Blockchain teknolojisinin vaat ettiği avantajların çeşitli sektörler tarafından daha iyi anlaşılmasıyla birlikte, görünen o ki, geleneksel mekanizmalar köklü değişikliklere uğrayarak daha demokratik ve şeffaf bir işleyiş biçimine sahip olacaklar. Öyle ki, yakın gelecekte blockchain sayesinde fiziksel olarak görmediğimiz, dokunmadığımız eşyaları veya mülkleri satın alıp günün sonunda kafamızı yastığa koyduğumuzda gönül rahatlığıyla uykuya dalabileceğiz.

Micheal Arrington da böyle bir gelecek hayal ediyor olsa gerek. Arrington, Techcrunch.com’un kurucusu, geçtiğimiz günlerde Ukrayna’dan 60.000 dolar maliyetinde bir ev satın aldı. Kendisi satın alma sürecinin tamamını Blockchain aracılığıyla gerçekleştirmeseydi tabii ki bu haberi sizlerle paylaşıyor olmazdık. İşin ilginç yanı; satın alacağı evi görmek için Ukrayna’ya bile gitmemiş. İnternet üzerinden bir ayakkabı sipariş etmişsinizdir? Arrington’un yaptığını da buna benzetebiliriz sanırım.

Arrington şu an için uç bir örnek gibi gözükse de gelecekte -kaçınılmaz bir şekilde- bu tarz satın almaları doğal karşılayacağız. Thenextweb.com’dan Ben Dickson (yardımcı yazar), hala dünyanın birçok ülkesinde mülk sahiplenme işlemlerinin modası geçmiş ve güvenilirliği tartışılan teknoloji ve yöntemlerle gerçekleştirildiğini söylüyor. Örneğin ABD’de, adliye vb. birtakım mecralar tapu senetlerinin güvenli bir şekilde saklanmasından sorumluyken, İngiltere’de ise bu görev hükümet tarafından kontrol edilen tapu müdürlüğüne ait. Daha az gelişmiş ülkelerde ise ipler kültürel liderlerin veya kabilelerin elinde.

Asıl sorun şurada başlıyor: Güven unsuru olarak görülen bu mecralar, anlaşma esnasında imzalanan belgelerin içeriğinde karşı tarafın aleyhine değişiklikler yapmak isterse ne olacak? Mağdurlar, karşı tarafın haksız olduğunu nasıl kanıtlayacaklar? Bunlar, Dickson’ın zihnimize tutuşturduğu yalnızca birkaç soru.

Blockchain tüm bu problemlerin üstesinden gelebilir. Gerçekleştirdiğiniz bir işleme ait bilgilerin, herkes tarafından erişilebilen merkezi bir defterde toplandığını (ana veritabanı) hayal edin. Kayıt altında tutulan bilgiler, binlerce bilgisayar üzerinde aynı anda depolanıyor ve güncelleniyor. Dolayısıyla birisi bilgiyi değiştirmek istediğinde bunu binlerce bilgisayar üzerinde gerçekleştirmesi gerekiyor, ki bu pratik olarak imkansız…

Değinilmesi gereken bir diğer konu ise bürokrasi. Dickson’ın dediğine göre, emlak sektöründeki mevcut gidişat bir mülkün sahiplenilmesini –dünya genelinde bakarsak- yalnızca zengin kesim için mümkün kılıyor ve yatıcımcılar için elverişli bir ekosistem mevcut değil.

BitProperty adlı platform, hem yatırımcı hem de satıcı için win-win diyebileceğimiz bir ekosistem olma iddasında. Sistemin işleyişi basit. İnsanlar öncelikle mülklerini blockchain’e kaydediyorlar. Ardından mülklerinin, diyelim ki, %25’lik kısmına denk gelen miktarı ‘jeton’ veya ‘dijital para birimi’ cinsinden belirliyorlar. Son olarak yatırımcılar, satın almak istedikleri hisseye karşılık gelen miktarda jeton veya dijital para birimi satın alarak mülkte hisse sahibi oluyorlar.

Gelecekte inşaat şirketleri bu platformu fon yaratma amacıyla da kullanabilir. Şöyle ki, şirketin yeni projesine yatırım yapmak isteyen herkes, initial coin offering (ICO) sayesinde jeton veya dijital para birimi satın alarak şirketin fon yaratmasına katkıda bulunabilecek ve karşılığında proje bittiğinde yatırımlarıyla orantılı miktarda gelir elde edebilecek. En önemlisiyse, mülkün kirasından veya satışından elde edilen gelir, blockchain sayesinde tüm hissedarlar tarafından takip edilebilecek ve şeffaf bir yatırım ortamı sağlanacak.

Bu arada, hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda Estonya Hükümeti kendi dijital para birimini, estcoin, çıkaracağını duyurmuştu. Bu bağlamda hükümetin bir diğer planı ise, estcoin’i ICO ile yatırımcılara sunmak. Yatırımcılara estcoin satılması sonucu elde edilen gelirin ülkenin startup ekosistemini güçlendirecek bir girişim sermayesi fonu oluşturmak için kullanılabileceği belirtiliyor.

Sonuçta yalnızca emlak sektörünü değil; bankacılıktan siber güvenliğe, hatta araç ve ev paylaşım uygulamalarına kadar birçok konuda tüm hayatımızı derinden etkileyebilecek bir teknolojiyle karşı karşıyayız. Geçtiğimiz dönemlerde 40 milyon dolarlık bir yatırım daha alan Blockchain, kuşkusuz izlenmesi gereken teknolojiler listesinde başı çekiyor.

Kaynak: thenextweb.com

Share:

administrator

1997’de Nevşehir-Ortahisar’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nde Basım Teknolojileri eğitimi görüyor. Gazeteciliğe ve doğru bilgi alma hakkına inanan Hasan, bir Onaran olarak sosyal inisiyatifin ve eğitimin gücüne inanıyor, geleceğin nerede olduğunu araştırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir