Dijital dönüşümle birlikte birçoğumuzun gündemi haline gelen veri gizliliği her yeni gelişmeyle birlikte varlığını hatırlatmaya devam ediyor. Pandemi dönemiyle birlikte veri gizliliği hususunda artan endişelerimiz şirketleri bu konuda bir şeyler yapmak için harekete geçiriyor. Google’ın çerezlerle ilgili yeni girişimiyle birlikte internet, gizlilik konusunda önemli bir dönüşüme doğru yol alıyor.

Yeni Yöntemler

Bugün Facebook ve Google gibi reklamverenler, farklı web siteleriyle etkileşimlerimizi takip edebilmek için çerezleri sıklıkla kullanıyor. Ancak küresel dijital reklam pazarı devlerinden biri olan Google, geçtiğimiz çarşamba günü, internet siteleri üzerinden insanların faaliyetlerini izlemek için bu tür bir sistemi kullanmayı bırakacağını duyurdu. Bunun yerine, bireysel tarama geçmişlerini kullanmadan reklam hedefleri oluşturabilecekleri yöntemler geliştirmeyi planlıyor.

Açık olmak gerekirse Google, kullanıcıları kendi platformları içinde izlemeye ve bu bilgileri reklamları hedeflemek için kullanmaya devam edecek. Ancak çerezlerin sonlandırılması, sitelerin Googleverse dışındaki kişisel tarama geçmişinize dayalı olarak reklam göstermesini zorlaştıracak.

Peki bu durum kullanıcı deneyimlerimiz doğrultusunda nasıl bir değişim yaratacak?

Böyle bir yöntem, benzer ilgi alanlarına sahip kullanıcı grupları oluşturarak reklamverenlerin herhangi bir kişi yerine grupları hedeflemesine olanak tanıyor. Şirketlerin, bizi her internet sitesi ziyaretimizde takip etmelerine izin vermek yerine, Google Chrome tarayıcısı ilgi alanlarımızın anonim bir profilini oluşturuyor.

Google ve ortakları üçüncü taraf çerezlerini ortadan kaldıracak sistemi oluşturmak için bireysel kullanıcıları ‘kalabalığın içinde’ gizlemenin bir yolu olarak adlandırdıkları gizlilik korumalı alan başlığı altında bir dizi yeni teknoloji inşa etti. Gizlilik korumalı alanı tek bir teknoloji olarak tanımlamak yerine çerezler tarafından sebep olunan büyük gizlilik ihlalleri olmadan reklamların var olmaya devam etmesine olanak tanıyan yeni standartlar olarak açıklayabiliriz.

Google’ın üçüncü taraf çerezlerini Chrome’dan kaldıracağını söylemesi ne anlama geliyor?

Çerezler, reklamcılar tarafından kişiselleştirilmiş reklamları hedeflemek için kullanıcıların internet tarama geçmişlerini kaydetmek için kullanılan kod parçacıklarını oluşturuyor. Üçüncü taraf tanımlama bilgileri, pazarlamacıların hedefli reklamlar sunması için uzun zamandır önemli bir araç olarak kullanılıyor. Aynı zamanda kullanıcıları internette farkında olmadan izlendikleri için gizlilik endişelerinin kaynağını oluşturuyor.

“Bugün, üçüncü taraf çerezleri aşamalı olarak kaldırıldığında, bireyleri internette gezinirken izlemek için alternatif tanımlayıcılar oluşturmayacağımızı veya bunları ürünlerimizde kullanmayacağımızı açıkça belirtiyoruz.” – David Temkin, Google’ın Reklam Gizliliği Ürün Yönetimi Direktörü 

Google’ın veri mahremiyeti konusundaki ilk adımının bu olmadığını belirtmeliyiz. Daha önce Google’ın çerezlerle ilgili yeni adımı FLoC sisteminden bahsetmiştik. Çevrim içi gizliliği artırmaya yönelik bu girişim makine öğrenimini kullanarak kullanıcıları gruplara ayırıyor. Bu uygulamayla kullanıcıları internet davranışlarına göre analiz ederek kümeliyor. FLoC’a ek olarak geliştirilen FLEDGE ise reklamverenlerin internet sitelerinin eski ziyaretçilerini hedefliyor. Yeniden hedefleme olarak tanımlanan bu uygulama internet sitelerinde bir kez bile incelediğiniz bir ayakkabının ya da telefonun sizi internet reklamlarında takip etmesine olanak sunuyor.

Tüm bu iyileştirmeler veri mahremiyeti konusunda %100 garanti verebilir mi?

Google gizlilik korumalı alanı kapsamında [tooltip tip=”internete bağlanan cihazların birbirleri ile veri alışverişi yapmak için kullandıkları adres”]IP[/tooltip] adreslerimizin de bu güvenli alana dahil edileceğini açıkladı. Verilerimizin cihazlarımızda depolanmasıyla geliştirilen yeni gizlilik standartları, sitelerin cihazlarımızdan bilgi taleplerini otomatik olarak engelleyen yeni teknolojiyi de beraberinde getiriyor.

Google tarafından sunulan standartların bazı açıkları bulunuyor. Örneğin FLoC gruplar halinde kullanıcıları anonimleştiriyor ancak siteler bu gruplardaki bireylerin e-posta adreslerini veya diğer kişisel bilgilerini biliyorsa onları izlemeye devam edebilir. Örneğin, Facebook’ta oturum açtıysanız, şirket hangi grupta olduğunuzu kolayca anlayabilir ve bu bilgileri kendi sitesindeki reklam profilinize bağlayabilir.

“Dijital reklamcılık, insanların gizlilikleri ve kişisel kimliklerinin nasıl kullanıldığı konusundaki artan endişelerini giderecek şekilde geliştirilmezse özgür ve açık internetin geleceğini riske atmış oluruz.” – David Temkin

“Kişisel veri gizliliğimizin kontrolünü ne zaman tam anlamıyla ele alabiliriz ya da alabilir miyiz?” diye düşünüp dururken şirketler gizlilik politakalarını güncellemeye devam ediyor. Akıllı ev, ofis, şehir idealleri kurarken gizliliğimizden ödün vermeye alışmak durumunda bırakılmadığımız günlerin yakın olmasını ümit ediyoruz.

Kaynak: Onezero Medium

Share:

administrator

Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Eğitimi 4. Sınıf öğrencisi olan İrem; eğitim teknolojileri ve psikolojisi, sosyal psikoloji, dil öğreniminde teknolojinin etkisi gibi alanlarda öğrenime ve paylaşıma olan ilgisiyle beraber geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir