çok ön plana çıkanları: baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı, göz yorgunluğu, uzuv kontrolü azalması, duruş kontrolü azalması ve gerçek dünyaya uygun olmayan tepkilerin gelişmesi oluyor. Bu yan etkiler çoğu teknolojik cihazın birlikte getirdiği yan etkilerden olduğu için büyük denli bir tehdit olarak görülmüyor.
Maliyetler ve Uygunluk
Yakın zamana kadar uzmanlar için bu teknolojiyi kullanmak çok maliyetli ve güvenilmez görünüyordu. Fakat son beş yılda Facebook, Google ve HP dahil çoğu çok uluslu şirket, sanal gerçeklik endüstrisini geliştirmek için milyarlarca dolar yatırım yaptı. Böylece, kitlelere düşük maliyetli, taşınabilir ve yüksek kaliteli sanal gerçeklik sunma konusunda büyük ilerlemeler kaydedilmiş oldu ve teknolojinin yeterince uygun maliyetli, kaliteli ve sağlık sektörünün zihinsel sağlığı iyileştirmek için sanal gerçeklikten yararlanma konusunda ciddi düşünecek uygunlukta olduğu sonucuna ulaşılıyor.
Sanal gerçeklik bu bağlamda bizleri hem kendimiz hem de dünyaya olan bakış açımız başta olmak üzere bir çok alanda değiştirecek gibi görünüyor. Bunun gibi daha birçok yöntem eşliğinde teknolojinin yenilikçi zihinler ve sağlıklı bireyler yetiştirmede bugün ve yarın büyük başarılara imza atacağına inanıyoruz.
Kaynaklar: SyncVR, PsikoVR, Research Gate, Virtual Reality