Teknoloji ve bizler büyük bir anlaşmanın iki tarafıyız. Kişisel hayatımızla sağladığımız onca veriye karşılık teknolojinin hayatımızı kolaylaştıran uygulamalarını kullanıyoruz. Hiç şüphesiz bu akıllara durgunluk verecek seviyede gelişen teknolojinin ezici üstünlüğü ile tüketiliyoruz. Peki ya arada bir fişi çekip basit ve eski üretken hayatımıza  geri dönmek istemez miyiz? İşte tam da bu noktada kendin yap İngilizce tabiri ile DIY bizi bu basit hayata geri döndüren, günümüzün popüler (ne gariptir ki teknoloji sayesinde bu popülerliğe erişti) kültürlerinden biri haline geldi. Bu yazıyı okuyan 80’lerin, 90’ların çocukları evdeki imkanlarla kendi oyuncaklarını, küpelerini, kalemliklerini yaptı. Bugün tüm ihtiyaçlarımızı dışarıdan para karşılığında satın alırken, o zamanlar büyük bir zevk ve mutlulukla kendimiz giderebiliyorduk. Bugün ise modern hayat bizi rekabete, rekabetten de mutsuzluğa doğru ötelemeye devam etmekte.

Hadi gelin kendin yap kültürüyle şu basit hayata tekrar dönelim ve neden bizi daha iyi hissettireceği ile ilgili birkaç şey konuşalım.

Stresten uzaklaştırır, mutlu eder

Kendi domatesini, kendi biberini yetiştiren biriyle konuştuğunuzda kendi hasatının onu ne denli mutlu ve huzurlu hissettirdiğini göreceksiniz. Hobileriniz için vakit ayırdığınızda ne kadar rahatlamış ve daha az sinirlenen biri olduğunuzu unutmayın. Kendi ihtiyaçlarınızı kendinizin üretmesi sizi mutlu ve tatminkar hissettirecektir. Basit şeylere odaklanın, mesela oturma odanızdaki çerçeveyi kendiniz üretmeye çalışın.

İleri dönüşüme teşvik eder

2017 verilerine göre sadece ülkemizde yılda ortalama yaklaşık 9 milyon ton plastik, metal, kompozit atık üretiliyor. Sebebi hiç kuşkusuz tüketim! İnternetteki birçok kendin yap kanalı elinizdeki malzemeleri nasıl ileri dönüşüm için kullanabileceğinizi anlatıyor. Sahip olduğunuz eşyalardan faydalanın ve onları tekrar kullanıma kazandırın. Böylece hem çevreye karşı sorumluluğunuzu yerine getirmiş olurken hem de maddi anlamda ciddi bir tasarruf sağlamış olursunuz.

Yaratıcılığı arttırır

Çağımızın en büyük problemi beynimizi kullanmak için yeterince zamanımızın olmaması. Neden mi? Çünkü teknoloji bizim yerimize her şeyi düşünüyor. İşleyen demir pas tutmaz atasözüne göre beynimiz paslanmaya yüz tutmuş, yaratıcılıktan tamamen uzaklaşmaya başlamıştır. Kendinize, beyninizi kullanmak için zaman ayırın ve yaratıcılığınızı teşvik edin. Bunun en kolay yolu kendin yap pratiklerinizi arttırmaktan geçiyor. Yeni fikirler düşünmek ve uygulamak beyninizi taze tutacaktır.

Share:

1989’da İstanbul’da doğdu. 2013 yılında Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans eğitimiyle birlikte tasarım, iletişim, pazarlama ve teknoloji dinamiklerinin birleştiği platform ve projelerde çeşitli görevler almakta. 2015’te yaşadığı çevre ile dialog kurmak isteyenleri bir araya getiren sosyal sorumluluk topluluğu Onaranlar Kulübü’nün ve dünyanın ilk konsept 3 boyutlu yazıcı mağaza ve kafesi 3Dörtgen’in kurucu ekibinde yer aldı. Halen 3Dörtgen’de Pazarlama İletişimi Yöneticiliği görevini sürdürürken geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.