Otonom sistemleri, robot çağı derken bir kısmımızın ütopik bir kısmımızın ise distopik bir bakış açısıyla beklediği bir gelecek var. Kimimiz uzaylı istilası, kimimiz robotların isyanını düşlerken bunların dışında kalan azınlık olarak nitelendirebileceğimiz iyimser bir kesim var. İyimserlere göre gelişen teknoloji adaletsizliği kıracak, geliştirdiğimiz robotlar ile sosyal refah sağlanacak ve dünya daha güzel bir yer haline gelecek.
Ancak günümüzde ülkelere bakacak olursak bahse konu refah düzeyi, gelişmişlik indeksi ya da mutluluk oranı gibi kavramlar ön plana çıkmıyor. Geçmişten günümüze irdelediğimizde dünya süper güç olmak isteyen ve ayakta kalmaya çalışan ülkeler olarak ikiye ayrılıyor. Her iki durumda da nasibini halk alıyor. Kapitalist dünya refah seviyesini artırmayı vaat ederken bu dağılımı eşit bir şekilde yapmayı başaramadı. Özetle filler tepişiyor, yeşillikler eziliyor.
Asıl konu fillerin tepişmesini önleyerek yeşillikleri filizlendirmek
Endüstri 4.0 ile birlikte yakın gelecekte maliyetlerin düşmesini, insan gücü ihtiyacının ortadan kalkmasını bekleyebiliriz. Tarladaki pamuğu robotlar toplayacak, ipler otonom sistemiyle üretilecek, algoritmalarla kalite sağlanacak. Böyle bir ortamda devletlerin kendi toplumuna sahip olduğu güç oranında maddi paylaşımda bulunması gündemde. Yani kapitalist kültür yerini tam tersi bir duruma, sosyalizme bırakabilir. Elbette bu yeni düzenin temelinde insanlara refah sağlamak yatıyor. Aslında onlarca yıldır konuşulan, 2017 yılından itibaren sıkça duymaya başladığımız ama şu günlerde COVID-19 pandemisiyle tekrar gündemimize gelen evrensel temel gelir ile bahsettiğimiz refahın sağlanması bekleniyor.
Evrensel Temel Gelir, Orijinal ismi Universal Basic Income ya da Uncoditional Basic Income, yani Koşulsuz Temel Gelir, en basit anlatımıyla; devletlerin vatandaşlarına hiçbir karşılık beklemeden aylık maaş vermesini savunan ekonomik modeldir. Bu modele göre; aylık gelir için çalışmak zorunda olmayan insanlar bilim, felsefe ve sanata yönelecek ve dünyanın refah düzeyi bir hayli yükselecektir.
Başarılı Olmuş UBI örnekleri (Futurism)
Kanada – Dauphin, Manitoba
1975-1980 arası uygulanmış. Yalnız bireylere 3 bin 386 Kanada Doları ve ailelere 4 bin 907 Kanada Doları verilmiş. Toplumun hastane masrafları azalmış, genel eğitim oranı artmış.
Namibiya – Omitara
2008-2009 arası uygulanmış. Yalnız bireylere ayda 100 Namibiya Doları verilmiş. O dönemde çocuk ölümleri, suç oranları azalmış ve genel eğitim oranı, sağlık merkezleri kullanımı, ekonomik faaliyetler artmış.
Hindistan – Madhya Pradesh
2011-2013 arasında uygulanmış. Yetişkinlere ayda 300 Rupi, çocuklara 150 Rupi verilmiş. Bu dönemde bölgede gıda tüketimi, beslenme, eğitim ve ekonomik faaliyetler artmış; hastalık ve borçlanma oranları azalmış.
ABD – Alaska
Burada uygulanan model tam anlamı ile bir Evrensel Temel Gelir programı değil ama benzer şekilde çalışıyor. Alaska hükümeti 1982’den beri doğal kaynaklarını kullanmak isteyen tüm firmalardan belli bir ödenek alıyor ve bunu ‘Alaska Permament Fund’ isimli fonda topluyor. Bu fon Alaska’da yaşayan herkese yılda 800-2.000 dolar arası maaş ödüyor.
ABD’de Evrensel Temel Gelir Uygulaması İçin İlk Şehir Stockton
Devam Etmekte Olan Pilot UBI Programları
- ABD – California, Oakland: 2016 ortasında uygulanmaya başlamış, kişi başı ayda 2 bin dolar.
- Brezilya – Quatinga Velho: 2008’den beri uygulanıyor, kişi başı ayda 40 Real (~10 dolar).
- Finlandiya: 2017 başında başlamış, çalışmayan yetişkinlere ayda 560 Euro (~596 dolar).
- Hollanda – Utrecht: 2017 başında başlamış, seçilmiş 250 vatandaşa ayda 960 Euro (~1.100 dolar).
- İtalya – Livorno: 2016’dan beri uygulanıyor, bölgedeki en fakir 200 aileye ayda 537 dolar.
- Uganda – Fort Portal: 2017’de başlıyor, 50 aileye yetişkin başına 18,25 dolar, çocuk başına 9,13 dolar.
Dünyanın çeşitli yerlerinde küçük ölçeklerde deneyler yapılıyor ki insanların uygulama sonucunda çalışma alışkanlıklarının, üretkenliklerinin bundan nasıl etkileneceği, ne oranda iş kaybı olacağı daha iyi analiz edilebilsin. UBI gelir adaletsizliği ve otomasyon kavramlarıyla beraber hayatımıza giren bir model. Ancak bu modelin hayatımıza yerleşebilmesi için bazı şartların tam anlamıyla yerine getirilmesi gerekiyor:
- Periyodik: Bir kerelik ödenek olarak değil, düzenli aralıklarla (örneğin her ay) ödenmesi gerekir
- Nakit ödeme: Uygun bir değişim ortamında ödenir ve onu alanların ne harcadıklarına karar vermelerine izin verir. Bu nedenle, ayni (yiyecek veya hizmet gibi) ya da belirli bir kullanıma ayrılmış kuponlarlaa ödenmez.
- Bireysel: Hane bazında değil bireysel bazda ödenir.
- Evrensel: Pilot uygulama olmadan herkese ödenir.
- Koşulsuz: Çalışmaya veya çalışmaya istekli olduğunu göstermeye gerek kalmadan ödenir.
Evrensel (Koşulsuz) Temel Gelir modelinin koşullarını açıklayan bu özellikleri devletin halkı için kabul etmesi ve uygulaması gerekiyor. Küresel olarak baktığımızda yarı UBI olarak geçen emeklilik, çocuk parası, askeri gelir programları hali hazırda devam ediyor.
? Paranın ne şekilde verileceği önemli ?
Asgari şekilde hayatı devam ettirmeye yetecek kadar paranın her bir vatandaşa her ay karşılıksız olarak verilmesi yerine para kavramı devre dışı bırakılarak herkese aylık gıda yardımı ve fatura ödeme kolaylığı sağlanabilir. Önceden nasıl ki alış verişte al-ver sistemi kullanılıyorsa şimdi de o modele geçilebilir. Ekmek karşılığında bilgi, ilaç karşılığında gönüllü okuma gibi…
Bu noktada olası verilecek paranın ne şekilde verileceği de önem kazanıyor. Dijital ya da sodexo gibi bir sistem üzerinden harcanabilir ya da tahsis edilen paraya harcama kısıtlaması getirilebilir. Böylelikle son model iPhone alınması engellenir, televizyon boyutları büyümeye devam etmez. Özellikle dışa bağımlı ülkelerde böyle bir sistemin devreye girmesiyle ortaya çıkabilecek enflasyonu önlemek için yerli malı ürünler tercih edilerek değer kaybı önlenebilir. Bu model ile evlerinden çıkma ihtiyacı hissetmeyecek bir kesim için oyun ve porno sektörü ivme kazanabilir.
Ancak, evrensel temel gelir savunucularının bu fikre karşı olduğunu da hatırlatmakta fayda var. UBI guruları, bu ekonomi planının insanları tamamen özgür kılacak bir sistem olması gerektiğini düşünüyor. Bir insan, son model iPhone ile de kendi yaratıcı kişiliğine erişebilir veya erişemez, bu, bizim endişelenmemiz gereken bir kriter değildir
? Sürdürülebilir kaynaklarla giderleri azaltmak ?
Bu tarz bir getiri modelini uygulamadan önce belki de götürü şeklinde hayatımızda yer alan uygulamalar kaldırılabilir. Bunun için en basit örneğiyle bir faturayı incelememiz yeterli. Onun vergisi, bunun kesintisi, şunun kaçağı derken aslında hiç üzerimize vazife olmayan paraları ödemememiz sağlanabilir, özel tüketim vergileri ile anlam veremediğimiz yerlere para akışını kesebiliriz.
Sosyal dönüşümlerle sürdürülebilir kaynak kullanımı sağlanabilir. Örneğin ulaşımda bireysel araç kullanımı azaltılır, toplu taşıma teşvik edilir, bisiklet-elektrikli motor gibi ulaşım yollarına teşvik edilirse enerji ihtiyacı minimum seviyeye düşer.
? Ne olacak bu devletin hâli ?
Peki herkes sere serpe böyle yaşarsa ne olacak bu devletin hali? Bu noktada nüfus planlaması ve eğitimde kişisellik/bireysellik ön plana çıkıyor. Her çocuğun yetenekleri ve toplumun ihtiyaç duyduğu meslek dallarına göre yönlendirilmesi/yetiştirilmesi sere serpe durumunu ortadan kaldırarak her anlamda ve alanda üreten bireyleri ve böyle refah seviyesi yüksek bir devleti meydana getirecektir. Aksi takdirde kaynakları tüketip kendi kendimizi yemenin kaçınılmaz bir son olacağı da muhakkak.
Bu noktada vasıflı vasıfsız çalışan ayrımı tarih olabilir. Çünkü böyle bir sistemde her bir vasıfsız ekonomik kaygılarından arınarak hayalini kurduğu ya da sosyal fayda sağlayacağı bir alanda yer edinebilir.
Normalde, UBI özelinde düşündüğümüzde, robotların işlerin büyük bir çoğunluğunu ele geçirmeden önce böyle bir ekonomik sistemin tam anlamıyla uygulanması beklenmiyordu. Eğer bu senaryo üzerinden ilerlersek zaten tüm vasıfsız işler ve vasıflı işlerin birçoğu robotlar tarafından halledilecek ve biz insanlara sadece yaratıcı işler, kişisel girişimler kalacak. Ancak, asıl soru işaretimiz, yaşanan bu coronavirus pandemisi, bu ekonomi sistemini öne çekebilir mi? Zira, Amerika gibi sağlık sistemini tamamen özelleştirmiş ülkelerin pandemiye karşı aldığı önlemlerde bir hayli gecikmesi, milyonlarca insanın sağlık sisteminden faydalanamaması gibi sorunlardan sonra; Evrensel Sağlık Sigortası gündeme gelebilir. Bu da Evrensel Temel Gelir’in bir alt dalı olarak görülebilir.
? Sonuç olarak; Modern Sosyalizm?
Temel geliri yalnızca refah sağlayacak bir fayda ve yeni çağın bir gerekliliği olarak görebiliriz. Bireysel özgürlüklere zarar vermeden, devletin çıkarları da gözetilerek yapılacak reformlar ile denenmesi sağlanabilir. En nihayetinde gelişen tüm sistemlerin temelinde insanlığa hizmet etmesi hedeflendiği için kapitalist dünya yerini modern bir sosyalizme bırakabilir.
Teknolojik ve kültürel olarak bu aşamaya yakın zamanda erişeceğimiz aşikar. Asıl soru işaretimiz, devletlerin ve büyük para sahiplerinin (balinaların) bu konuda kendi çıkarlarını düşünerek yapacağı hamleler ve devletler arasındaki ilişkiler olacaktır. Bu konuda da bir öngörüde bulunabilmek, bizim adımıza imkansız gibi duruyor.