Zamanında dizel araçların benzinli ve tüplü araçlara yaptığını, şimdi elektrikli araçlar eski muadillerine uyguluyor. En yeni, en sürdürülebilir ve kullanımı en rahat olanı tercih etmeye meyilliyiz. Üstelik bu meyil yalnızca bizim algı ve tercihlerimizin yarattığı bir durum değil, hükûmetler de elektrikli araçların kullanılmasını ve üretilmesini teşvik eden yatırımlar yapıyor.
Elektrikli araç devrimi çoktan geldi. Karbon ayak izimizin dünya üzerindeki etkilerini fiilen gözlemlemeye başladığımızda -bir yaz günü havanın 45 derece olması ya da baharda kar yağması gibi- bir kısmımız içten yanmalı motorlardan vazgeçmeye karar verdi. Fosil yakıt kullanan ve bu nedenle atmosfere yüksek oranda karbondioksit salınımı yapan eski tip araçlar yerini yeni nesil araçlara bırakmamak için direniyor. Elektrikli araç endüstrisinin de onların direnişinin önünü kesmek için ne kadar istekli olduğundan emin değiliz, bozuk şarj istasyonları bunun en büyük örneklerinden.
Uzun bir yolda ve bozuk şarj istasyonlarında elektrikli araçlar
2020 kışında elektrikli araç sahibi Ethan Zuckerman işe gidiyordu. Soğuk hava şartlarının elektrikli araçların menzilini azaltması gerçeğiyle karşı karşıya kaldığı bir anda şarj istasyonuna ihtiyaç duyduğunu fark etti. İnternetten kontrol ettiğinde yakınlarda bir şarj istasyonu olduğunu gördü ve yönünü oraya çevirdi. Ancak oraya ulaştığında durum pek parlak değildi, makine çalışmıyordu. Karşı sokakta bulunan bir diğer istasyon da benzer şekilde iş görmez durumdaydı. Zuckerman çaresizlik içinde bir benzin istasyonu buldu ve çalışanları arabasına uzatma kablosu takmaya ikna etti.
“Dondurucu soğukta iki buçuk saat boyunca orada oturdum. Bir şekilde en yakındaki kasabaya ulaşabilmek için yeterli şarj aldım ve sonra başka bir şarj cihazı kullanmam gerekti. Harika bir gece geçirdiğimi söyleyemem.”
– Ethan Zuckerman
Hükûmetlerin elektrikli araç kullanımı konusunda oldukça teşvik edici olduğundan bahsetmiştik. Bu amaçla kurulan kamusal şarj cihazları teoride vatandaşların istedikleri anda yakınlarındaki şarj istasyonuna ulaşabilmesine dayanıyor. Hatta yeni nesil kablosuz şarj istasyonları gibi daha efektif çözümler de mevcut. Ancak bakımların geciktirilmesi ve yapılan işlerin takibinin gerçekleştirilmemesi gibi rutin yürütme problemleri, pratikte bu cihazların yalnızca hayal kırıklığı oluşturmasına neden oluyor. Aynı Ethan Zuckerman’ın başına gelenler gibi. Yakın zamanlı bir araştırma San Francisco Körfez Bölgesi’ndeki halka açık şarj istasyonlarının yaklaşık dörtte birinin çalışmadığını ortaya koydu.
Hâlihazırda elektrikli araç sahibi olanlar ya da yakın zamanda bir tane edinmek isteyenler için bozuk şarj istasyonu problemi büyük bir soru işareti yaratıyor. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Plug In America tarafından yapılan bir ankete göre, kullanıcıların yaklaşık üçte biri bozuk şarj cihazlarının en azından “orta derecede bir endişe” yarattığını söyledi.
Çözüm mü? Elektrikli otomobil kullanıcıları ve analistlere göre, istasyonları kuran ve bakımını yapan şirketlerin hem yeni hem de mevcut 120.000’den fazla şarj cihazının güvenilir olduğundan emin olmak için daha fazlasını yapması gerekiyor.
Şarj melekleri
Ford Motor kısa süre önce, elektrikli arabalarını ve kamyonlarını satın alan kullanıcılarına enerji sağlamak adına birlikte çalıştığı şarj ağlarını test etmek için “şarj melekleri” adını verdiği müteahhitler göndermeye başladı. Tesla’nın aksine Ford, kendi şarj istasyonlarını inşa etmiyor ve işletmiyor.
Ford’un şarj melekleri ekibinin bir üyesi olan Nicole Larsen, Long Island’daki bir alışveriş merkezinde yer alan bir dizi şarj cihazına yanaştı. Şarj cihazı ile araç arasındaki veri aracını dizüstü bilgisayarından takip eden Larsen, verileri detaylandıran notlar aldı. Volkswagen’in bir parçası olan Electrify America tarafından üretilen ve işletilen şarj cihazları o gün iyi çalışıyordu. Ancak önceki gün bir kullanıcı cihazların arızalı olduğunu bildirmişti. Bu tarz olumsuzluklarda Larsen’in görevi ise sorunu çözmek için şarj şirketiyle birlikte çalışan Ford teknisyenlerini bilgilendirmekti.
Larsen kendi deneyimlerinde sorunların nadir olduğunu, ancak bazen “Bu istasyon bilgisayara bağladığımda kesinlikle bana ekranda bir hata verecek” diyebilecek kadar bariz seyrettiklerini belirtti.
Denetim çözüm getiriyor mu?
Electrify America gibi denetime önem veren şirketler dahi belirli menziller özelinde şarj istasyonlarına yetişemeyebiliyor. Bu da San Francisco’da olduğu gibi inkar edilemeyecek kadar büyük bir oranın müşteriler tarafından erişilemez hâle gelmesine neden oluyor. Hangi istasyonların bozulup hangilerinin sağlam kalacağını bilemeyen müşteriler ise günlük kullanımda elektrikli araç tercih etmekten çekiniyor. Yine de tüm bu olumsuz senaryolara rağmen elektrikli araç sahiplerinin çoğunun ortak kanısı araçların sürüşünden memnun oldukları ve asla benzinli araçlara dönmeyi düşünmedikleri yönünde.
Sanırız ki teknolojiyi önce öğrenecek, uygulayacak, özümseyeceğiz. Tüm gelişmeleri tam anlamıyla hayatımızın bir parçası haline getirmek için sadece biraz zamana ihtiyacımız var.
Kaynak: The New York Times