BuzzFeed yazarlarından birisinin Twitter’da paylaştığı “Aman tanrım, bu Instagram Annesi Blogger, çocuğunun doğum gününü kutlarken onun çocukları arasında en kötü beğeni alma performansına sahip olduğundan bahsediyor” tarzı tweeti ile gündeme oturan bir anne, aslında hepimizin geleceğine hatta belki de bugününe ışık tutuyor.

Colin Horgan, “Biz çocuklarımızı online olarak aldığı beğenilere göre yargılamıyoruz. Yoksa yargılıyor muyuz?” başlığıyla paylaştığı yazıda olayların nasıl geliştiğini detaylıca anlatmış ve sonuç olarak birazdan değineceğim düşüncelerini aktarmış.

Çocuğunun doğum gününde, bu değerli gününü kutlayan bir gönderi paylaşan anne, çocukları arasında istatistiksel olarak en kötü beğeni sayısına sahip olan çocuğunun bu çocuk olduğundan bahsediyor ve “Instagram benim Munchkin’imi hiç sevmedi ve bu beni içten içten öldürüyor. Onun fotoğrafları hiç o kadar fazla beğeni alamadı. Hiç yorum almadı. İstatistiksel olarak etraftaki diğerlerine göre hiç de popüler değildi. Belki de fotoğraflar algoritmaya uygun değildi” gibi ifadelerle duygularını aktardıktan sonra “Bu duygularımı netleştirmek istedim çünkü biliyorum ki birgün kendisi de bu rakamları görecek ve bu rakamların kendi değerini göstermediğini bilmesi gerekiyor” cümlesi ile paylaşımını sonlandırmış.

Sonrasında birçok haber sitesinden ve takipçisinden tepki toplayan blogger anne, paylaşımı kaldırarak hikayede paylaştığı yazılar ile kendisini biraz daha açıklamak istedi.

İşte aslında işin biraz daha trajikleştiği nokta olarak burayı kabul edebiliriz. Çünkü, anne sonrasında yaptığı paylaşımlarda “Beğenilerin bana ‘ulaşıp ulaşmadığını’ anlamam gerekiyordu. Bir tercih yapmalıydım çünkü ben, bana tam tersini söyleyen markalar ile çalışıyorum.” Diyerek aslında çocuğunun üzerinden para kazandığını itiraf etmiş oldu. “Çocuğunun değerinin beğeniler üzerinden ölçüleceğini düşünüyor” tarzı bir tepki ile başlayan olay “çocuğunun üzerinden para kazanıyor”a dönüştü ancak hepimizin bir kez daha aynaya bakmasında fayda var.

Anne, savunmasında insanlarının çoğunun Instagram’ı sadece hobi olarak kullandığını ancak kendisinin bunu bir iş olarak gördüğünü söylüyor. Bu yüzden kendisine tepki gösteren insanların bunu anlamamasını normal olarak ifade ediyordu. Bu, yine aynı insanlar tarafından tepki gösterilesi bir açıklama belki ancak bugün pazarlama camiasından insanlara sorsak büyük bir çoğunluğu anneye katıldığını söyleyecektir.

Colin Horgan, “Bower’ın dünyasının bizimkinden farklı olduğunu düşünüyoruz. Hayır, değil.” diyerek aslında hepimizin internette ‘bir şeyler’ satarak itibar veya para elde ettiğini düşünüyor. Bazılarımız çocuğunu, bazılarımız yüzünü, yemeğini, arabasını pazarlıyor ancak öyle veya böyle hepimiz kendimize özel olan bir şeyleri internete yükleyerek kâr elde etmeye çalışıyoruz.

Ücretsiz sosyal medyalar dünyasında, ürün de müşteri de biziz. Hem kişisel verilerimizi şirketlere teslim ediyoruz hem de kişisel yaşamımızı tüm insanlığa teşhir ediyoruz. Bunun, üzerinde düşünmeden günlük motor alışkanlığı olarak gerçekleştirdiğimiz distopik bir gerçeklik olduğunu düşünmek pek de haksızlık olarak görülemez diye düşünüyorum. Zira, birçoğumuz yüzünü  akrabalarına bile göstermekten sakınan kadınlarla büyümüş olmamıza rağmen bugün Instagram gibi mecralarda binlerce takipçiye sahip kadınların fotoğraflarını beğenebiliyor, mesaj atabiliyoruz. Bu, 20 yıl önce ciddi bir ‘namus’ problemi yaratabilecekken bugün oldukça normal bir alışkanlık olarak karşımıza çıkıyor. Buna, 10 yıl önce sokakta tanımadığı insanlara görünmekten çekinen annemin bugün Instagram’da yayınlamak üzere teyzem ile özçekim yapıyor olması da dahil.

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir