ABD Temsilciler Meclisi milletvekilleri, 6 Ekim’de yayınlanan 449 sayfalık bir raporda Facebook, Amazon, Google ve Apple‘ı ‘tekel gücünü kötüye kullanmakla’ suçladı. Mahkeme Yargısı antitröst alt komitesi, Facebook’tan Mark Zuckerberg, Amazon’dan Jeff Bezos, Apple’dan Tim Cook ve Temmuz ayında Google’ın CEO’su Sundar Pichai ile saatlerce süren bir duruşma ile sonuçlanan 16 aylık bir soruşturmanın ardından bu firmaların elde ettikleri market pazar paylarını kötüye kullandığını açıkladı. Rapor, yeniden yapılanma, şirketlerin parçalanması veya bölünmesi ve şirketlerin dizginlenmesi için birkaç başka değişiklik çağrısında bulunuyor.
Kullanıcılar manipüle ediliyor
Temsilciler Meclisi, teknoloji devlerinin sektörü güçlendiren daha küçük şirketleri satın almasını zorlaştırmaya çalışarak rekabeti artırmayı planlıyor. Böylelikle pazarda kendine yeni yeni yer bulmaya başlayan şirketlerin tabiri caizse büyük balıklar tarafından yutulmaması sağlanacak. ‘Ayrımcılık yapmama teşviki‘ önerisi, platformların kendi ürünlerini rakiplerinin ürünlerine göre öncelik tanımasını engellemeyi amaçlıyor. Bu duruma özellikle Google ve Facebook gibi reklam alanlarını satışa çıkaran sitelerde daha çok rastlanıyor, reklam aldıkları şirketlerin veya kendi alt iştiraklarının reklamlarını kullanıcıya daha önde gösterme yaygın görülen bir durum. Bu da tekel gücünün kullanıcının tüketim davranışlarını manipüle etmek için kullanılması anlamına geliyor.
“Bu firmalar topluma açık faydalar sağlamış olsalar da, Amazon, Apple, Facebook ve Google’ın hakimiyetinin bir bedeli var. Bu firmalar piyasayı yönetirken rekabet ettikleri şirketler için oyunun kurallarını belirlerken kendileri onlara avantaj sağlayan başka kurallara göre oynuyor.”
Alt komite antitröst yasalarının ve uygulamanın güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor. Yasaların güçlendirilmesi ile birlikte gelecekte karşılaşılabilecek tekelleşme davalarında mahkemenin elini güçlendirmeyi planlıyor. Alt komite, teknoloji şirketlerini ‘petrol baronları ve demiryolu kodamanları çağındaki’ tekellere benzetiyor. Rhode Island demokratlarından David Cicilline liderliğindeki soruşturma için alt komite teknoloji devlerinden, rakiplerden ve antitröst uygulama kurumlarından 1,3 milyondan fazla belge topladı.
Daha az yenilik, tüketiciler için daha az seçenek ve zayıflatılmış bir demokrasi
Dört şirket dünyadaki en güçlü şirketlerden bazıları. Facebook, kabaca dünyanın en kalabalık iki ülkesinin toplamına eşit bir kullanıcı tabanıyla dünyanın en büyük sosyal ağına sahip. Amazon, ABD’deki çevrim içi satışların %38’ini kontrol ediyor ve platformunu kullanan diğer perakendeciler hakkında verilere sahip olabiliyor. Apple’ın App Store’u, yazılım geliştiricilerin şirketin devasa iPhone ve iPad müşteri tabanından bir kitle bulması için güçlü bir ağ geçidi. Google ise tüm web aramalarının yaklaşık %90’ının yapıldığı bir web arama motoruna sahip. Birleştirildiğinde, bu dört şirketin toplam değeri neredeyse 5 trilyon doları buluyor.
Facebook’un en büyük rakiplerinden bazılarını ‘hakimiyetini korumak ve genişletmek’ için satın alması ve kendi ürünleriyle rekabet etmesi için çağrıda bulunuyor. Şirket, popüler fotoğraf uygulaması Instagram ve mesajlaşma hizmeti WhatsApp’ın sahibi durumunda bulunuyor. Sosyal medya devinin Messenger adında kendi mesajlaşma servisi de var. Rekabeti ortadan kaldırmakla şuçlanan Facebook bu konuda “Satın almalar her sektörün bir parçasıdır ve insanlara daha fazla değer sunmak için yeni teknolojileri yenilememizin sadece bir yoludur. Instagram ve WhatsApp bünyemize katıldıktan sonra yeni başarı düzeylerine ulaştı, çünkü Facebook bu işlere milyarlarca yatırım yaptı.” açıklamasını yaptı.
“Rekabetin yokluğunda, Facebook’un kalitesi zamanla kötüleşti ve bu da kullanıcıları için daha kötü gizlilik korumalarına ve platformundaki yanlış bilgilerde çarpıcı bir artışa neden oldu.”
Rapor ayrıca Facebook’un tekelini korumak için rekabeti engelleyici ticari uygulamalara giriştiğini iddia ediyor. Bu, rakiplerini belirlemek ve onları satın almak veya hizmetlerini kopyalamak için verileri kullanmayı içeriyor.
Google rakiplerinin tekliflerini düşürüyor
Google’da rekabet incelemesinin çoğu, şirketin arama işine yönelikti. Her gün milyarlarca internet kullanıcısının dünyanın dört bir yanından arama yaptığını düşünürsek, yönetilen süreç çok büyük bir veri birikimi ve analizi gerektiriyor. Büyük bir yatırım gerektiren bu pazara girmek yeni şirketler için bir hayli zor, bunun farkında olan Google, arama sonuçlarında rakiplerin listelerine göre alışveriş reklamları veya yerel işletme listeleri gibi kendi ürünlerini önceliklendirerek rakiplerine zarar vermekle suçlanıyor. Arama motorunda gösterilecek reklamlarını Google Ads sistemi ile açık arttırma üsülü satışı çıkaran Google, kendi sunucularının daha hızlı olmasından kaynaklı olarak başka sunuculardan yapılan teklifleri sisteme daha geç kaydediyor. Google’ın bizzat belirttiği gibi satın alma platformu ile işlem emrinin gerçekleştiği platform aynı olmadığında alıcılar tekliflerinin %25’ini başarılı bir şekilde kaydedemeyebiliyor.
Eleştirmenler ayrıca, teknoloji devinin, kullanıcıları başka sitelere gönderen bağlantıların bir listesini sunmak yerine, yayıncılardan ve diğer web sitelerinden içerik aldığından ve bu bilgileri doğrudan Google’ın arama motorunda hazırlanan yanıtlarda kullandığından şikayet ediyor. Google dikey tekliflerini oluşturduktan sonra, rakiplerin tekliflerini düşürürken, kendi alt düzey hizmetlerini ayrıcalıklı kılma etkisine sahip çeşitli değişiklikler başlatıyor. Google rapordaki bu ifadeye yanıt olarak, rekabetçi bir sektörde adil bir şekilde rekabet ettiğini söyledi.
“Amerikalılar, Kongre’nin Google’ın ürünlerini parçalaması veya her gün kullandıkları ücretsiz hizmetlere zarar vermesini istemiyor. Rekabet yasasının amacı, ticari rakiplere yardım etmek değil, tüketicileri korumaktır.”
Alt komite, dünyanın en büyük çevrim içi satıcısı olan Amazon için şirketin kendi sitesinde barındırdığı milyonlarca küçük satıcının çoğunda tekel gücüne sahip olduğunu tespit ettiğini söyledi. Alt komite, “Amazon’un iş yapma maliyetlerini ne kadar artırabileceğine veya kendilerine ne kadar kötü davranıldığına bakılmaksızın, alternatif pazar yerlerine dönemezler,” diye ekleyerek, “Satıcılar Amazon’da olmak zorunda hissediyor çünkü alıcıların en çok kullanıcıya ulaşma imkanı sadece orada var. ” sözlerini tamamlıyor.
Amazon’un pazar gücü artıyor
Şirket ayrıca, Prime ve diğer üyelik programlarını kullanarak ‘müşterileri Amazon ekosistemine kilitlemek’ için müşteri tabanı üzerinde de önemli bir pazar gücüne sahip oluyor. Prime özellikle Amazon için değerli çünkü Prime müşterileri şirkette Prime olmayan üyelere göre iki kat daha fazla harcama yapıyor. Alt komite, “COVID-19 salgını daha fazla Amerikalı müşteriyi çevrim içi alım yapmaya zorlarken, Amazon’un pazar gücü arttı” diye yazdı. “Kanıtlar, Amazon’un bu kriz sırasında e-ticarette artan pazar gücünü, tedarikçiler üzerinde baskı kurmak ve üçüncü taraf satıcılar tarafından satılanlar yerine kendi birinci taraf ürünlerini tercih ettirmek için kullanmaya istekli olduğunu gösteriyor.” Amazon bir blog gönderisinde, önerilen değişikliklerin daha küçük perakendecilere ve tüketicilere zarar vereceğini söyleyerek alt komitenin bulgularına şiddetle itiraz etti. Şirket, “Başarının yalnızca rekabete aykırı davranışların bir sonucu olabileceği varsayımı tamamen yanlıştır.” dedi.
Apple için alt komitenin en büyük endişelerinden biri, geliştiricilerin kendi cihazlarının özellikleriyle doğrudan rekabet eden programlar oluşturmalarını kısıtlayan kurallar belirlemesi. Şirket ayrıca Netflix, Amazon ve Spotify gibi şirketlerin uygulamalarında abonelik satma şeklini kısıtlayan kurallar belirleyerek, şu anda Apple’ı antitröst endişeleri konusunda değerlendiren Avrupa Birliği düzenleyicilerinin dikkatini çekiyor.
Rekabetin önündeki engel, tekelleşme
Topluma faydası dokunmuş büyük teknoloji firmalarının gün geçtikçe daha da fazla güç sahibi olmasıyla beraber sahip oldukları pazar payları artmaya başladı. Teknoloji devlerinin pazar payları o kadar büyüdü ki artık hizmet verdikleri alanlarda kendileri ile rekabet edecek başka bir firma bulunmuyor. Tekelleşme olarak adlandırdığımız bu durum eğer devlet tarafından denetlenir ve adil rekabete engel bir durum olmadığı sonucuna varılırsa pazarı bir veya birden çok firmanın yönetmesi ekonomik açıdan bir sorun olarak görülmeyebilir ancak yayınlanan raporda da net bir şekilde görüldüğü gibi bu firmalar sahip oldukları market gücünü küçük şirketleri market dışına itmek için kullanıyor.
Tekelleşmenin bu noktada topluma artık bir faydadan çok zararı dokunmaya başlamakta ve mahkemenin toplumun refahını düşündüğü göz önüne alındığında önümüzdeki günlerde raporda adı geçen teknoloji devlerine haksız rekabet ettikleri için para cezası gelebilir. Ayrıca gelecekte tekrar benzer sorunlarla karşılaşmak istemeyen mahkeme ilgili şirketlerin hizmetlerini bölmesine karar verebilir. Gücünü tek platformda birden çok hizmet vererek sağlayan bu firmalar herhangi bir bölünme kararı sonucunda büyük maddi kayıplar yaşayabileceği gibi kullanıcı sayılarında da düşüş gözlemlenebilir.
Kaynak: Cnet