Geçmişten bu yana yaşanan gelişmeleri düşündüğümüzde sürekli reaksiyon gösterdiğimiz, önlemler aldığımız ve umut ettiğimiz dönemler oldu. Savaşlar, salgınlar, ekonomik buhranlar ve nice olaylar karşısında her zaman çözümler ürettik. Planlanan çözümlerde eğitimden, yüksek teknolojilerden ve istikrarlı çalışmalardan faydalandık.
İklim değişikliği, doğal afetler ve kuraklık gibi zamana bağlı etkenler yerine milyonlarca insanın yaşamını ve geçim kaynaklarını tehdit eden salgın hastalıkların çarpıcı etkisi daha hızlı reaksiyon göstermemizi sağlıyor. Şu anda içinde bulunduğumuz karantina hiçbir şekilde insanlığın ya da yüzyılın sonu değil; aksine insan toplumunun ne kadar şaşırtıcı derecede reaksiyon gösterdiğine ışık tutan bir olay.
Yaşanan salgın krizi nedeniyle yılın başında ABD’de Temsilciler Meclisi’nin finans komitesi, her Amerikalıya kriz süresi boyunca ve bir yıl sonra ayda 2.000$ ödemeyi önerdi. Türkiye’de Pandemi Sosyal Destek Ön Başvurusu adı altında ihtiyaç sahiplerine yardım edildi. Önerilen bu tarz teklif ve bağışlanan yardımlara tam anlamıyla UBI diyemeyiz. Ancak COVID-19 ile birlikte tekrar gündeme gelen UBI’ye temel hazırladığını söyleyebiliriz.
Evrensel Temel Gelir (UBI) Ne Vaat ediyor?
Koronavirüs krizinin ardından tekrar gündeme gelen [tooltip tip=”Universal Basic Income veya Unconditional Basic Income kavramının kısaltılmış şeklidir. Çok sık kullanılır.”]UBI[/tooltip]’nın ne olup ne olmadığından buradaki yazımızda bahsetmiştik. UBI düz ve basit bir sistem. Politik olarak devlet bürokrasisine olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Refah kavramını ortaya çıkarıyor. Herkes aynı tutuma maruz kaldığı noktada kutuplaşmaları azaltıyor. Neredeyse hepimizin yaşadığı parasızlık ya da naif tabirle ekonomik güvensizlik korkusunu ortadan kaldırıyor. Bu demek oluyor ki daha az uykusuz geceler, daha çok tadına varılmış günler geçirebiliriz.
“Herkesin buna [UBI] sahip olduğu bir toplumu hayal edin. Bunun nasıl bir inovasyon ve yaratıcılık patlamasına yol açabileceğini görmek çok kolay.”
? Hepimiz çalışıyormuş gibi yapıyoruz ama gerçekten ne yapıyoruz ?
Şirketlerin dijitalde halledebileceği çok sayıda kâğıt işiyle meşgul olduğunu az çok tahmin edebiliyoruz. Bu tarz işlerin anlamsız olduğunu hisseden insanlar gün geçtikçe artıyor. Konu ile ilgili 849 İngiliz yetişkin insanla yapılan bir ankette, çalışanların yüzde 37’si çalışmalarının “dünyaya anlamlı bir katkı sağlamadığını” söyledi. Belki de distopik geleceğin bir noktasında hepimiz çalışıyormuş gibi yapıyoruz ama gerçekten boğuluyoruz.
Otomasyon nedeniyle kaybolma riskiyle karşı karşıya olan pek çok sektör bulunuyor. Ancak gerçek şu ki, öngörülenin aksine hiçbir sektörde yüzde yüz otomasyon sistemi bulunmuyor. Kullanılan tüm sistem şu anda bildiğimiz teknolojiye dayanıyor.
İnsanlar daha fazla satın alıyor; bu da istihdamı ve gelirleri artırıyor. Bunların artmasıyla ödediğimiz vergiler de artıyor. Kaldı ki bir çok ülkede gelire göre sorumlu tutulan vergiler, ülkemizde zengin fakir ayırt etmeksizin herkesten aynı şekilde talep ediliyor. UBI kapitalizmin otomasyon dünyasında da işleyebilmesinin tek yolu olarak görülüyor.
[button color=”red” size=”normal” alignment=”center” rel=”follow” openin=”newwindow” url=”https://www.gelecekburada.net/evrensel-temel-gelir-ubi-nedir-bizim-icin-ne-ifade-ediyor/”]Evrensel Temel Gelir (UBI) Nedir, Bizim İçin Ne İfade Ediyor?[/button]
Kapitalizmin nihai amacı hayatı okul deneyimine olabildiğince yakın hâle getirmek olabilir. Nitekim Endüstri 4.0‘ın ardından Japonya’da literatüre giren Toplum 5.0 bu konuya ışık tutuyor.
Bir düşünelim: Ana okulundan lise sona kadar tek tip giyim, belirli günde okulda olma, teneffüs saatleri, disiplin cezaları, ayın öğrencisi… Tüm bu kavramların iş yaşamında karşılığı var.
Tek tip giyim fabrikasyonu, belirli günler çalışma saatlerini, teneffüs iş molalarını, ceza hatalı işleri, ödül ise zammı yansıtıyor. Ancak olaylar üniversiteye gelince biraz değişiyor. Formalar kalkıyor, istediğin derse girebiliyorsun, daha rahat bir öğrencilik hayatı yaşıyorsun.
Burada bize iki seçenek sunuluyor: mavi yaka mı olacaksın yoksa beyaz yaka mı? Yaka renklerinin devreye girmesiyle kimi çarkın başında kimiyse sonunda yer alıyor ancak hepsi o çarkın dönmesini sağlıyor. Bu çark dönerken altlar üstler, zenginler fakirler, açlar toklar gibi sınıf ayrımları yaşanıyor. Eşit gelirin olduğu bir dünyada kalıbıyla saygınlık kazanan kesim ne olacak dersiniz?
Daha önce Amerika’da Stockton şehrinin ve Hindistan’da Sikkim şehrinin Evrensel Temel Gelir testlerine başladığını aktarmış ve bir Kanada vatandaşının UBI deneyimleri yazısını dilimize çevirmiştik. Pandemi süreciyle birlikte daha da fazla artan UBI sesleri; aklımıza farklı soru işaretleri de getirmeye devam ediyor.
? Lüks Komünistler ?
Bu garip isim, İngiliz yazar ve aktivist Aaron Bastani tarafından üretildi. 2014 yılında bu tabiri açıklayan bir video hazırladı ve 2019’da Tam Otomatik Lüks Komünizm adlı bir kitap yazdı.
Robotların ve yapay zekânın tüm işi yaptığı bir toplumda olduğunuzu hayal edin. İhtiyacınız olan hemen hemen her şey dijital olarak teslim edilecek veya evde ucuz bir şekilde 3B yazıcıda üretilecek. İş gücünden tasarruf eden teknolojileri onlardan korkmak yerine benimsediğimiz ve toplumumuzu potansiyellerine göre düzenlediğimiz takdirde bu, haftada 10 saat çalışma ile iyi bir hayat yaşayabilmek anlamına gelebilir.
Bunlar, herkesin tercih edemeyeceği lüks markalar. Bu ürünlerin UBI ile alabileceğimiz bir fiyata düşmesi veya hepsini evde bir çoğaltıcıda yapabilmemiz, sosyo-kültür anlamda müşteri tabanını eşitleyecek. Peki bu bir nimet mi yoksa felaket mi? Herkesin yeterince ekonomik refaha sahip olduğu bir dünyada yaratıcı olmak, cömert olmak, yaşamdan zevk almak olması gereken asıl gerçek lüks. Bu lüksü elde ettikten sonra bazı zararlı arayışlar içinde olur muyuz dersiniz?
? Bağımlılıklar Artacak mı ?
2014 yılında Dünya Bankası’nın yaptığı çalışmalar doğrultusunda 19 farklı UBI benzeri fakirlere nakit transferi vakalarını incelendi. Alkol veya tütün satışlarında artış görülmedi; aksine küçük bir düşüş görüldü. Uyuşturucu ve alkol kullanımını yol açan ve artıran sebeplerin başında yoksulluk stresinin geldiği kanısına varmak yanlış olmaz sanırım.
Yeterli yiyecek ve boş zamanın olduğu bir yerde araştırma, keşif ve yaratıcılığa adanmış bir hayat herkesin dünyaya benzersiz katkılar sunmasını sağlar. UBI odaklı bir toplumunda çok daha gönüllü, çok daha karşılıksız iş görmeyi bekleyebiliriz. Nitekim Couchsurfing ve Airbnb buna güzel bir örnek oluşturuyor.
? Evrensel Temel Gelir işe yarar mı ?
Yeni bilgilere açık olmazsak, UBI’nin işe yarayabileceği fikrini kabul etmezsek, “iş” in gerçekten ne anlama geldiğine dair tanımımızı güncelleyemeyiz.
Masaya yiyecek koyacak kadar paramız olduğunda hayallerimizi gerçekleştirmek daha kolay bir hâl alıyor. Çünkü herkesin aynı şekilde değer gördüğü bir yaşamda kaçışı değil, yüzleşmeyi tercih ediyoruz. Bireylerin en iyi potansiyelini gösterdiği yaşamı, toplumun ortak geleceğine yarar sağlayacaktır.
Evrensel temel gelire geçişi bu kadar önemli kılan ve bakış açımızı değiştirmeye sevk eden yegâne neden bu olabilir. Geriye dönüp baktığımızda yaşanan onca savaş, açlık ve hastalık bunu düşündürümezken koronavirüs pandemisi son şansımız olabilir. Belki de sadece herkes için temel bir gelire yol açmakla kalmayıp, herkese gerçekten değer veren bir toplum olduğumuzu kanıtlayacaktır.
Kaynak: mashable