Kripto para konusu son günlerde devletlerin nakitsizlik akımına yavaş yavaş katılıp kendi dijital para birimlerini geliştirmeleriyle beraber eskiye oranla çok daha fazla ilgilendiğimiz bir konu haline geldi. Parayla ilişkili her alanda olduğu gibi burada da el altından yürütülen illegal işler oluyor haliyle.

Geçtiğimiz günlerde ABD hükûmeti Kuzey Koreli bilgisayar korsanlarıyla beraber kripto para borsalarından milyonlarca dolarlık dijital para çalmayı planlayan 2 Çin vatandaşını tutukladı. Adalet Bakanlığı, tutuklanan vatandaşları 100 milyon dolar değerinde kripto para aklamakla suçluyor. Hazine Bakanlığı ise, kişilerin isimlerini ve 20’ye yakın Bitcoin hesaplarını ABD’de iş yapması yasaklanan yabancı kişi ve kuruluşların listesine ekledi. Hükûmet ayrıca Kuzey Kore’nin para aklamasıyla ilişkili olabileceğini düşündüğü 113 kripto para birimine el koymak istediklerini açıklayan yasal bir belge de yayınladı.

Kim Jong-un’un rejimi ekonomik açıdan nükleer silah programının çalınmasını engelleyici yaptırımlarla izole edilmiş durumdaydı. Son birkaç yılda ise çoğunlukla çalmak amacıyla gelir elde etmek için kripto para dünyasıyla haşır neşir olmaya başladılar. Uzmanların açıklamalarına göre geçtiğimiz sene Ağustos’ta Kuzey Kore siber ataklarla 2 milyar dolar civarı para akladı, fakat bu parayı aynı zamanda ordularını ve silah programlarını fonlamak için kullandılar. Bunu şöyle bir mantıkla açıklayabiliriz. Şu an için çok az işletme kripto para birimlerini kabul ediyor. İşte bu yüzden Kuzey Korelilerin çalıntı kripto paraları eski moda nakit para birimlerine dönüştürmenin bir yolunu bulması gerekiyor.

İşte yazının başında bahsettiğimiz tutuklanan 2 Çin vatandaşının suçlandığı nokta burada, 100 milyon dolarlık bir kripto para ödemesini ayrıntılı bir biçimde aklayan bir kara para aklama sisteminde başlıyor. ABD, 2018’in sonlarında Kim Jong-un için çalışan bilgisayar korsanlarının isimsiz bir Güney Kore borsasından 250 milyon dolar değerinde kripto para çaldıklarını açıkladı. Bu paranın çoğu (ağırlıkla Bitcoin olmak üzere) onu [tooltip tip=”Günümüzde kullanmaya devam ettiğimiz euro, dolar, TL gibi konvansiyonel para birimleri.”]fiat[/tooltip] para birimlerine dönüştüren ve Tian ile Li’nin (tutuklanan 2 Çin vatandaşı) elinde bulunan farklı borsalardan hesaplara geçti.

Normal şartlarda yasa dışı kripto paraları aklamak isteyen herkes temel iki büyük zorlukla karşı karşıyadır. İlki, kırmızı bayraklar yükseltmeden, yani piyasayı ciddi anlamda düşürmeden- farklı borsalara çok büyük miktarda Bitcoin bırakamamanızdır. İkincisi ise, Bitcoin işlemlerinin izlenebilirliği. Bitcoinle yapılan işlemlerin hepsi halka açık blok zincirlere kaydedilir. Kullanıcılar blockchain’de adres olarak isimlendirilen sayı ve harf dizileriyle temsil edilir. Bitcoin adresleri, sahiplerinin gerçek kimliklerini direkt olarak vermese de dikkatli araştırmacılar birkaç bağlantıyı takip ederek bu adreslerden gerçek dünyadaki kimliklere ulaşabilirlerse her bir işlemi rahatlıkla izleyebilirler.

Kuzey Koreli hackerlar bu engelleri aşabilmek adına karmaşık bir prosedür uyguladılar. Çalınan bitcoin’i uzun bir transfer zinciri aracılığıyla, her bir küçük parçayı bütünden soyup başka bir adrese gönderdiler ve borsadaki bir hesapla ilişkilendirdiler. Hükûmetin açıklamasına göre, Kuzey Kore dört farklı borsaya açılan “[tooltip tip=”Belgenin orijinalinde “peel chain” olarak isimlendirilmiş. Saadet zinciri, “arak zinciri” gibi farklı anlamlar da taşıyor. Biz “soyma zinciri” diye çevirmeyi tercih ettik. “]soyma zinciri[/tooltip]” oluşturabilmek için yeni Bitcoin adresleriyle yüzlerce işlem gerçekleştirdi. Bu durum yani sürekli farklı borsalarda farklı işlemler yapılması da izlenebilirliklerini oldukça zor hale getiriyor. Soyma zinciri olarak adlandırdığımız bu uzun zincirler uzun olduklarında ve özellikle de orijinalinden soyulmuş para kullanarak üretildiklerinde çok karmaşık bir hal alırlar. Bir blockchain analistik firması olan Chainalysis’in baş ekonomisti Philip Gradwell’e göre bu tip durumlarda “soyulma zincirlerinden soyulmuş zincirler” gibi bir zincirleme tamlama oluşuyor. Paranın gerçekte ne zaman el değiştirdiğini ve para aklayıcısının kontrol ettiği herhangi bir adrese ne zaman taşındığını anlamak gerçekten oldukça zor. Yani bir paranın kaç kez soyulduğunu bilmek mümkün değil. Bunu, farklı insanların bir elmayı soyarak bitirmesi gibi düşünebiliriz.

Kuzey kore peel chain (soyma zinciri) ile kripto paralar ile kara para aklıyor
“peel chain” olarak tanımlanan sistemin basit bir gösterimi

Burada spesifik bir olay üzerine konuşuyoruz fakat çalınan kripto para birimini aklamak için borsaların kullanılması giderek derinleşen bir sorun olarak görülüyor. Chainalysis’e göre 2019 yılında cezai kurumlar Bitcoin’de 2.8 milyar doları borsalara taşıdı, bu miktar da 2018 yılına göre yaklaşık 1 milyar dolar daha fazla. Yani bu tam olarak nasıl oluyor bilemiyoruz, sonuçta çoğu borsada müşterilerinin kimliklerini takip etmek için kara para aklama karşıtı kurallar koyuluyor, tüm bunların varlığında bir açık bulup kuralları delenlerin sayısı gerekli önlemler alınmadığı sürece giderek artacak gibi görünüyor.

Kaynak: MIT Technology Review

Share:

administrator

Yıldız Teknik Üniversitesi Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi olan Kardelen, yeni filmler ve müzikler keşfetmenin yanında teknolojik yenilikleri takip etmekten büyük keyif alıyor ve kendisine ilginç gelen şeyleri Gelecek Burada için yazıyor çiziyor, hatta bizzat Gelecek Burada'nın podcast yayınlarını yürütüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir