İnternet hayatımıza ilk girdiğinde bir iletişim aracı ve bilgi paylaşma ağı olarak tanımlanıyordu. Temel işlev olarak da öyleydi. Geçen yıllar içinde hayatımıza hayal bile edemeyeceğimiz şeyler kattı. Ortaya çıkan büyük para ve güç teknoloji şirketlerinin eline geçti. Bu, internetin ulaştığı milyonlarca insan için yeni tartışmaların ve karmaşıklıkların kapısını araladı.
Bill Gates 1995’te konuk olduğu David Letterman’ın programında internetin ne olduğunu açıklıyor.
Uygulamalar ve Hükûmetlerin Mücadelesi Ne Durumda?
İnternet ve beraberinde gelen uygulamalar ulaştıkları ekonomik boyutla ve yarattıkları toplumsal etkiyle siyasetin yeni konusu haline geldi. Bu kavramlar artık hak ve özgürlükler çerçevesinde tartışılmaya başlandılar. Teknoloji şirketleri öyle büyüdüler ki kimi hükûmetlerin düşman gördüğü kimilerinin bel bağladığı ama hepsinin bir şekilde kullandığı bir konuma evrildiler.
Örneğin, Google’ın 2019’da elde ettiği gelir, 133 ülkenin yurtiçi gelirinden daha fazlaydı. Twitter 2019’un ilk çeyreğinde aylık 330 milyon aktif kullanıcıya sahipti. Bu büyük kapsama ek olarak 2017’nin sonunda ABD’de “Ağ Tarafsızlığı” ilkesi kaldırıldı ve internet üzerindeki güç büyük ölçüde devletten özel sektöre kaymış oldu. Böylece, çok büyük çapta bir güç belli şirketler etrafında toplanmış duruma geldi. Söz konusu şirketler artık ticaret savaşlarının, milli güvenlik konularının, kültürel muhafazakarlığın birer meselesi oldular.
Bir süredir hükûmetler bu mecralara çeşitli müdahalelerde bulunuyor. Yaşanan bazı gelişmelerden sonra ülkemizde sosyal medya uygulamalarının tamamen kapatılması bile gündeme getirildi. Son olarak Hindistan, WeChat ve TikTok gibi Çin menşeili uygulamaları Hint askerlerinin Himalaya Sınırı’nda Çin birlikleri tarafından öldürülmesinin ardından yasakladı. Ancak uygulamaların çantada keklik olmadığı da açıkça anlaşılabilir. İran’da Twitter yasak olmasına rağmen üst düzey devlet yetkilileri bu uygulamayı aktif olarak kullanmaktalar. Sonuçta şirketler ve hükûmetler arasında internet üzerindeki hakimiyet kurma mücadelesi artarak devam ediyor.
İnternet Özgürleşirse Bu Mücadele Ne Olacak?
Hükûmetler ve şirketler arasında tüm bunlar olup biterken Dfinity Vakfı, teknoloji şirketlerinin oluşturduğu bu karteli sarsacak bir proje geliştiriyor. Amaçlarını şöyle özetliyorlar: “Teknoloji devleri interneti ele geçirdi. Artık sıfırlama zamanı.” Bu sıfırlamayı bağımsız veri merkezlerine dağılmış ve bu sayede merkezi olmayan bir “internet bilgisayarı” geliştirerek uygulamayı planlıyorlar. Dfinity, böylece büyük oranda Google ve Amazon gibi devlerce kontrol edilen sunuculardan kurtulmuş ve “özgürleşmiş” olacağımızı iddia ediyor.
Böylesi bir kartelin yaratıcılığa ket vurduğu, üretkenliği düşürdüğü fikri liberal teoriye göre doğru diyebiliriz. Dfinity bu bağlamda serbest piyasayı hâkim kılıp eşit şartlarda rekabeti sağlayarak üretkenliği ve yaratıcılığı yükseltmek istiyor. “Özgür İnternet” projesinin sonunda kimsenin sahip olmadığı ya da kontrol etmediği uygulamalar geliştirmeyi hedefliyorlar. Bunun ilk adımını Temmuz 2020’nin ilk haftasında üçüncü parti geliştiriciler için yayınlayacakları yazılımla atacaklar.
İnternet her geçen gün gelişiyor ve değişiyor. Bu yeni meydan okumalar bizim için Bill Gates’ten interneti dinlemek kadar çığır açıcı. İnterneti bu özgürlükçü akımlarla yeni baştan tanımlamamız gerekebilir mi? Eğer öyle olursa, hükûmetler için yeni bir mücadele alanı ortaya çıkabilir mi? Teknoloji devleri bu tehdide karşı nasıl pozisyon almayı düşünüyorlar? Belki şimdi kavgaya tutuşmuş bu ikili, gücü yeni bir adayla paylaşmamak için ona karşı ittifak edebilirler. Henüz sadece sermaye ve devlet erkinin yeri belli olan bu mücadelede halkın tavrı şüphesiz ki belirleyici olacak.
Kaynak: MIT Technology Review