Teknolojik ve sosyal gelişmeler bizlere bir işin nasıl yapıldığını, kimin yaptığını ve hatta işin neye evrileceğini düşündürüyor. Bununla birlikte teknoloji, çalışanları daha üretken kılabilirken kurumları değişen iş gücünün karmaşıklığı ve öngörülemezliğiyle baş başa bırakıyor.

Deloitte Consulting tarafından yapılan araştırmalar, bildiğimiz şekliyle işi yeniden şekillendiren yedi güçlü etkenin olduğunu gösteriyor. Bu etkenleri ele almak için iş liderlerinin kurumlarında işlerin nasıl yapıldığını yeniden gözlemleyerek inovatif düşünmeye katılmaları gerekiyor. Büyük düşünmeye, daha çevik hale gelmeye ve nihayetinde yeni iş gerçekleriyle daha hızlı hareket etmeye ihtiyaçları var. World Economic Forum’a göre Endüstri 4.0’la birlikte çalışma hayatımızı ve iş yapış şekillerimizi baştan aşağı değiştirecek 7 etken şu şekilde:

1) Teknolojinin her alanda olması
2) Veri bombardımanı
3) Çeşitlilik ve genel anlamda değişim
4) AI (yapay zeka), bilişsel hesaplama, robotik
5) Otomasyona açık işlerin durumu
6) Proje bazlı iş alanlarının artması
7) İş tanımlarının ve yapısının değişmesi

7 Etken

Deloitte; üst düzey yöneticilerin, Endüstri 4.0’ın, yani otomasyon ve dijital teknolojilerle bağlantılı endüstriyel değişimin etkisi hakkındaki görüşlerini araştırıyor. Rapora göre, işletme liderleri yeni teknolojik gelişme döneminde başarılı olmak için doğru yeteneklere sahip olduklarından emin değiller. Sadece %25’i iş gücünün gelecek için ihtiyaç duyduğu yeteneklere sahip olduğundan emin ve sadece %14’ü, Endüstri 4.0 ile bağlantılı değişiklikleri gerçekleştirme kabiliyetlerine güvenmekte. Oysa işletme liderlerinin %86’sı, doğru iş gücünü oluşturmak için ellerinden geleni yaptığını düşünüyor. Daha da şaşırtıcı olanı, iş liderlerinin sadece %20’sinden azı yetenek ve insan kaynakları konularını yüksek öncelik olarak görüyor. Özetle, liderler gitmeleri gereken yere ulaşmak için radikal değişimin gerekli olduğunu düşünmüyor gibi görünüyor.

Ancak radikal bir değişime ihtiyaç var. Bu noktada otomasyonun etkisini düşünelim. Önümüzdeki 5 yıl içinde tüm işlerin %57’sinin otonom olma riski olduğu tahmin ediliyor. ASEAN bölgesinde (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) gelişmekte olan ekonomiler iş otomasyonuna en savunmasız ülkeler. Ancak gelişmiş ekonomiler de etkilenecek. Örneğin Singapur’da iş yeri otomasyonunun önümüzdeki üç yıl içinde iki katına çıkması bekleniyor. Elbette, bütün bir mesleğin otomasyondan dolayı ortadan kaybolma olasılığı düşük. Bir mesleğin belirli kısımlarının teknoloji ile yer değiştirmesi çok daha muhtemel. İnsan yeteneği yapay zeka, makine öğrenmesi, doğal dil işleme veya bir iş sürecindeki görevlerin yerine geçebilecek ve bunları daha hızlı, daha doğru ve daha az maliyetli hale getirecek herhangi bir şeyle birlikte çalışacak. Bu durumda en uygun senaryo, teknoloji ile insanı en uygun şekilde eşleştirerek en verimli sonucu elde etmek.

Doğal olarak, bunun iş gücü için etkileri var ve geleneksel modelleri tamamen bozacak. Örgütler, birbirini tamamlayacak doğru insan ve makine dengesini bulmak zorunda kalacak, yetenek ve potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için rolleri yeniden tasarlayacak. Çalışanların bakış açısına göre, teknoloji yoluyla böyle bir gelişme insanların artık bir ofiste, evde, paylaşılan bir çalışma alanında veya herhangi bir yerde çalışmaya karar verebilecekleri anlamına geliyor.

Bir yeteneğin ömrünün 30 yıldan ortalama 6 yıla düşmesi taze üniversite mezunları için bile geçerliliğini koruyor. Bu “okulda öğren” ve “işte yap” modelinin artık sürdürülebilir olmadığı ve sürekli yeniden öğrenmenin işte de bir yaşam tarzı olacağı anlamına geliyor. World Economic Forum’un hazırladığı Geleceğin Meslekleri Raporu kuruluşlar adına yeniden beceri kazandırma stratejisi için önemli.

Çalışanlar, şirketler ve eğitim kurumları herkes için ortak ve sürdürülebilir çözümlerle iş yerinde adalet ve ilerici düşünmeyi teşvik eden yenilikçi yollar bulmalı. Hükûmetler ve politikacılar eğitim ve iş gücü piyasası düzenlemelerinde daha cesur bir liderlik göstererek, iş fırsatlarının geleceğini mümkün kılan ve hızlandıran standartlar geliştirerek bu yeni paradigmada rol oynayabilir. Kolektif bir hareket; bireyleri yeni yollara girmeye, kariyerlerini ilerletmeye, kendilerini yeniden keşfetmelerini sağlayan ve güçlendiren platformlar yaratmaya itecektir. İş dünyası liderleri artık hazır insan sermayesi olan pasif tüketiciler olamazlar. Yetenek geliştirme ve iş gücü stratejisini büyüme planlarında öne ve merkeze koymalılar. Bu, çalışanların potansiyellerini ortaya çıkaran yetenek programları ve modelleri ile yüz yüze gelip geliştiğini anlamak için yeni bir zihniyet gerektiriyor.

Kaynak: World Economic Forum

 

Share:

administrator

96'da İstanbul'da doğdu, Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde yüksek lisanına devam ederken İş Geliştirme alanında çalışıyor. Sonunda soru işareti olan her şeye ilgi duyarken geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir