*Bu yazı, Gelecek Teknolojiler Bizi Neden Korkutuyor serisinin ilk yazısıdır.*
Sanayi Devrimi‘nden bu yana yaşanan teknolojik gelişmelere karşı genellikle temkinli yaklaşıyoruz. Bazı teknolojiler panik yaşamamıza neden olmazken, kimi teknolojileri benimsememiz neredeyse iki nesil sürüyor. Örneğin, önceden elektrikten korkarken şimdiyse onsuz bir hayat düşünemiyor; asıl korkmamız gereken şey olan radyasyonu görmezden gelip neredeyse telefonlarımızla uyuyoruz.
Bazı teknolojilerden kaçınmak için ciddi etik ve felsefi gerekçeler varken, kimi teknolojilerin teşvik edilmesi ve benimsenmesi için yadsınamaz faydaları bulunuyor. Yakın gelecekte hayatımızda olmasını beklediğimiz teknolojilere bu yönleri ile bir göz atalım:
Cryonics
Cryonics, yakın zamanda ölen bir kişinin vücudunu süresiz olarak korumak için dondurulması ve düşük sıcaklıkta korunması anlamına geliyor. Vücut dokularının çoğu, kalp atmayı bıraktıktan sonra bile hücresel düzeyde bozulmadan kalıyor. Cryonics’in amacı, yasal ölümden sonra bu süreci olabildiğince çabuk durdurmak ve gelecekteki doktorlara hastayı canlandırmak için mümkün olan en iyi şansı vermek. Bunu sağlamak için gelişmiş bilgisayar sistemleri kullanarak hasarlı dokuların ve mümkünse tüm organların onarılmasını veya değiştirilmesini sağlıyorlar. Vaat edilen şeyin ölümsüzlükten ziyade insan ömrünü büyük ölçüde uzatmak ve yaşam kalitesini artırmak olduğunu söyleyebiliriz.
Cryonics: Yunanca Kyros (Soğuk)
Cryonics’in Kısa Tarihi
Bu fikri ilk ortaya atan Amerikalı yayımcı, yazar, mucit, felsefeci, bilim insanı, siyasetçi ve diplomat Benjamin Franklin’dir. 18. yüzyılda ünlü tıp araştırmacılarından Jacques Dubourg‘a yazdığı mektupta bu konudaki düşüncelerini belirtmiş.
“Keşke insanları dondurup ileride uyandıracağımız bilimsel bir metot mümkün olsaydı. Bu sayede Amerika’nın 100 yıl sonrasını bir günlüğüne görebilmeyi, ardından ölmeyi bile kabul edebilirdim. Bunu normal bir ölüme kesinlikle tercih ederdim. İleride bilimimizin bunları da başaracağından hiç şüphem yok.”
200 yıl sonra bu mektuptan etkilenen Fizikçi Robert Ettinger bunun üzerine araştırmalar yapmış ve bunun ancak ölüm anında gerçekleşebileceğini öngörmüş.
İnsanları Dondurma (Cryonics) Alanında Yapılan Çalışmalar
Robert Ettinger 1962’de “The prospect for immortalty / Ölümsüzlük Beklentisi” adlı kitabını yayınlayarak cryonics kavramını tanıttı. Ettinger, cryonics hareketini ilerleten bir sonraki kitabı “Man Into Superman“ ile cryonics ve yaşam uzatma konusunu derinlemesine araştırdı. 1976 yılında kurduğu Cryonics Enstitüsü o zamandan beri cryonics kavramını ve pratiğini geliştirmeye çalışmış. Amerika haricinde Cryonics konusunda Rus şirket KrioRus da çalışmalar yapıyor.
Cryonics bilim kurgu gibi görünebilir fakat 1962 yılından beri konu üzerine yapılan çalışmalar onu bir endüstri hâline getirdi. Kaldı ki ölümsüzlüğümüzü satın almak istersek bunu sağlayan şirketler de bulunuyor. Türkiye’nin ilk cryonicsistlerinden birisi Çerkez Ethem’in yeğeni Güner Kuban, cryonicsin popüler olduğu 1992 yılında Alcor ile anlaşmış ve şirketin Türkiye temsilcisi olmuş. Kendisinin konuya yaklaşımını okumak isterseniz buraya ilgili linki bırakıyoruz.
Gerekli prosedürleri yerine getirdiğinizde, öldüğünüz anda sizi donduran şirketler, teknoloji ve tıbbın yeterince geliştiği zaman sizi hayata döndürmeyi vadediyor. Merak etmeyin hortkuluk yapmamız gerekmiyor. Öyle ki bağlantısını verdiğimiz internet adresinde sıkça sorulan sorular bölümünde merak ettiğiniz detayları bulabilirsiniz.
James Bedford, Ted Williams, John Henry Williams, Dick Clair Jones, FM-2030 dondurulmuş ünlüler listesinde yer alırken, Seth McFarlane, Larry King, Simon Cowell, Paris Hilton, Britney Spears şu anda hayatta olan ve dondurulmak isteyen bazı ünlüler olarak karşımıza çıkıyor.
Bu insanların ne zaman donup, ne zaman çözülecekleri belli değil. İnsanları dondurmak için teknoloji henüz mükemmel değil. Asla düzeltilmeyecek geri dönüşü olmayan hasarlar olabilir. Öte yandan dondurma teknolojisi mevcutken, insanları çözme teknolojisi henüz mevcut değil.
Tüm bunların yanı sıra henüz tedavisi bulunmayan bir hastalığa sahip kişiler de bu teknolojiden faydalanmak isteyebilir. Hastalığına tedavi bulunduğu zaman uyanmak isteyen ya da önümüzdeki beş yılı yaşamak istemeyip, hayatına istediği bir tarihte devam etme senaryoları olabilir. Kaldı ki teknoloji girişimleriyle adından sıkça söz ettiren Japonya’da hükûmet; yapay kış uykusu, çevre temizliği ve cyborg teknolojilerine 1 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıklamıştı.
İnsanları Dondurma Fikri (Cryonics) Neden Bizi Korkutuyor?
- Kendilerini dondurmayı seçen insanlar toplumsal olarak sosyo kültürel bir dalgalanma yaratabilir.
- Kendilerini dondurmayı seçen insanlar güçsüz, korkak gibi zayıf sıfatlarla anılabilirken; hırslı, gözü dönmüş, doyumsuz gibi iflah olmaz sıfatlarla kutuplaştırılabilir.
- Böyle bir teknolojinin maliyeti net bir şekilde bilinmediği için ekonomik anlamda sınıf farklılıkları yaratabilir, zengin ile fakir arasındaki refah uçurumu tekrar gündeme gelebilir.
- İnsanların dini inançlarına ne derece uyum sağlayacağı yeni tartışmaların fitilini ateşleyebilir. Kutsal kitaplara göre ruh çıktıktan sonra, dondurulmuş bedene ruhun tekrar gönderileceğine ait herhangi bir işaret yoktur. Tam aksine, ölümle dünya hayatının kapandığı ve artık geriye dönüşün olmadığı bildiriliyor. Ancak kış uykusu sırasında kurbağaların vücutlarında buz kristalleri meydana gelmekte, kalp atışları, nefes alış-verişleri ve kan dolaşımları tamamen durmakta, hiçbir hayat belirtisi kalmamaktadır. Canlılarda uyutma sonrası uyanma olacağının ispatını şu an için sadece kurbağalarda görebiliyoruz.
- Öte yandan ölümü kabul etmeyen, sürekli yeni yaşam arayışları peşinde koşan insanlar yaratanın, doğanın ya da evrenin ölmemizi istediği gerçeğini aldatmak istiyor / kabullenmek istemiyor olabilir.
Bilirkişi Yorumları
İyi
“Bu kumar yaşamın değerini, maliyetini, teknolojinin işe yarama olasılığını, insanlığın hayatta tutma ve insanları canlandırma olasılığını içeriyor.”
– Dr. K. Eric Drexler (moleküler nanoteknolojinin yaratıcısı), Yaratılış Motorları , Bölüm 9, ” Geleceğe Bir Kapı “.
Kötü
“Gelecekte geri gelmek için kendini donduran kişi, o topluma katkıda bulunacağı ve onu isteyecekleri varsayımına nasıl kapılabiliyor?”
– Dr.John Baust (kriyobiyolog), “Zamanda Donmuş,” Miami Herald, 17 Eylül 2002.
Çirkin
“Cryonics’in donmuş birini canlandırabileceğine inanmak, hamburgerleri bir ineğe dönüştürebileceğine inanmak gibidir.”
– Dr. Arthur Rowe (kriyobiyolog), “Frozen Future“, National Review, 9 Temmuz 2002’de alıntılanmıştır.
Korkmalı mıyız?
Pek sayılmaz. Korkmak yerine ölümden kaçınmak için mümkün olan her şeyi yapabilir ve kendimize ayrılan süreyi elimizden geldiğince iyi değerlendirerek geçirebiliriz.
Günümüzde ölümü normal karşılıyor, ölüm de yaşamın bir parçası diyoruz. Birçoğumuz sevilen birinin kaybını yaşadık ama sonunda gitmeleri gerektiğini biliyorduk. Fakat ölüm artık normal olmayacaksa ne olacak? Ne zaman önlenebilir? Acı çok daha büyük mü olacak? Ölümsüzler ve ölümlüler diye yeni bir sınıf farkı bize neler katacak? Peki bu teknolojinin intihar vakalarına etkisi ne olacak?
Cevaplaması gereken pek çok soru var. Ön görülemeyen sorular bizleri korkuturken, cevap bulabildiğimiz sorular korkularımızın önüne geçebilir.