Son yıllarda benzeri görülmemiş bir büyüme gösteren kişiselleştirilmiş beslenme marketi, beslenme alışkanlıklarında yeni bir çağa girdiğimizi gösteriyor. Şu anda yaklaşık 8,2 milyar dolar değerindeki marketin önümüzdeki 5 yıl içerisinde 16,4 milyar seviyelerine varacağı öngörülüyor.
Tarih boyunca savaşlar, salgınlar ve kıtlıklar insanların sağlıklı beslenmesini imkansız kılarken, birçok mutfağı bu yokluk şekillendirdi. Thomas Malthus‘un ünlü teorisine göre gıda kaynakları aritmetik artarken, nüfusun geometrik artışı gıda kıtlığını kaçınılmaz kılacak, dar gelirli vatandaşların gıdaya erişimini imkansız kılacaktı. Malthus tezinde yanıldı, çünkü gıda arzı nüfusun ihtiyacından fazla seyretti. Ancak bir konuda haklıydı ki gıda adil bir şekilde dağıtılmıyor, günümüzde milyonlarca insan açlık nedeniyle hastalıklar ve ölümlerle yüzleşmeye devam ediyor.
2. Dünya Savaşı sonrasında küreselleşen ve refah düzeyini artıran gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler tüketim çılgınlığıyla su ve besin kaynaklarını sorumsuzca tüketirken, açlıktan ölen insanların olması kabul edilebilir bir durum değil. Vegan beslenme gibi çeşitli felsefelerin son yıllarda yaygınlaşıp, toplumda yankı bulmasıyla ve teknolojinin gücüyle, beslenme alışkanlıkları değişim gösteriyor. Peki geleceğin kişiselleştirilmiş beslenme eğilimleri bizlere neler getirecek?
Tüketiciler kişiselleştirilmiş ürünlere ilgi duyuyor
Danışmanlık şirketi Accenture’ın hazırladığı rapor, tüketicilerin %91’inin kişiselleştirme seçeneği sunan markalardan alışveriş yapmaya daha meyilli olduğunu ifade ediyor. Kişiselleştirilmiş beslenme alanında ise son yıllarda dikkat çeken bir ilgi artışı söz konusuyken, aşağıdaki grafikte geçtiğimiz 5 yılda bahsedilen kişiselleştirilmiş beslenme anahtar kelime sayılarını görebilirsiniz. Kişiye özel tasarlanmış beslenme planları ve öneriler sunarak bu talebi karşılamak isteyen sektör, genetik testlerin maliyetini düşürecek Ar&Ge çalışmaları yürütüyor.
Uygun fiyatlı genetik testler yaygınlaşıyor mu?
Resmi olarak 1990’da başlayan ve 2003’te tamamlanan insan GENOM projesinin maliyeti milyon dolarlarla anılırken, artık 1000$’ın altında ücretlerle yapılabiliyor. Snapchat ve Instagram’daki komik “Kökenin aslında neresi?” filtrelerinin yanında, DNA testlerini bir evde genotip test kiti hizmeti olarak sunan 23andme ve Ancestry gibi oluşumlar da var. [tooltip tip=”Mikrobiyota vücudumuzun iç ekosistemi. Vücutta 18 ayrı yerde mikrobiyota bulunur. Bağırsaklarımız bakterilerin doğal olarak en kalabalık bulunduğu ortamdır.”]Mikrobiyotaların[/tooltip] genetik materyali olan Mikrobiyom testlerinde ortalama maliyetin 5000$ civarından yaklaşık 200$’a indiğini vurgulamak gerekiyor.
Bu bahsedilenler uçuk fikirler gibi gözüküyorsa, günümüzde 23andme, Vitagene, InsideTracker ve Nutrigenomix gibi birçok şirketin kullanıcısının genetik yapısına göre sağlık, beslenme önerileri sunduğunu duymak daha şaşırtıcı olabilir. Viome isimli şirket, bağırsak mikrobiyom analizleri ile kullanıcılarına oldukça spesifik beslenme ve takviye besin önerilerinde bulunarak, kişinin bünyesindeki yararlı bakteri ekosistemini korumayı hedefliyor.
Yeni sektör ve hizmetler doğuyor
Test ve analiz maliyetlerinin düşmesiyle kişiye özel beslenme planları erişilebilir hale gelmeye başladı. Bu durum, bireysel beslenme ve takviye edici gıda programlarının yanı sıra, işletmelerin çalışanlar için makro besin ihtiyaçlarına göre porsiyonlanmış, alerjen gibi çeşitli tercihleri düşünülmüş ve kişiye özel tasarlanmış yemek hizmeti sunmasını mümkün kılıyor. 2022 yılında 220 milyar dolarlık hacme ulaşması beklenen küresel besin takviyesi piyasası, gelecek vaat ediyor.
Nourished isimli şirket, kişinin ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanan 3B besin ve vitamin içerikli sakızları ile aylık 50$ ücretle kişiselleştirilmiş beslenme hizmeti sunuyor. Rootine vb. çeşitli şirketler bu tür hizmetleri sunmak için genetik testler, kan tahlilleri ve yaşam tarzı anketlerinden yararlanıyor.
Alışık olduğumuz dünyada ise vegan, vejetaryen, glutensiz ve laktozsuz diyetler için kişiye özel ve önceden porsiyonlanmış veya pişirilmiş yemek hizmeti sunan Mindful Chef, Gousto, Hello Chef ve AllPlants gibi şirketler bulunuyor. Bu alanda yatırım yapanlar sadece küçük girişimler de değil, 2018 yılında Nestle Japonya’da DNA-bazlı beslenme hizmeti için bir deneme uygulaması başlattı. Sağlık hizmetleri ve gıda sektörünün önemli ölçüde ortak çalışmasını gerektirecek bu trendler geleceği şekillendirebilir.
Veri kaynakları genişliyor
Sağlık hizmetleriyle bağlantılı giyilebilir teknolojiler marketinin değeri yaklaşık 13 milyar dolar seviyelerine ulaştı ve yıllık bileşik büyüme oranının %27,9’lara varması bekleniyor. Adım, egzersiz, nabız, oksijen seviyesi ve uyku gibi çeşitli sağlık verilerinin toplanmasını sağlayan giyilebilir teknoloji ürünleri, nesnelerin interneti sayesinde bireyin kendine özel dökümler ve analizler yapabilmesini mümkün kılıyor. Buna beslenme verileri ve kişiselleştirilmiş diyetlerin eklenmesi de yakın gelecekte yaygınlaşacaktır.
Gelecek parlak
Yetersiz beslenme kadar bilinçsiz beslenme de fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarına yol açıyor. Hassasiyetleri, sağlık sorunlarını ve ihtiyaçları değerlendirerek, israfa neden olmadan yeterli besinin tüketilmesine fayda sağlayabilecek bu yeni nesil uygulamalar, önümüzdeki on yılın en gözde başlıklarından olmaya aday gibi duruyor.
Kaynak: Future Food | Medium