Gelecek Burada Konuşmaları’nın dokuzuncusu “Dijital Temas” 19 Mart 2022’de Hope Alkazar’da konuğumuz Erkan Saka’nın katılımıyla gerçekleşti. Bu yazımızda internetin evriminden blok zincirine, merkeziyetsizleşmeden niyetin önemine birçok konudan bahsettiğimiz “Dijital Temas”ta konuşulan her şeyin kapılarını sizlere açıyoruz.
Claude Prevost
Claude’la Facebook üzerinden tanıştım. Kendisi emekli bir hemşireydi. Hiç yüz yüze tanışmamamıza rağmen askerde sıkıldığımı öğrenince bana çikolata göndermişti.
Claude Prevost ile sadece çevrim içi iletişim kuran Saka, kavramların -bu örnekte arkadaşlığın- çevrim içi veya çevrim dışı farkı olmadan yaşandığını vurguladı.
Dijital? Temas?
Dijital ile temas özünde birlikte düşünülmesi zor kavramlar. Temas ancak yüz yüzeyken gerçekleşebilecek bir durum gibi algılanırken dijital yüz yüzenin tam tersi olarak karşımıza çıkıyor. Peki ya gelecekte dijital ile yüz yüzeyi birbirinden ayırt edemeyecek olsaydık? Erkan Saka’ya göre artırılmış gerçeklik teknolojisinin gelişmesiyle çevrim içi ile çevrim dışı olayları birbirinden ayırt edemeyecek noktaya gelmemiz ve çevrim içiyle çevrim dışının eş zamalı bir karmasını yaşıyor olmamız muhtemel. Hatta zaman içinde dijital kavramının tedavülden kalkması bile öngörülüyor. Bu durum günümüz için çok fütürist gibi duyuluyor olsa da YTL’den Y’nin düşmesi kadar doğal bir süreç olması bekleniyor.
Değişen Alışkanlıklar
Eskiyen adetlerimiz yeniden yeşeriyor, bazen de şekil değiştiriyor. Örneğin kitap okuma alışkanlıkları şekil değiştirerek karşımıza çıkıyor. Günümüzde sosyal medya platformlarının doldurduğu zamanda eskiden kitap okunması da teknolojiyle değişmeye başlayan bir durum haline geldi. Çünkü dijital veya sesli kitaplar kitap okuma alışkanlıklarımızı değiştirmekle birlikte kitapları daha erişilebilir kılıyor.
Dijital Dönüşüm
Dijital dönüşüm çeşitli alanlarda yarar sağlamakla birlikte kaygılarımızı da artırıyor.
Web 3.0 hâla bir hayal olsa da içine evrildiğimiz söylenebilir. İnternetin gelişimine bakacak olursak şu anda içinde bulunduğumuz dönem Web 2.0’a ait. Saka’ya göre günümüzdeki internetten önce yaşanmış Web 1.0 ise kelimenin tam anlamıyla bereketli bir kaostu. Web 1.0’ın barındırdığı referans siteleri merkeziyetsizdi, bilgi ve topluluk keşfine imkân tanıyordu. Bu keşif Facebook’un çıkmasıyla merkezîleşmeye ve kısırlaşmaya başladı.

Merkezîleşmeye kısırlaşma olarak görülebileceği gibi kullanıcı dostu bir sadelik de sağlıyor. Web 1.0’ın henüz bitmediğini belirtmekle birlikte bu kaosun tekelleşme aracılığıyla toplandığını ve oluşan yeni sürümün Web 2.0 olarak adlandırıldığının altını çizelim.
Web 2.0 içerik üreticiliğini ve örgütlenmeyi kolaylaştırırken erişilen toplulukların yapısını sınırladı ve erişilen bilgiyi sadeleştirdi.
Web 3.0
Sosyal medyayı, uygulamaları, mobilden internete erişimi ve daha birçok şeyi hayatımıza katan Web 2.0’ı yerine uğurlarken Web 3.0’ı sahneye davet ediyoruz.
Web 3.0 hayalimizi sağlarken kullanacağımız öncü teknoloji blok zinciri olacak. Çünkü blok zinciri veri iletimini güvenli hâle getirmeyi vadediyor.
İnternetin temel çıkış noktası iletişimdi. Askerî ve siyasi amaçlarla ortaya çıkan internet günümüzde “veri paylaşımı” adı altında hizmet ediyor.

İlk başta askeri ve bilimsel gâyelerle yola çıkan internet günümüzde sosyal ve ticari gâyelere fayda sağlıyor. Web 3.0’da sadece para değil dijital sözleşme, tapu ve diğer belgelerin de yer alması planlanıyor. Bununla birlikte blok zincirinin yönetişim meselelerine de çözüm getirmesi hedefleniyor. Tabii ki Web 3.0 oluşurken Web 2.0’ın güzel özelliklerini de barındırmalı. Saka’ya göre kolektif aklın bir ürünü olan ve bilgiye erişimi kolaylaştıran Vikipedi gibi platformların Web 3.0’da da yer alması gerekiyor.

Vedalaşırken
Yazıdan ayrılırken etkinlik çıkışında aklımda kalan en belirgin soruyu paylaşmak istiyorum. Konuğumuz Erkan Saka’nın Dijital Temas’ta altını çizdiği noktalardan biri de teknolojik hamlelerin iyi niyetle yapılmasa bile faydalı sonuç verebileceğiydi. Hatta kendisi “Niyete çok takılmıyorum, sonuç iyiyse bu benim için yeterlidir.” diyerek kendi görüşünü belirtmişti. Peki sizce davranışlar değerlendirilirken niyet odaklı mı yoksa sonuç odaklı mı düşünmeliyiz?