Gıdalar yaşam kaynaklarımızın en önemlilerinden birini oluşturuyor. Peki bu kadar önemli yere sahip olan gıdalara biz insanlar gereken özeni gösterebiliyor muyuz?

Gıdalar, üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar birkaç aşamadan geçiyor. Hasat ve nakil sırasında ezilme, çürüme, bozulma nedeniyle hasara uğrayan gıdalar, tüketiciye ulaşmadan ömrünü tamamlayarak israfa neden oluyor. Tüketiciye ulaşan gıdalar ise ev, restoran ve market zincirinde karşılaştıkları sorunlar nedeniyle israf oluyor. Bu israflara sırasıyla plansız alışveriş, bilinçsiz tüketim alışkanlıkları, saklama koşullarının eksiklikleri olarak örnek verebiliriz. 

Baştaki sorumuzun şahsi yanıtı bir kenarda dursun, gelin verilere göz atalım.

Rakamlar ile Gıda İsrafı 

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) Gıda Atık Endeksi Raporu’na göre 2019 yılında 930 milyon tondan fazla gıda israf edildi. 

Bu rapor gıda atığı veri toplama, analiz ve modellemeyi ülkelere göre analiz imkânı sunduğundan sonuçlar oldukça güvenilir bir kapsamda ele alınıyor. Gelelim rapor sonuçlarına: 

  • 2019 yılında 930 milyon tondan fazla gıda israfının %61’i evlerde gerçekleşti. Bu rakamdaki gıdalar, 23 milyon tırı doldurabiliyor.
  • Dünya’da ortalama olarak her yıl kişi başına 121 kg gıda israf ediliyor.
  • Türkiye’de yılda, 7.762.575 ton gıda israf ediliyor. UNEP’in verilerine göre Türkiye’de kişi başına 93 kg gıda israf ediliyor.
  • Sera gazı emisyonlarının %8’i israf edilen gıdalardan kaynaklanıyor. Kaybolan gıda, 1,5 milyar ton karbondioksit eş değer sera gazına yol açıyor. Bu rakam, israf ettiğimiz gıdaların bir ülke kadar sera gazı emisyonuna neden olduğu anlamını taşıyor.
  • Yıllık olarak tahıl ve bakliyatlarda yaşanan gıda kayıpları nedeniyle 75 milyar metreküp; sebze ve meyvelerde yaşanan kayıplar nedeniyle 74 milyar metreküp su israf ediliyor. 
  • Çiftliklerde ve tedarik zincirlerinde israf edilen gıdalar, genel olarak gıdanın üçte birinin yenmediğini gösteriyor.
  • Gıda israflarının parasal değeri 400 milyar dolardan fazlaya mâl oluyor.
  • Her yıl 715 milyon hektar arazi, israf edilen hayvansal ürünlerin üretim süreci için kullanılıyor.
  • Küresel gıda sistemindeki toplam enerji tüketiminin %38’i israf edilen gıdanın üretilmesi sırasında harcanıyor.
  • 2019’da yaklaşık olarak 690 milyon insanın açlıktan etkilendiği ve üç milyar kişi sağlıklı beslenemediği raporlanmış. 

Birleşmiş Milletler, gıda israfını 2030 yılına kadar yarıya düşürmeyi hedefliyor.

“İklim değişikliği, doğa ve biyolojik çeşitlilik kaybı, kirlilik ve atıklarla mücadele konusunda ciddileşmek istiyorsak, dünyanın dört bir yanındaki işletmeler, hükümetler ve vatandaşlar gıda israfını azaltmak için üzerlerine düşeni yapmalıdır.” – UNEP İcra Direktörü, Inger Andersen

UNEP [tooltip tip=”2030’a kadar perakende ve tüketici düzeylerinde kişi başına düşen küresel gıda atığının yarıya indirilmesi ve hasat sonrası kayıplar dâhil üretimdeki ve tedarik zincirlerindeki gıda kayıplarının azaltılması hedefi”]Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 12.3 sayılı maddeye[/tooltip] ve 2030 hedefine yönelik ilerlemeyi izlemek için ulusal ve bölgesel altyapılar geliştirirken, ülkelerin gıda israfına çözüm olarak projeler ve stratejiler geliştirmelerini desteklemeyi planlıyor.

Gıda israfına örnek görsel

Birey olarak gıda israfının önüne nasıl geçebiliriz?

Bu sorunun üstesinden gelmenin birçok yönden derin bir etkisi olabilir. Gıda israfını azaltmanın faydaları arasında, dünya üzerinde sağlıklı gıdaya erişim fırsatı kısıtlı olan toplumların sorununu kökten çözmek, sera gazı emisyonlarını azaltmak, karbon ayak izinizi azaltmak, enerji ve kaynakları korumak ve gıda güvensizliğiyle mücadeleye yardımcı olmak olarak kısaca örnekleyebiliriz. 

Gıda israfının %61’i evde gerçekleştiğinden, en küçük kişisel çaba bile gezegenimiz için olağanüstü bir fark yaratabilir. Neler yapabileceğimize bakalım.

  • Buzdolabı alanını azaltabiliriz

Buzdolabı alanımızın farklı varyasyonlarını değerlendirmekle başlayabiliriz. Örneğin buzdolabından bir raf veya çekmeceyi çıkararak, kendimizi ihtiyacımız kadar satın almaya ve daha az israf etmeye teşvik edebiliriz. Özellikle büyük boy buzdolapları için faydalı olan bu yöntem, alışveriş sırasında fazla ürün satın almadan önce iki kez düşünmemizi sağlayabilir.

  • Alışveriş listesi hazırlayabiliriz

Evdeki yiyecek israfını azaltmak, gerçekten de gıda satın alımlarımızla marketlerde başlar. Haftalık öğünlerimizi planlarsak yalnızca ihtiyacımız olan malzemeleri satın alarak alışveriş listemizde başarılı olabiliriz. Alışveriş sırasında cazip olduğunu düşündüğümüz tekliflere kapılmadan ve kesinlikle aç iken alışveriş yapmamakta fayda var. Aksi takdirde ihtiyacımız olandan veya istediğimizden daha fazlasıyla geri dönme ihtimalimiz artıyor. Üç ila dört günlük bir yemek planına bağlı bir alışveriş listesi oluşturmamız, tasarruf etmemize ve daha az ani alışveriş yapmamıza yardımcı olabilir.

  • Toplu alım yapmadan önce düşünme payı bırakabiliriz

Alışveriş sepetini ihtiyacımız olmayan rastgele ürünlerle doldurmamaya özen göstermeliyiz. Malzemeleri toplu olarak satın almamız gerekiyorsa, bunun %100 olarak tüketebileceğimiz veya uzun süre dayanabilecek bir ürün kategorisinde olmasına dikkat edebiliriz. Aksi takdirde israf etmeye çok yakınız diyebiliriz.

  • Etiket okuryazarlığını geliştirilebiliriz

Gıda etiketlerinin ne anlama geldiğini öğrenmekte fayda var. Bu sayede satın aldığımız ürünlerin raf ömrünü hesaba katabilir, israfın önüne geçebiliriz. Bunun için Türk Gıda Kodeksi Kılavuzu’ndan yararlanabiliriz.

  • Tüketim alışkanlıklıklarımızı gözden geçirebiliriz

Kiler ve buzdolabı stoğunu kontrol etmeden önce kaç kez market alışverişi yaptığımızı gözden geçirelim. Eğer böyle bir alışkanlığa sahipsek, alışverişten önce daima hızlı bir envanter yapmamızda fayda var. Mutfak tüyoları hakkında bilgi toplayarak elimizde olan ürünlerle yemek yapmanın keyfine vardıkça tüketim alışkanlıklarımız hakkında bilinçlendiğimizi fark edeceğiz.

  • Yemekleri yapılarına uygun şekilde saklayabiliriz

Yiyecekler uygun bir şekilde depolanmazsa veya kullanılmazsa bozulması çok daha hızlı gerçekleşebilir. Gıda israfını önlemenin en kolay yolu, ürünlerimizi tazeliğini koruyacak şekilde saklamaktan geçiyor. 

Fazladan meyve ve sebze varsa onları dondurarak saklayabiliriz. Böylece haftalar ve aylar boyunca lezzetlerinin tadını çıkarabiliriz. Muz, elma ve domates gibi gıdalar etraflarındaki herhangi bir ürünü bozabilecek doğal gazlar yaydığından her zaman kendi başlarına saklanmalı. Hemen hemen her meyve ve sebze dondurulabilir, küçük bir araştırmayla bilgi sahibi olabiliriz.

Buzdolabı düzenine örnek görsel
  • Raflardaki ürünleri doğru konumlandırabiliriz

Pazardan yeni bir ürün satın aldığımızda, dolaplarındaki tüm eski ürünleri öne yerleştirebiliriz. Bu ilk giren ilk çıkar prensibi buzdolabına, dondurucuya veya kilere uygulanabilir. Eski ürünleri göz önünde bulundurarak, bozulmuş bir yiyecek bulma riskimiz azalır. Bu yöntemi daha da etkili hâle getirmek için, ambalajların ve kapların üzerlerine son kullanma tarihini yazabiliriz. Bu sayede kendimize ürünün ne zaman kullanılması gerektiğini görsel olarak da hatırlatmış oluruz.

  • Yemek yapmaya kapsayıcı bir anlayışla yaklaşabiliriz

Uygulayacağımız tarif sadece yarım soğan mı istiyor? Diğer yarısını başka yemekler için buzdolabında saklayabiliriz. Sebze artıklarını buzdolabında saklayıp aromatik sebze suları hazırlayarak yemeklerimize lezzet dokunuşları yapabiliriz. Bununla birlikte yiyecek atığı olarak düşündüğümüz ürünleri yeni bir yemeğe dönüştürmenin keyifli ve öğretici taraflarını keşfedebiliriz.

  • Çöplerimizi takip edebiliriz

Mutfağınızda çöpe attığınız ürünleri not ettikten birkaç hafta sonra değerlendirebileceğiniz ürünlerin çöp olduğunu gördüğünüzde oldukça şaşıracaksınız. Bir muz salkımı her hafta bozuluyorsa ve haftalar sonunda çöpe atılıyorsa; pazardan daha az satın almayı veya bu muzları dilimleyip bozulmadan önce dondurarak değerlendirmeyi düşünebiliriz. Not etme yöntemi çöpe attığımız ürünleri gözlemleyerek tüketim farkındalığımızı artırırken, bilinçli alışkanlıklar geliştirmemize fayda sağlayabilir. 

Bu pratik ve bir o kadar da etkili yöntemler ile günümüzün ‘krizleri/sorunları’ arasında hatrı sayılır bir yeri olan gıda israfı konusuna yönelik çözüme bireysel farkındalığımızla katkı sağlayabiliriz. Yaşam küçük şeylerin toplamıdır. Bu yüzden küçük büyük demeden yaşamımızdaki her şeye aynı özeni göstermekte fayda olduğu görüşündeyiz.

Kaynaklar: UNEP, GH

İleri Okumalar: Gıda atığı, diyet kalitesi ve çevresel sürdürülebilirlik arasındaki ilişki

Share:

administrator

1996 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde gördüğü lisans eğitiminden sonra odağını gıdaya çeviren Elif, Mutfak Sanatları Akademisi Profesyonel Aşçılık mezunu ve Anadolu Üniversitesi Tarım Teknolojileri öğrencisi. Merakının izinde farkındalığını besleyecek her türlü konuya olan ilgisiyle anlamlı bir gelecek inşasına katkıda bulunmaya çalışıyor. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir