Vasıfsız olduğumuz sektörlerde iş bulabilme umudumuzla; o endüstrilerdeki ışık, yemek, ‘eğlendirmek zorunda olmak’ gereksinimleri de doğru orantılı olarak azalıyor. Hatta vasıflı olduklarımızda bile aynı durum geçerli olabilir.

Changing Precision Technology Company (Çin-Dongguan), günümüz teknolojilerine erişene kadar 650 çalışanı ile üretim gerçekleştiren bir fabrikaydı ancak sonrasında 590 insan ile yollarını ayırarak yerine 60 adet robot kol koymuş olan ve yoluna 60 insan 60 robot ile devam eden bir firma haline geldi. ‘Acı’ gerçek ise bu değişim ile üretkenliğin %250 artarken üretim hatalarının %80 azalmış olması. Şirket, insan sayısını 20’ye kadar düşürebileceğini düşünüyor. Akşam olduğunda insanların evine gidiyor olması ve giderken ışıkların tamamen kapatılmasına rağmen üretimin gece boyunca devam ediyor olması; modern kölelik ismini verdiğimiz çalışma biçiminin ‘sorunsuz’ şekilde devam ediyor olduğu anlamına geliyor ve sanırım bu günümüz ‘patrolarının’ en büyük ihtiyacı. Cambridge Industires Group (CIG) adlı şirket ise 3 bin çalışanın 3’te 2’sinin robotlarla değiştirilmesi üzerine çalışmalar yapıyor.Üretim alanlarının Amerika özelinde bu kadar robotlaştığını görüyoruz ancak dünyanın geri kalanı bu konuda ne yapıyor?

Mesela Şangay’da maaşların son 7 yılda 2 katına çıkması ve Çin genelinde 2001’den bu yana maaşların yıllık olarak %12 artmış olması; Amerika’da imalat endüstrisinde çalışan 12 milyon insan varken Çin’de 100 milyon insanın fabrikalarda çalıştığını bilirsek birkaç anlam çıkarabiliriz.

Daha iyi anlamlar çıkarabilmek için birkaç teknoloji ülkesini karşılaştırmamız gerekirse; ABD’de her 10 bin insan çalışan başına düşen robot sayısı 164 iken bu sayı Güney Kore’de 478, Almanya’da 292 ve Çin’de 36.

Yani; dünyanın en büyük üretim gücüne sahip ülke olan Çin, yeni teknolojilere ayak uydurmayı ‘reddetmesinden’ dolayı 100 milyon insanın maaşını; düşük verim ve fazla sayıda hatalı üretim yapmasına rağmen sürekli yükseltiyor. Son 20 yılda imalat sanayiisinde işçi sayısı %20 azalmış olan Amerika’da, Oxford Üniversitesi ile Oxford Martin School’a göre gelecek 20 yılda işçilerin %47’sinin işi tehlikede.

Amerikan devi Amazon’un geçen yıl içerisinde ‘adetlerini’ %50 arttırarak robot sayısını 45.000’e çıkarması ve şu an Hollanda’nın ordusundan daha kalabalık bir orduya sahip olması da bir şeyler anlatıyor. Deutsche Bank’ın öngörüsüne göre Amazon’un Kiva robotları her bir Amazon deposu için giderleri %20 –22 milyon dolar- azaltırken stok kapasitesini %50 kadar arttırıyor. Tüm bunlara rağmen Amazon hala 200.000 insan işçi istihdam ediyor.2012-2015 yılları arasında robot gücü %70 artmış olan Asya’da; 100. yılı (2049) itibariyle super güç haline gelmek isteyen ve bunun için yapay zeka-robotik yatırımlarını arttıran Çin Halk Cumhuriyeti’nde Guangdong şehir yönetimi robot gücünü yükseltmek için 150 milyar dolarlık bir harcama planı hazırladı. Taiwan’da ise 35 farklı şirket sadece 2015 yılında yapay zeka üzerine 610 milyon dolarlık harcama yaptı.

Tüm bu yukardaki sayılara elektrik, yemek, sgk tasarrufu gibi değişkenler dahil mi bilmiyorum ancak dahilse bile bahsetmeden geçmek olmaz. Bir insan çalışanın yemek ihtiyacı, sigara molaları, morali için düzenlenmesi gereken şirket organizasyonları, ailelerinin ihtiyaçlarının giderilmesi (Dini ve milli bayramlarda ev ikramiyesi verilmesi, çalışan çocuklarına burs verilmesi vs.), işçinin kişisel problemlerinin şirket içine yansıması vb. problemleri düşünecek olursak maalesef fabrikalardaki robotlaşma şirket sahipleri için gerçekten ciddi farklar yaratacaktır ve önce vasıfsız çalışanlar sonrasında ise yavaş yavaş vasıflı çalışanlar işlerinden olacak gibi duruyor. Zira yazının başından beri hiç bahsetmediğim; 2030 yılı itibariyle Amerika ve Avrupa’daki 6.4 milyon şoförün 4.4 milyon kadarının işsiz kalacağının öngörüldüğü gerçeği var. Herkesi evhamlandırıp aradan sıyrılmak olmaz. Şair, yazar ve ressam gibi sanat yapabilen, üretebilen yapay zekaların da fazlalaşıyor olması; benim işimi de tehlikeye atıyor olabilir. Bakalım kaç yıl sonra bir robot yazar “Apple’ın CEO’luk görevine getirilen X isimli robot, şirketteki %100 robot gücü sağlandıktan sonra, üst yönetime girebilen ilk robot oldu” haberini yazacak.

Peki, fabrikalarda insanların azalmasından bahsettik ancak evlerimizin birer fabrika haline geldiğinin farkında mıyız? 3B yazıcı, maker kültürü, Arduino gibi kavramlardan ne kadar haberdarız? Birkaç yıl sonra üretim için büyük fabrikalara ihtiyacımız olacak mı?

Kaynak ve ileri okuma: investmentu.com

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.