Önceki yazımızda yıldızların birer nükleer füzyon makineleri olup ağır elementler ürettiğini söylemiştik. Yıldızların iç katmanlarına doğru gidildikçe nükleer füzyon yoluyla bir önceki katmandaki elementten daha ağır bir element üretilir.

Yıldızlar, demir üretene kadar belirli bir dengede kalır; üretildiğinde ise çekirdekte oldukça fazla yer kaplayan demir yıldızın yüzeyi ile çekirdeği arasında bir dengesizlik oluşturur ve yıldız kendi içine doğru çökerek patlar. Süpernova denilen bu patlama sonucunda yıldızın patlamadan önceki ağırlığına göre ya bir nötron yıldızı oluşur ya da bir kara delik.

Dünyanın tüm kütlesinin bir bilye çapındaki küreye sıkışmış olduğunu hayal edersek kara deliklerin yapısını biraz anlayabiliriz. Bu yüksek yoğunluklu ölü yıldızlar, oldukça fazla olan kütlelerinden dolayı çevrelerindeki cisimlere çok fazla çekim uygular. Kendilerine doğru çektikleri cisimleri ise yeterince yaklaşmadıkları sürece yörüngelerinde dolaştırabilirler. Yani kara delikler çevrelerindeki her şeyi yutan kocaman canavarlar değillerdir; yapıları gereği, sadece olay ufkuna giren cisimleri ve hatta ışığı bile içlerine doğru çekerler. Bu yüzden, yani ışık saçmadıkları için kara görünürler.

Bir kara deliğin olay ufkunda durduğumuzu düşünelim, ayaklarımıza uygulanan çekim vücudumuzun diğer bölgelerine uygulanan çekimden daha büyük olduğu için bacaklarımız uzamaya başlar ve gittikçe spagettileşiriz. Bu pek de istenen bir ölüm şekli olmasa gerek.

Kara deliklerin içinde ne olduğunu bilmiyoruz ama dışında neler olduğuna dair bir fikrimiz var: Hawking radyasyonu. Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz Stephen Hawking’in çalışmalarına göre, kara delikler bir tür ışınım yapar. Bunun sebebi kara deliğin olay ufkunun yakınında oluşup hemen kaybolabilen sanal parçacıkların varlığı. Bu sanal parçacıkların bir tanesi kara deliğin içine doğru sürüklenirken diğeri dışarı doğru kaçar. Ayrılan bu sanal parçacık çiftleri eşleri olmadan kaybolamaz ve bu yüzden gerçek birer parçacık haline gelirler. Bu ışınım yüzünden kara delik kütle kaybeder ve çok uzun bir süre sonra buharlaşarak yok olur.

Bu uzun süre sonunda evren çoktan kullanılamaz hale gelmiş olur ki Kurzgesagt‘ın hesaplarına göre son kara deliğin ölümünü kimse göremeyecektir.

Kaynak: Kurzgesagt – Kara Delikler ve Bebek Evrenler, Stephen Hawking.

Share:

administrator

Şu an fizik öğrenimi gören ve kalan zamanlarında yazan, çizen, dans eden ve geleceğini inşa eden ortalama bir birey

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir