Hayatımızı kolaylaştıran, her alanda yaşamımızda olan internet her zaman olumluymuş gibi görünse de birçok olumsuz yönü var. Hayatımızın yeni merkezi olan sosyal medya platformları, çevrimiçi uygulamalar, bloglar ve daha fazlası her gün aktif olduğumuz internet uzantıları. Fazlasıyla kullandığımız bu uzantılarda başımıza gelebilecek olumsuzlukları geçtiğimiz günlerde yazmıştık.
Sosyal medya platformlarında; her 5 kadından biri çevrimiçi tacize uğruyor. Uluslararası Af Örgütü’nde Teknoloji ve İnsan Hakları araştırmacısı Azmina Dhrodia, “İnternet kadınlar için korkutucu bir platform olabiliyor. Taciz ve kadın düşmanlığının sosyal medya platformlarında zenginleşme imkanı bulduğu yadsınamaz bir gerçek. Fakat yapılan araştırma, hedef alınan kadınlar için çevrimiçi tacizin ne kadar zarar verici olduğunu ortaya koyuyor.” dedi.
İnteraktif ortamda tacize, zorbalığa, tehdide, aşağılayıcı sözcüklere maruz kalan yalnızca kadınlar değil elbette. Küçük bir anket sonucuyla daha sağlıklı görebiliriz;
- Çocukların %43’ü en az bir kere online zorbalıkla karşılaştıklarını belirtiyor. Her 4 çocuktan biri de birden çok kez bununla karşı karşıya kalıyor.
2. Öğrencilerin %70’i sıkça online zorbalığa şahit olduklarını belirtiyor.
3. Gençlerin %80’i cep telefonlarını düzenli olarak her gün kullanıyor.
4. Gençlerin %68’i siber zorbalığı (Cyber bullying) gerçek bir problem olarak kabul ediyor.
5. Gençlerin %81’i siber zorbalığın okuldaki zorbalığa göre çok daha az yakalandığını, daha kolay kaçıldığını düşünüyor.
6. Siber zorbalığa maruz kalan her 10 kurbandan sadece 1 tanesi ailelerini veya güvendikleri bir büyüklerini haberdar etmişler.
7. Kadınlar erkeklerden iki kat daha fazla siber zorbalığa maruz kalmışlar. - Zorbalığa maruz kalan çocukların diğerlerine göre 2 ile 9 kat daha fazla intihara eğilimli olduğu ortaya çıkmış.
9. Çocukların %58’i kendilerine online olarak kırıcı veya kötü bir sözün söylendiğini itiraf etmiş. Buradaki her 10 çocuğun 4’ü bunun birden fazla kez başına geldiğini belirtmiş.
[tooltip tip=”Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu”]BTK[/tooltip]’ya göre siber zorbalık, elektronik ortamda bir birey veya grubun, diğerlerine yönelik kasıtlı biçimde gerçekleştirdiği aşağılama, iftira, dedikodu, taciz, tehdit, utandırma ve dışlama gibi rahatsızlık verici eylemleri ifade eder.
Siber Zorbalık Nasıl Karşımıza Çıkar?:
- Mobil cihazlarla kişilerin görüntülerini izinsizce çekip paylaşmak
- Sosyal medya veya online ortamlarda kişileri aşağılayıcı, alay edici, tehditkar, cinsel taciz veya şiddet içeren mesajlar göndermek
- Herhangi birinin kişisel bilgilerini kendi rızası veya haberi olmadan paylaşmak
- Sosyal medyada birisi hakkında dedikodu yaymak
- Bir kişiye ait karalayıcı, aşağılayıcı web sayfaları hazırlamak
- Sahte hesap açıp, onun kimliğine bürünmek
- Bir kişinin sosyal medya hesaplarının tümünü ısrarlı bir biçimde takibe almak
- Ortak tanıdıkları etkileyerek hedef olan kişiyi arkadaş listelerinden silmelerini ve bloke etmelerini, yani sosyal olarak dışlamalarını sağlamak vb.
Yapılan araştırmalarda siber zorbalığa uğrama oranı %20, siber zorba olma oranı %15!
Dünyada “Zorbalık” kelimesi özellikle sadece bir çocuğun diğer bir çocuğa yaptığı davranışı kastederek kullanılıyor. Eğer işin içine bir yetişkin girerse, yani bu tatsız durumlar bir yetişkin tarafından çocuğa veya ergene yapılırsa, ona siber taciz, siber istismar deniyor. Siber zorbalığın mutlaka seksüel bir uzantısı olması gerekmiyor. Ancak mesela birbirini kızdırma amaçlı başlayan siber zorbalığın içine bir süre sonra seksüel ögeler de girebiliyor. Bu sebeplerden dolayı Samsung’un BTK ile birlikte yürüttüğü Siber zorba olma! #farkinavar projesinde #farkinavar etiketi de bunu ifade ediyor. Çocuğa olan zorbalığın, istismarın farkına var!
Tanıtım toplantısında konuşan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akca, siber zorbalığın yaygınlığını ve yarattığı sonuçları ortaya koymak amacıyla TÜBİTAK’ın desteği ile yürütülen ve yedi ilde 7 ve 8’inci sınıfta okuyan 1.400 öğrenci üzerinde anket ile gerçekleştirilen araştırma projesi sonuçlarını aktarırken, “Araştırmanın diğer bulguları öğrencilerin siber zorbalık konusunda yeterince farkındalığa sahip olmadığını, bu nedenle siber zorba ve kurban olma oranlarının daha yüksek olabileceğini göstermektedir.” dedi. Yani araştırmanın sonucu; çocuklar yaptıklarının siber zorbalık olduğunun ya da arkadaşlarının onlara siber zorbalık yaptığının farkında değiller. Bu nedenle kampanyanın etiketi “Farkına Var” anlamında #farkinavar.
Ebeveynler Siber Zorbalığı Önlemek için neler yapabilir?
- Çocuklarla siber zorbalık konusunda konuşmalı, onları yargılamadan dinlemeli ve başkalarına saygı konusunda çocuklara rol model olmalı,
- Siber zorbalığa karşı okulla işbirliği yapmaya teşvik etmeli,
- Çocukları siber zorbalığa maruz kaldığında bunu abartmak ya da yok saymak yerine çocuklarına siber ataklar ile nasıl mücadele edebileceklerini öğretmeli,
- Çocukların siber zorbalık vakalarını yetişkinlere, yasal kişi ve kurumlara bildirmeleri konusunda teşvik etmelidir.
“Siber Zorba Olma! #farkinavar” kampanyası dahilinde pilot 20 okul ile başlayacak eğitimlerde çocukların, gençlerin, ailelerin ve öğretmenlerin teknolojinin kötü amaçlı kullanımına karşı farkındalıklarının ve kişilik haklarının korunması konusunda duyarlılıklarının artması hedefleniyor. Okullarda verilecek eğitimlerin yanısıra siber zorbalığa dikkat çekmek için 13 Aralık günü Samsung Türkiye ve BTK sosyal medya hesaplarını karartıp, “Siber Zorba Olma!” sloganını #farkinavar hashtag’i ile paylaşarak herkesi sosyal medyadaki bu hareketin bir parçası olmaya davet edecek. Birçok ünlü ismin desteklediği bu projeye desek vermek için 13 Aralık günü sosyal medya hesaplarımızı karartalım; çocuklar, gençler, gelecek kararmasın.
Facebook’u yaklaşık 2 milyar, Youtube’u 1 milyar 500 milyon, Whatsapp’ı 1 milyar 300 milyon, Instagram’ı 700 milyon ve Twitter’ı 328 milyon insan kullanıyor. Bu sayılar gün geçtikçe yükselirken; içeriğin niteliği de değişiyor. Güzel ve ilham verici içeriklerin arttığı kadar olumsuz içerikler de artıyor.
Birkaç yıl sonra akıllı gözlük vb. giyileblir nesnelerle birlikte daha fazla kullanmaya başlayacağımız sanal platformlar; robotların, kişisel asistanların da hayatımıza tamamen girmesiyle beraber artık gerçek platformlar haline dönüşebilecek. Facebook’a VR gözlüğünüzle giriş yaptığınızda bir Facebook mahallesinde bulunduğunuzu ve Ahmet’i, Mehmet’i, Meryem’i fiziksel olarak görebileceğinizi, yeni fiziksel dünyanın artık sanal dünyanın içerisinde olacağını hayal edelim. İşte bu noktada; siber zorbalık ve siber taciz gibi sorunlar, hiç olmadığı kadar ciddi bir hale gelecektir. Bu konuda hem kendimiz farkında olmalıyız hem de çocuklarımıza bu farkındalığı kazandırmalıyız. #farkinavar
Kaynak: Samsung