Teknolojinin hayatımızdaki yeri güçlendikçe, ürünlerin tarladan rafa ve sofraya olan yolculuğu hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyoruz. Bu yolculuğun ana basamaklarındaki teknolojik dönüşümlere bir göz atalım:
-
- Geleneksel tarımdan yapay zekâ algoritmalarınca desteklenen yeni zirai modellere yöneliyoruz. Dronelar ile sebze ve meyvelerin gelişimini takip edip, mikrosensörler yardımıyla kalite kontrollerinin ilk aşamasını henüz yetişirken kolayca yapmak yakın gelecekte oldukça yaygınlaşacak. Yine dronelar ile engebeli arazilerde ve geniş tarım alanlarında kısa sürede çok geniş alanları kapsayacak şekilde ilaçlamalar yapılabiliyor. Hava koşullarının tahmin edilmesi için geliştirilen algoritmalar, sulama ve gübreleme için yapay zekâ destekli programlar mevcut. Riskin yüksek ve kâr marjının oldukça dar olduğu tarım sektöründe küçük ve orta çaplı üreticinin kendine güvenini artıracak bu tür uygulamaların yaygınlaşması elbette üretim zincirinin geri kalanını da olumlu etkileyecektir.
-
- Kalite kontrol birimlerinin daha düşük hata bantlarında çalışması üreticinin ve dolayısıyla tüketicinin daha ucuz gıdaya ulaşmasını sağlar, hem de gıda israfıyla mücadele daha da güçlenmiş olur. Teknoloji gıda sektöründe başka neleri değiştiriyor derseniz, sırada emek-yoğun işçilikten bahsedebiliriz. Özellikle çalışanların iş kazası geçirme riskinin yüksek olduğu birimlerde, robot kullanımı ciddi bir etkiye sahip. Örneğin işçilerin doğrudan et ürünlerinin kesilme ve parçalanması işlemlerinde yer almaması, bunun yerine robotların kullanılması önemli bir dönüşüm. Ağır parçaların taşınması, yüklenmesi veya paketlenmesi gibi alanlarda da insan gücü yerine makinelerden yararlanılması çalışan sağlığının korunmasında etkili oldu. Aşağıdaki görseller, Avrupa’da gıda ve içecek sektöründe robot kullanımının oransal olarak dağılımını gösteriyor.
Görsel: ING Economics Department, Nisan 2019
-
- Gıda sektöründe yiyeceğin veya içeceğin hazırlanması kadar paketlenmesi de önemli. Cam gibi sağlıklı saklama malzemelerinin her türlü ürüne uygulanması mümkün değil. Birçok ürün için hafif, dayanıklı ve koruyucu ambalajlar tercih ediliyor ve maliyet göz önünde bulundurulduğu için genellikle plastik türevleri tercih ediliyor. Ancak özellikle son yıllarda, bu ambalajların da içeriği halk tarafından oldukça sorgulanıyor. Kamuoyu tarafında yükselen hassasiyet karşısında gıda devleri de biyo-çözünebilir ambalajların AR-GE’si için ciddi bütçeler ayırıyor.
Kahve bardaklarında sürdürülebilirlikten bahsettiğimiz yazı için:
[button color=”white” size=”normal” alignment=”none” rel=”follow” openin=”samewindow” url=”https://www.gelecekburada.net/surdurulebilir-starbucks-deneyleri/”]Sürdürülebilir Starbucks Deneyleri[/button]
Yukarıdaki görsel, seyahat eden insanların pratik bir şekilde kullanabilmesi için Yeongkeun Jeong tarafından tasarlanan bir tereyağı paketine ait. Kapak tasarımı bıçak şeklinde olduğu için hem kullanışlı hem de daha az atık ortaya çıkaran tasarım, ahşap malzemelerden üretilmiş.
-
- Tarımsal üretim, seri üretim ve ürünün paketlenmesi aşamalarının sonunda, bir de üretilen gıdanın dağıtılması konusu var. Dünyada zenginlik ve açlığın paralel bir şekilde artıyor olmasının gıda yetersizliğinden değil, dağılımının yanlış olmasından kaynaklandığını savunan Copia adlı girişim çok farklı bir hizmet sunuyor. Oteller, restoranlar ve kafeler gibi işletmelerin ellerindeki fazla yiyecekleri ihtiyaç sahibi kuruluşlara bağışlayabilmesine olanak veren uygulama, gıdanın dağıtımındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefliyor ve aynı zamanda israfı önlüyor. Kullanıcı işletmelerin Copia uygulaması üzerinden gelecek sebze-meyve alımları hakkında planlama yapması da kolaylaşıyor, şöyle ki, geriye dönük verilere erişimleri olduğu için hangi ürünün ne kadar alındığında yeterli olduğunu görebiliyorlar.
Gıdanın üretimi ve dağıtımı alanında teknoloji her geçen gün daha da etkili çözümler üretiyor. Bu durumda Malthus hipotezinde yanılmış, öyle değil mi?
Alternatif ambalajlar malzemelerinde göz atmak isterseniz Designer Daily’nin bu yazısı harika bir seçenek.