Uzak bir gezegende yeni bir uygarlık oluşturmak isteseydiniz gündelik hayatın akışını sağlayabilmek için en az kaç kişiye ihtiyacınız olurdu?

Fransız bir bilgisayar bilimcisi Mars’ta kendi kendine yetebilen ve başarılı bir topluluk oluşturabilmek için gereken yerleşimci sayısını tahmin etmek için karmaşık bir denklem serisi geliştirdi.

Mars’ta koloni kurma görevi yaklaştıkça araştırmacılar yerleşimcilerin yolculuk sırasında veya Mars’ta karşılaşabileceği zorluklar üzerine yoğunlaşıyor. Araştırmacıların Avrupa Gezegen Bilimi Kongresi sırasında sundukları verilere göre 12 aylık bir Mars’a gidiş-dönüş yolculuğunun astronotları 600 [tooltip tip=”Sievert: Canlı dokunun maruz kaldığı radyasyonun etkisini gösteren doz eşdeğerinin SI sistemindeki birimi.”]mSv[/tooltip] radyasyona maruz bırakması bekleniyor. (Yaklaşık 600 kez göğüs röntgeni çektirmekle eş değer.)

 

Gidiş yolculuğu kadar uzayda kurulan hayatın sürekliliğine etki edecek durumlar da önem arz ediyor. Sonuçta atmosferine alışık olmadığımız ve Dünya‘dan sayısız farkı olan başka bir gezegende hayat kurma girişimi ilk defa gerçekleşmekte ve Mars olası olumsuzlukları telafi edebilmek için fazlasıyla uzak bir yer. Bu nedenle her detayın ince bir şekilde düşünülmesi büyük önem taşıyor.

Bordeaux Enstitüsü Ulusal Politeknik Araştırmacısı Jean-Marc Salotti’nin geliştirdiği denkleme göre kendi kendine yetebilen bir topluluk kurabilmek için en az 110 insanı Mars’a götürmemiz gerekiyor.

Jean-Marc Salotti: “Burada örnek olarak Mars’ı kullanarak başka bir gezegendeki hayatta kalma yaşam biçimini ve gereken minimum yerleşimci sayısını belirlemek için matematiksel bir modelin kullanılabileceğini gösteriyorum.”

[button color=”red” size=”normal” alignment=”center” rel=”follow” openin=”newwindow” url=”https://www.gelecekburada.net/?s=mars”]Mars hakkında her şey![/button]

Araştırmasını genel olarak başka bir gezegende uygarlık kurmak için gereken koşullar üzerine yapan fakat gündemde olması sebebiyle spesifik olarak Mars’a yoğunlaşan Salotti insanların birbiriyle çalışma uyumu veya kaynak paylaşımı gibi pek çok parametrenin önem taşıdığını belirtiyor. Bu değişkenler arasında ise iki tanesi ön plana çıkıyor.

  1. Yerel kaynaklardan yararlanabilme: Su ve oksijen gibi insan hayatını sürdürmede vazgeçilmez olan kimyasal elementlerin kullanımı ve bunlara erişimin herkes için kolay olması önemli. Örneğin gazlar atmosferden, mineraller topraktan çıkarılabilir. Yerinde kaynak çıkarımını organik bileşikler, demir ve hatta cam sağlayabilir. Salotti’ye göre bu fikirler teoride var olsalar bile bunları uygulamanın karmaşıklığı şu an tam olarak anlaşılamıyor ve her yıl gönderilecek öge sayısını hesap etmek hâlâ büyük bir zorluk teşkil ediyor.
  2. Üretim kapasitesi: Kullanılması gereken aletler gibi belirli ürünlerin üretimlerinin uygun zamanda uygun şekilde yapılabilmesi gerekiyor. Sonuçta Dünya’dan taşınacak her ekipmanın belirli bir ömrü olacak ve bunları üretmek için belirli sistemler oluşturulması şart.

Tabii bunun dışında düşünülmesi gereken pek çok şey var. İnsanlar kendilerini nasıl organize edecekler? Dünya’dan hangi ekipmanlar taşınacak? Mars’taki kaynaklardan nasıl yararlanacaklar? Yerleşimcilerin hangi becerilere sahip olması gerekiyor? Söz konusu bir koloni oluşturmak olduğunda merkeze alınacak en önemli kavram, paylaşım faktörü oluyor.

Mars’ta kolonileşmekte olan yalıtılmış bir bireyler hayal edin. Hayatta kalmaları için yapmaları gereken tüm görevleri tek başlarına yapmak zorunda kalacaklardı, yani içme suyu veya oksijen gibi hayati maddeleri elde etmek ve enerji üretmek için kendi sistemlerini kurmaları ve sürdürmeleri gerekecekti. Bu şekilde tek bir kişinin üzerinde muazzam bir yük olurdu ve 24 saat bile gündelik faaliyetlerini tamamlamaları için yeterli olmazdı. Paylaşım faktöründe ise bir faaliyet birkaç kişinin işine yarayacak bir şeyle ilgiliyse kişi başına düşen zaman gereksinimini bir miktar azaltmak için beraber çalışılması fikri öne çıkıyor.

Soldaki grafik 1 kişinin üzerindeki iş miktarının zaman dağılımını gösterirken, sağdaki grafik 110 kişinin bulunduğu bir kolonide iş miktarı ve zaman dağılımını gösteriyor.

Denkleme göre kişi sayısı arttıkça değişkenler ve zaman dağılımı da değişiklik gösteriyor. İnsan sayısı arttıkça bir alanda uzmanlaşacak insan sayısı da artıyor. 10 kişilik ve 110 kişilik kolonilerde içme suyu arıtan veya oksijen üreten bir sistemin arızasından sorumlu olacak uzmanların yükünü düşünün. Hayati değeri bu kadar yüksek ve hata kabul etmeyen alanlarda sistemlerin anlaşılabilmesi ve çalıştırılabilmesi konusundaki baskı da epey yüksek olacaktır. Daha fazla sayıda kişi uzmanlaşma yoluyla daha verimli olmayı ve ayrıca daha verimli araçların kullanımına izin veren diğer endüstrileri uygulamayı da mümkün kılıyor.

Bu grafikte başlangıçtaki kişi sayısı 110’dan fazlaysa yıllık çalışma süresi kapasitesinin (kırmızı çizgi) yıllık çalışma süresi gereksiniminden (mavi çizgi) daha fazla olacağını görebiliriz.

Hayati sınırlar için paylaşım faktörünü merkeze koyduk fakat paylaşım faktörünü de etkileyen bazı kısıtlamalar var. Salotti “Paylaşım faktörü gezegene bağlı olarak farklı olabilecek ihtiyaçlara, süreçlere, kaynaklara ve çevresel koşullara bağlıdır,” diyerek “hayatta kalma alanları” olarak adlandırdığı kavramlara vurgu yapıyor. Bunları

  • Ekosistem yönetimi
  • Enerji yönetimi
  • Sanayi
  • Binalar
  • İnsan faktörleri / Sosyal faaliyetler (çocuk yetiştirme, eğitim, spor, müzik vb.) şeklinde sıralayabiliriz.
Hayatta kalma alanları ve hayati faktörlerin birleşimi.

Gelecekte gerçekten Mars’ta veya başka bir gezegende koloni kuracaksak sistemin aksamadan işlemesini sağlayacak her detayı ince ince planlamamız ve bunun için de çalışma modelleri geliştirmemiz şart. Salotti araştırmasında böyle modeller oluşturmanın uzay ajanslarına veri odaklı planlar oluşturabilmeleri için yardımcı olacağını savunuyor.

Eğer başka gezegende yaşam kurma fikri sizi heyecanlandırıyorsa veya neler yaşanabileceği konusunda sabırsızlanıyorsanız gezegen kolonizasyonuna dair keyifli kitaplardan oluşan listemize göz atabilirsiniz.

Kaynak: Universe Today

 

Share:

administrator

Yıldız Teknik Üniversitesi Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi olan Kardelen, yeni filmler ve müzikler keşfetmenin yanında teknolojik yenilikleri takip etmekten büyük keyif alıyor ve kendisine ilginç gelen şeyleri Gelecek Burada için yazıyor çiziyor, hatta bizzat Gelecek Burada'nın podcast yayınlarını yürütüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir