Teknoloji uzmanları ve modacılar genellikle farklı tarzlara sahipler. Bu noktada devreye bu iki dünyayı bir araya getirmek isteyen Joshua Mudgett giriyor. Parsons School of Design’a kayıt olmadan önce MIT’den bilgisayar bilimleri ve elektrik mühendisliği eğitimi alan 24 yaşındaki girişimci çalışmalarını estetik olgusunun yanı sıra teknoloji ve bilimle tasarlamak amacıyla yapay zekayı, sürdürülebilir biyo-malzemeleri, 3 boyutlu yazıcıları ve diğer ileri teknolojileri kullanarak Cyberpunk kurgusunu oluşturdu.

Cyberpunk teriminde cyber ileri teknolojiyi ifade ederken punk terimi de toplumu, insanları ifade ediyor ve punk olmak ile otoriteyi sorgulamak anlatılıyor.

“Klasik Cyberpunk karakterleri; genel distopik geleceklerde toplumdan uzakta, günlük yaşamın hızlı teknolojik gelişmelerle sıkıştırıldığı, bilgisayarla işlenmiş bilgilerin her yerde bulunduğu ve insan bedeninin ruhsal durumuna göre gösterdiği değişkenliğine saldırarak veri alanlarının olduğu yerlerde yaşayan; farklılaştırılmış ve yabancılaştırılmışlardır.”

Lawrence Person

Mudgett, bireyin estetik tercihlerini ve vücut tipini yansıtan tasarımları oluşturmak için görüntü ve vücut taramaları yapabilen “akıllı tasarım asistanı” Chimera’yı inşa etmiş ve bir sonraki aşama için alıcıların sistemle doğrudan etkileşimde bulunmalarını sağlayan bir e-ticaret platformunu başlatmayı planlıyor. Yapılan tasarımların birçoğu yüksek teknoloji ürünü temalarını kolaylıkla yansıttığı için sanatsal bir etkiye sahip. Örneğin görseldeki kıyafet 1984’te bilgisayar korsanlarının kendilerini bilgisayar destekli konsollara bağlayarak siber uzayda sörf yaptığı ve bazen de bu ceket üzerindekilere benzer geometrik desenler gibi görünen dijital yapılar ile karşılaştığı bir cyberpunk klasiği olan William Gibson’s Neuromancer‘den görüntüleri çağrıştırıyor.

Birçok tekstil üreticisinin ucuz iş gücü ve gelişmekte olan ülkelerin esnek düzenlemelerinden faydalanarak yaşadığımız evreni tahrip ettiğinin farkında olan Mudgett ahlaki üretim uygulamalarını kullanan ve genellikle deniz suyunda biyolojik olarak bozunan denizanası DNA’sı ile yapılan bir silikon alternatifi olan biyo-üretimli malzemeler kullanıyor ve böylece moda endüstrisinin çevresel ve sosyal ayak izini azaltmaya yardımcı olmak için potansiyel gördüğü teknolojiyi kullanıyor.

Moda dünyasının ötesinde birçok şirket ve araştırmacı, akıllı makinelerle sanat, müzik ve hatta şiir üretmek için yeni yöntemler araştırıyor. Haliyle kafalarda yapay zekaların sonunda tasarımcılar ve reklamcılar gibi birçok başka sektördeki çalışanların yerine geçebileceği endişesi var.  Çalışmayı yürüten ekibin düşüncesi ise: İnsanların en iyi, en yaratıcı varlıklar olmalarını sağlayan teknolojiler yaratmak.

Kaynak: Techonomy

Share:

administrator

96'da İstanbul'da doğdu, Marmara Üniversitesi Basım Teknolojileri bölümünde yüksek lisanına devam ederken İş Geliştirme alanında çalışıyor. Sonunda soru işareti olan her şeye ilgi duyarken geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir