İki yıl önce, insanların düşüncelerini yazıya aktaran, invaziv olmayan bir kask veya başlık geliştirmek istediğini açıklayan Facebook bugünlerde, 2 yıllık süreçte bir üniversiteye bu konuda -konuşma hasarı olan hastaları da katarak- yaptığı araştırmalar için maddi destek sağladığını açıkladı.
Kaliforniya Üniversitesi’nde yayınlanan makaleye göre; araştırmacılar bir süredir beyin sinyallerini algılamaya çalışan, “speech decoder” ismi verilen konuşma çözücüler üzerinde çalışıyordu. Yapılan çalışma, hem giyilebilir bir cihazın beyin sinyallerimizi doğru algılayıp algılamayacağını görebilmek için hem de Facebook gibi büyük bir şirketin bu konuya el atmış olması açısından oldukça önemli.
Yapılan insanlı deneylerde ECoG cihazları kullanıldı. Deneklerin, sorulara verdikleri yüksek sesli cevaplarla cihazın algıladığı cevaplar karşılaştırılarak sonuca varıldı. Makine, üretilen konuşmayı %61 oranında doğruluk payı ile çözerken duyulan konuşmayı ise %76 doğruluk payı ile çözmeyi [tooltip tip=”Konunun bu kısmını, yani testin kapsamını tam anlayamadım. Konuyla ilgili ve/veya bilgili arkadaşların geri bildirimleri çok mutlu edecektir”]başardı.[/tooltip]. 2 yıl önce Facebook bu projeleri ilk kez duyurduğunda Slutzky (Northwestern University’de nörolojist) derinin altına yerleştirilen invaziv cihazların bile insan düşüncelerinin sadece %40-50’sini doğru algılayabileceğini söylemişti.
“Bunu gösterebilirlerse, yepyeni bir olasılık alemini açar, ancak gelişmişliğimiz hiçbir yerde buna yakın değil. Bu son derece ayrıntılı bilgiyi invazif olmayan bir şekilde elde etmenin ne kadar gerçekçi olduğunun görülmesi [deneyimlenmesi] gerekiyor.”
-Marc Slutzky (2017)
Çalışmalar sonucunda %50’den daha yüksek bir rakam elde edilmiş olsa da kullanılan yöntemin iki şıklı soruları kapsadığı unutulmamalı. Yani beyin dalgalarnını tam olarak algılanabildiği söylenemez. Şıklarda bulunan “violin” ve “guitar” arasındaki fark anlaşılabiliyor olsa da “fine” ve “five” sözcükleri arasındaki benzerlik, makineyi bir hayli zorlayabiliyor. Ancak buna da bakıp karamsarlığa kapılmamak gerekiyor, zira 50 yıldan fazladır varlığını sürdüren ve dünyayı kökünden değiştiren bilgisayar teknolojileri de tamamen 0 ve 1 mantığı üzerine kurulmuş durumda.
“’Ev’, ‘seç’ ve ‘sil’ gibi bir avuç hayali komutu bile algılayabilmek, günümüzün VR sistemleriyle -ve yarının AR gözlükleriyle- tamamen yeni etkileşim yöntemleri sağlayacaktır” –Facebook
Facebook, bu teknolojiye yaptığı yatırım ile VR teknolojilerini geliştirip beyin okuma konusunda devrim yaratmak istiyor. Aynı zamanda MRI benzeri beyin okuyan makineler üzerine de yatırım yapan şirketin, kişisel gizlilik ve kişisel veriler konusundaki skandalları ise hepimizi büyük bir evhama itiyor. Facebook kullanan bir insanın akışında gördüğü gönderilere verdiği tepkilerin direkt olarak beyin dalgalarından Facebook’un algoritmalarını besleme ihtimali, dahası bu verilerin kaydedilerek 3. Parti taraflara satılabilecek olması ihtimali her zaman masada olacak.
Facebook, kendisi hakkındaki suçlamalara ve güvensizlik söylemlerine dair yıllardır setgilediği politikayı yinelemekle yetindi. Şirketin beyin okuma projesini yöneten yetkilisi Mark Chevillet “gizlliği çok önemsiyoruz” diyerek bu konuda herhangi bir korkumuz olmaması gerektiğini aktardı. Yayınlanan blog yazısının en başında ise araştırmaya dair verilerin üniversite bünyesinde saklandığı yazılmış.
“We take privacy very seriously,”
Kaynak ve ileri okuma: TechnologyReview