Serimizin ilk haftasında sizlere Siberkondri hastalığını tanıtmıştık. Bu hastalık kişinin internet üzerinde sağlık ve hastalık temalarında sürekli araştırma yapması ve öğrendiği her bilgiyi kendi hayatında kullanmaya çalışması ya da okuduğu her hastalığa sahip olduğunu düşünmesi anlamına geliyordu. Hastalık hastası olmanın dijital formu olarak tanımladığımız bu rahatsızlıktan sonra, sırada daha yaygın bir internet hastalığı var: İnternet Bağımlılığı.
Aslında isminden tüm internet hastalıklarını kapsadığı gibi bir yanılgıya rahatlıkla düşülebilir. Ancak internet bağımlılığı tıpkı Siberkondri gibi internet hastalıklarından sadece bir tanesi. Kişinin sürekli olarak internete bağlanma dürtüsüyle hareket etmesi şeklinde tanımlanıyor. Kişi interneti aşırı kullanma isteğinin önüne geçemiyor. Zamanla internette geçirilen süre önemini yitiriyor, kişiye asla yeterli gelmemeye başlıyor. Yoksun kalındığında ise aşırı sinirlilik ve saldırganlık görülüyor ve kişinin sosyal hayatı olumsuz etkileniyor.
Belirtileri Nelerdir?
Sizlerle ekran sürelerimizi test ettiğimiz bir içerik paylaşmıştık. Dijital bağımlılığı azaltmak için neler yapılabileceğini konuşmuştuk. İçeriğimizde paylaştığımız ekran görüntülerini hatırlarsanız, sadece Instagram’da geçirdiğimiz günlük zaman ortalama olarak 3 saatten fazlaydı. İnternet bağlantısı gerektiren diğer telefon uygulamalarını da hesaba katınca Gelecek Burada ekibi olarak internet bağımlılığı konusundaki önemli belirtilerden birine kocaman bir tik atıyoruz: İnternete bağlı kalınan süre ya da daha yaygın ismiyle ekran süresi…
Ekran süresi dışında, bu sürenin, yani internete bağlı kalınan sürenin dışında geçirilen zamanın çok verimsiz geçmesi ve bu süre boyunca gözlenen şiddetli asabiyet bir diğer önemli belirti. Kişinin internete bağlı olmadığı süreyi sinirli ve yararsız geçiriyor oluşu güçlü internet bağımlılığına işaret ediyor.
İnternet bağımlılığının belirtileri sadece psikolojik değil, fiziksel belirtiler de mevcut. İnternet bağlantısı için kullanılan cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi teknolojik aletler gözlerde kuruluğa, yanmaya, görmenin bulanıklaşmasına, azalmasına, el ve el bileklerinde uyuşmaya, ağrıya ve postur bozukluğuna sebep oluyor.
Siz Bir İnternet Bağımlısı mısınız?
Tahminimiz bu yazıyı okuyan herkesin yukarıda bahsettiğimiz psikolojik ve fiziksel belirtilerden neredeyse tamamına sahip olduğu yönünde.
Peki, bu belirtileri taşıyor olmak sizi internet bağımlısı yapar mı?
Evet, yapar.
Peki, endişelenmemiz gerekiyor mu?
Bu soruya herkes kendi durumunu değerlendirerek cevap verebilir. Çünkü İnternet bağımlılığınızın ciddiyeti durumunuzu endişe verecek bir hastalıktan, çağımızın sıradan bir alışkanlığına çevirebilir.
İş ya da okul durumunuz ekran sürenizi size bağlı olmayan sebeplerle artırıyorsa, internete bağlı olmadığınız süreyi verimli ve huzurlu geçirebiliyorsanız ya da internet bağlantısı için kullandığınız teknolojik aletlerin kullanımına bağlı olarak fiziksel rahatsızlık yaşamıyorsanız sadece bu çağa ayak uydurmaya çalışıyorsunuz. İnternet bağımlılığınız biraz mecburi, bu da demek ki fazla endişeye gerek yok. Yine de, internet bağımlılığınızı azaltmanın yollarını arıyorsanız, verdiğimiz küçük tüyolar için dijital bağımlılık yazımıza yeniden göz atabilirsiniz.
Peki, iş ya da okul durumunuz dışında İnternet bağımlılığınız aşırıya kaçıyorsa, örneğin sabah uyanır uyanmaz yaptığınız ilk iş telefona sarılmaksa ya da yatmadan yaptığınız son iş internete bakmaksa; internet dışında günlük hayatınızı motive şekilde koordine edemiyorsanız endişelenmenizde yarar olabilir.
Kısacası fiziksel ve psikolojik belirtiler günlük yaşam kalitenizi olumsuz etkiliyorsa İnternet bağımlılığınızı gözden geçirip dur demenin zamanı gelmiş olabilir.
Ne Yapmalı?
İnternet hayatımızda o kadar çok boşluğu dolduruyor ki bağımlılığımız gerçekten biraz da mecburi. Aklımıza takılan her soruyu ona soruyoruz, onunla iletişim kuruyoruz, haberleri onunla öğreniyoruz, paylaşımlarımızı yine bu platform aracılığıyla yapıyoruz. Yani artık bizim için bir arkadaş gibi.
Bu arkadaşlığın seviyesini ayarlamaksa bizim elimizde.