Ekvador, Şili, Lübnan, Irak, Mısır, Hong Kong, Barcelona ve Haiti’de halkın protestoları sürerken ölü ve yaralı sayısı her geçen gün artıyor. Öte yandan Avustralya’daki büyük yangınlar, Venedik’teki rekor deniz yükselmesi, ABD’deki aşırı soğuk dalgası, İngiltere’de bazı bölgelere sel vurması ve daha birçok ülke ise iklim değişikliğinin sonuçları ile karşılaşıyor.
Türkiye’de seçim sürecinde yaşananları da unutmadan, 2019 yılının tüm dünya için bir ‘baş kaldırma’ senesi olduğunu söylemek mümkün. Bu yılın en sevilen filmi olan ve gişedeki başarısıyla yapımcılarını da mutlu eden düşük gelirli bir gencin çıldırarak, farkında olmadan bir halk isyanı başlatmasını konu alan Joker filminin de başka bir yılda vizyona girmesi üzücü olurmuş.
Hong Kong, Çin hükûmetinin otoriter yapısından bağımsızlık talep ederken, Barcelona yıllardır istediği özerkliğini alabilmek ve hapse atılan Katalan siyasetçilerin hakkını aramak için sokakta. Haiti günlerce süren benzin kıtlığı ile çıldırmış durumdayken, Şili’de halk toplu taşımaya yapılan %4 zam sonrasında sokaklara dökülmüş durumda. Lübnan halkı Whatsapp’a getirilen vergiyi, Irak vatandaşları işsizliği, yolsuzluğu ve alt yapı sorunlarını; Mısır halkı yıllardır devam eden baskıcı yönetim anlayışını süsleyen, ekonomik krize rağmen gereksiz harcamalar yapan Sisi’yi protesto etmek için sokaklarda. Sokağa çıkmanın bir sonuç vermediğine inanmış durumda olan Türkiye ise son zamanlardaki intihar vakalarının ciddi bir şekilde artmasıyla benzer sinyalleri veriyor. Dünya çapındaki tüm protestolarının ortak noktasının yozlaşmış hükûmetler, sosyal eşitsizlikler ve halkını dinlemeyi reddeden liderler olduğu düşünülüyor.
Öte yandan Avustralya, İtalya, İngiltere ve ABD ise doğa olayları ile baş etmeye çalışıyor. Avustralya’daki arkadaşımın “bu yangınların olacağı bilinen bir şeydi ancak hükûmet gereken önlemleri almadı. Şimdiyse çıkıp ‘tanrı vatandaşlarımızın yardımcısı olsun, dualarımız sizinle’ diyerek tanrıya sığınıyorlar” yorumu ve diğer ülkelerin de iklim değişikliği konusunda yıllardır ciddi adımlar atmıyor olmaları gösteriyor ki bugünkü doğa olaylarımızın sebebini de yine yozlaşmış, halkı dinlemeyen hükûmetler olarak göstermek çok da zor değil. Başta İstanbul olmak üzere birçok şehrin iklim normallerini yansıtmıyor olması, Arjantin’in ekonomik krizi ve öğretmenleri bile greve götüren politik sorunları, Brezilya’da yaşanan yangınlar da Greta Thunberg’in şikayet ettiği ülkelerin pek de iyi durumda olmadığını gösteriyor. Greta Thunberg ve arkadaşlarının şikayetçi olduğu diğer 2 ülkeden birisi olan Fransa ise aylarca sarı yelekliler ile gündeme oturmuş, hükûmetin ekonomik politikaları eleştirilmişti.
Şu anda BBC ana sayfasında 1. sırada Avustralya’da kuraklığın vurduğu iki eyaletteki yangınlar, 3. sırada Venedik’te rekor deniz yükselmesi, 7. sırada ABD’deki aşırı soğuk dalgası ve 12. sıradaysa İngiltere’de selin vurduğu bölgelere asker gönderilmesi haberi var. #IklimKrizi
— Serkan Köybaşı (@serkankoybasi) November 13, 2019
Greta Thunberg önderliğinde iklim krizine dikkat etmek için sokağa dökülen gençler ise iklim değişikliği inkarcıları tarafından gizli bir gücün maşası olmakla suçlanmış, iklimde herhangi bir ciddi değişiklik olmadığı savunulmuştu. Thunberg’in politik bir kukla olduğu iddia edilmişti. Amerika başkanı Trump başta olmak üzere birçok siyasi ve milyonlarca vatandaş yapılan iklim gösterilerinin ardından doğaya verilen zararı azaltmak için daha dikkatli olmayı seçmek yerine Greta’yı suçlayacak argümanlar çıkarmak için çabalamıştı. Dünya’da yaşananlara baktığımızda; Greta’nın kimin askeri olduğunu bilmek mümkün değil ama yanlış bir noktaya parmak bastığını söylemek de imkansız.
Dünyanın nereye gittiğini ön görmek ise oldukça zor. Geliştirilen yeni teknolojilerin bir yandan her alanda [tooltip tip=”3B yazıcılar: üretimde demokrasi, blockchain: ekonomide demokrasi vb.”]’demokrasi'[/tooltip] yaratacağını söylüyoruz ancak baskıcı hükûmetler bir şekilde teknolojileri kendi faydasına kullanmanın yolunu buluyor ve halk ile devlet arasındaki iletişim sorunu, iletişim çağında olmamıza rağmen gün geçtikçe büyüyor. Bundan 100 yıl önce bir ülke başkanının bir köydeki insanın dertlerini dinleme imkanı bulunmazken bugün insanların köyden başkanlarına seslenebiliyor olması pratikte, teorideki kadar güçlü etkiler yaratamıyor. Bir de yakın gelecekte duygusuz ve emirlere itaat eden yapay zekâlı robotların güvenlik gücü olarak görev alacağını düşündüğümüzde; bugün yaşanan protestoların 10 yıl sonraki protestolara göre biraz daha yumuşak olduğunu, 10 yıl sonra sokağa çıkan insanların çok daha acımasız bir polis ordusuyla karşılaşabileceğini söyleyebiliriz. Neler yaşanacağını hep beraber göreceğiz ve çağın bize verdiği ‘gidişata etki edebilme’ gücünü de unutmamak faydamıza olacaktır.
[button color=”red” size=”normal” alignment=”center” rel=”follow” openin=”newwindow” url=”https://www.gelecekburada.net/benin-de-sosyal-medyayi-vergiye-baglayanlar-kafilesine-katildi/”]Benin de Sosyal Medyayı Vergiye Bağlayanlar Kafilesine Katıldı[/button]
Kaynaklar: BBC Türkçe – South China Morning Post