Sevgili Gelecek Burada okurları, yeni bir seri ile karşınızdayız: İnternet Hastalıkları.
Bir yıldır pandemi şartlarında hayatımızı sürdürüyoruz, günlerdir yeni bir karantina uygulamasıyla evlerimize kapandık, dijitallik günlük yaşantımızda hiç olmadığı kadar etkin; teknolojik aletler olmadan hayatımızı aynı standartlarda sürdürebilmek artık neredeyse imkânsız bir hâle geldi. İçinde bulunduğumuz şartlar böyleyken, sizler için tüm bu saydıklarımızı harmanlayıp yepyeni bir seri hazırlamaya karar verdik. “İnternet Hastalıkları” serimizde bol dijitallik, bol teknoloji, bol sağlık ve bol hastalık olacak.
Bundan 50, 100 yıl önce olmayan, internetin varlığı ile ortaya çıkmış hastalıkları inceleyeceğiz. Biz içeriğimizi hazırlamak için araştırma yaparken çoğu kez “Ee, bu bende de var.” dedik. Sizler de bizim gibi adını dahi duymadığınız hastalıkların aslında günlük yaşantınızı düşündüğünüzde size o kadar da yabancı gelmediğini mi fark edeceksiniz yoksa kendinizi internet hastalıklarından sakınmayı başardığınızı mı tespit edeceksiniz, göreceğiz.
Siberkondria
Sizlerle paylaşacağımız ilk internet hastalığımız Siberkondria günlük hayatta büyüklerimizden sıkça duyduğumuz “hastalık hastası” tanımının dijital dünyada bulduğu karşılığa benziyor. Kendisi hastalık arama hastalığı olarak tanımlanan modern bir sağlık sorunu. Herhangi bir hastalık belirtisi taşımayan birinin internette sürekli olarak hastalıkları ve belirtilerini araştırıp kendini hasta olduğuna inandırması durumu. Sağlık anksiyetesinin artışına da neden olabilen Siberkondria birçok risk taşıyor.
İnternet 7/24 hizmet sunan, binlerce sağlık sitesine anında erişim sağlayan bir platform olmasıyla Siberkondria’ya istediği yayılma ortamını sunuyor. İstediğimiz anda bilgiye ulaşabilmek güzel fakat ulaştığımız bilginin doğruluğundan/güvenilirliğinden emin olamadıktan sonra bilgiye kolay ulaşabilmek o kadar da anlamlı oluyor mu? Ulaştığımız bilgilerin doğruluğundan emin olamamak, yanlış kaynaklara güvenmek, çelişkili ve belirsiz kaynaklar arasında kararsız kalmak kaygı seviyesini artırıyor. Siberkondria’nın sağlığımız açısından taşıdığı en önemli risk de artış gösteren kaygı ve stres seviyesi oluyor.
Sağlık, hastalık ve tedavi konusunda sayısız bilginin kolay erişilebilir oluşu kişide kaygı bozukluğunu artıyor ve okuduğu her bilgiyi kendi hayatına uyarlamaya başlıyor. Okuduğu hastalıkların kendisinde de olduğunu düşünüyor, sağlıkla ilgili okuduğu bilgileri ve tedavi yöntemlerini kendisinde denemeye çalışıyor. Kaygı seviyesindeki artışın neden olduğu bu durum, kaygı ve stres bozukluğuna çare olmadığı gibi daha da artmasına sebep oluyor ve kişi stres çemberinde bir kısır döngüye giriyor.
Kimler Daha Büyük Risk Altında?
Genç ve etkin dijital okur-yazarlığı olan kişilerde Siberkondria’nın görülme olasılığı daha fazla seyrediyor. Sağlığı ile ilgili kaygı eğilimi gösteren kişiler de risk altında görünüyor. Ancak internete erişimi olan herkes potansiyel Siberkondria hastası olabilir.
Belki duymaktan bıktınız ama biz daha anlaşılır olması için COVID-19 ile alakalı bir örnek vermek istiyoruz. Örneğin, boğazınız ağrıyor ve enfekte olup olmadığınıza emin olamıyorsunuz. İnternete giriyor ve “Covid-19 belirtileri nelerdir?” araması yapıyorsunuz. Birkaç siteye göz gezdiriyor, belirtilerden kaçını taşıdığınızı düşünüyor ve muhakeme ediyorsunuz. Sonrasında, durumun ciddi olduğuna karar verip test olmak için hastaneye gitme kararı alıyorsunuz ya da endişelenecek bir şeyiniz olmadığına karar veriyorsunuz.
Bu senaryoda kişi tamamen doğal ve hatta olması gereken şekilde haber alma hakkını internet aracılığıyla kullanıyor.
Kısacası, internetten her hastalık aratana Siberkondria diyemiyoruz. Ancak internette sağlık, hastalık, tedavi konularında normalin dışında gereksiz vakit harcamak, okuduğunuz her şeyi düşünmek ve kaygı seviyenizi artırmak sizi Siberkondria hastası yapabiliyor.
Öncül etkisi psikoloji üzerinde olduğu için diğer psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi kişinin Siberkondria olduğunu kendi kendine anlaması her zaman kolay olmuyor. Ancak aslında o kadar fark edilemez bir durum değil. İnternette saatlerinizi sağlık temalı araştırmalar yaparak harcıyor, okuduğunuz her hastalığın sizde olduğuna kendinizi inandırma eğilimi gösteriyorsanız… Orada durun. İnterneti kapatın. Dijital dünyayla bağlantınızı sağlayan tüm araçlardan, ekranlardan uzaklaşın. Sağlık kaygınızın sağlığınızı tehdit eden en önemli tehlike olduğunu ve Siberkondria’nın dijitalleşmenin etkisiyle hayatımıza girmiş bir “hastalık hastası” olma durumu olduğunu unutmayın.
Dijital dünyayla aranıza mesafe koymak, sakinleşmenizi sağlayacak rutinleri günlük hayatınıza dahil edebilmek, kısaca stres seviyenizi azaltacak kişisel formüller bulmak yeterli görünüyor.
Sorununuzun ciddi olduğunu düşünüyorsanız ya da sadece bilgi almak istiyorsanız psikiyatri kliniklerinden Siberkondria hakkında en doğru bilgiyi alabilirsiniz.
Kaynak: cappsy.org