Yakın gelecekte karşılaşabileceğimiz birçok dijital insan senaryolarına bugünden hazırlıklı olmalı ve sorgusuz kabullenmeden önce getirilerini ve götürülerini dikkatle ele almalıyız. Serimizin bu ilk yazısında gelecek teknolojilerininin bir ürünü olan dijital insanların iş hayatında nasıl bir etki yaratacağı üzerine konuşacağız.
Yapay zekâ destekli “dijital insanlar” önümüzdeki birkaç yıl içinde gerek çevrim içi gerekse çevrim dışı deneyimlerimizde büyük bir role sahip olmaya hazırlanıyor. Özellikle uzaktan çalışma sürecine geçişimizde sıklıkla karşılaştığımız robot asistanlar ve chatbotlar yakın gelecekteki dijital insanlar dönüşümünün habercisi olarak değerlendirilebilir.
Dijital platformlarda insanlarla birebir etkileşimde bulunarak şirket çalışanı olmaya hazırlanan dijital insanlar, erişilebilirliği ve teknolojik donanımıyla birlikte yıkıcı teknolojileri şirket politikası olarak benimseyen şirketler tarafından, gelecekteki dönüşüme bugünden ayak uydurmanın bir adımı olarak görülüyor. Bu bağlamda IBM, Amazon, Deloitte, DXC ve Accenture; UneeQ çalışanı olan dijital insan uzmanları ile birlikte yapay zekâ iletişimini geliştirme ve devam eden benimseme sürecini iyileştirme adına ortaklık yapıyor.
Şirketlerin dijital insanları benimsemesi normal çalışanlar ve dijital çalışanlar arası çatışmalara, gerek yıl sonu görüşmeleri gerekse performans değerlendirme süreçleri esnasında olumsuz durumlar yaşanmasına sebep olabilir.
Dijital İnsanlar Geliştirme Ortaklığı
Dijital insanlar, hem gerçek hem de sanal platformalarda dünya çapındaki birçok işletmeye yardımcı olan yapay zekâ destekli sanal varlıklar olarak standart chatbotların ötesinde bir sıçrama yaratarak büyük şirketler tarafından yaygın olarak kullanılacak gibi gözüküyor.
Microsoft‘a göre, 2025 yılına geldiğimizde yapay zekâ tüm müşteri etkileşimlerinin %95’ini gerçekleştirebilecek gücü kazanabilir. Çoğumuz gerçek bir insan ile yüz yüze etkileşimlerde bulunmak isterken, yıkıcı teknolojilerle desteklenen dijital deneyimler kaçınılmaz gözüküyor.
Peki bu hepimizin isteyebileceği bir şey mi? Örneğin bir bankaya gittiğinizde probleminizi dijital bir insanla mı yoksa sizi daha iyi anlayabileceğine inandığınız gerçek bir insanla mı görüşmek istersiniz ya da şirkette danışmanız gereken herhangi bir durum olduğunda yan masanızda oturan iş arkadaşınıza mı yoksa önünüzdeki ekranda duran dijital çalışana mı danışmak istersiniz?
Microsoft Öngörüsünde Haklı Çıkabilir
Küresel bir danışmanlık ve araştırma firması olan Gartner‘daki araştırmacılar, beyaz yakalı işçilerin %70’inin 2022 yılına kadar chatbotlar, sesli asistanlar ve dijital insanlar gibi iletişimsel yapay zekâ platformlarıyla etkileşime gireceğini belirledi.
Dijital insanların gelecekteki potansiyel yaygınlığının esas sebebi sanal doğalarına rağmen etkileşimlerinin kişisel bir dokunuş hissi verebilecek olması olabilir. Kısmen yüz ifadeleri ve hatta ses tonu dahil olmak üzere hem sözlü hem de sözsüz ipuçlarını kullanma yetenekleri sayesinde insanlara yüz yüze etkileşimlerde hissettiği yakınlığı sunabilir ancak tüm bunlar gerçek bir etkileşim yaratabilmek için yeterli mi diye düşünmek gerekiyor.
Buna bağlı olarak, dijital insanlar iş hayatına dair birçok senaryoda ilgi çekici bir atmosfer yaratılmasına yardımcı olabilir. Aynı zamanda bu sayede şirketler hem işçilik maliyetlerinden tasarruf edebilir hem de müşteri memnuniyetine ek olarak marka imajını geliştirebilir. Tabii 7/24 destek sunabilecek olmalarının göz ardı edilemeyecek bir detay olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda dijital insanlar işletmelerin müşteriler için üst düzey-kişiselleştirilmiş deneyimler oluşturmalarına yardımcı olabilir.
Giderek bireyselleştiğimiz yeni dünya düzeninde teknolojinin sosyolojik etkilerini dijital insanlarla derinden hissedeceğe benziyoruz. Pandemi günleriyle gelen sosyal mesafe yakın gelecekte önüne geçemeyeceğimiz bir mesafeye dönüşebilir. Yıkıcı yeknolojilerin getirileri olduğu gibi götürüleri olduğunu da unutmamak gerekiyor.
UneeQ’in Dijital İnsanları
UneeQ, işletmelerin en az çabayla benzersiz bir dijital insan arayüzü oluşturmasına olanak tanıyarak yapay zekâ teknolojisi sayesinde eşi görülmemiş bir ölçekte etkileşimlerde insani bir dokunuş sunuyor.
“Vizyonumuz dijital insanlar için küresel bir standart hâline gelerek en iyi yaratıcı zihinlerin insan yaşamını iyileştiren inanılmaz deneyimler tasarlamasını ve inşa etmesini sağlamaktır. Bu ekosistem, müşterilerin marka deneyimini yeniden tanımlayacak ve kullanıcılarıyla duygusal bağlantı kuracak konuşma deneyimlerini başarılı bir şekilde dağıtabilmeleri için önemli bir rol oynayacaktır. IBM, Amazon, Deloitte, DXC ve Accenture ile kurduğumuz ortaklık bu hedefteki attığımız ilk adımlardan biri olabilir.”
–UneeQ Kurucusu ve CEO’su Danny Tomsett
Böyle bir teknoloji birçok farklı alanda hizmet veren şirketlerin daha geniş müşteri topluluğuna hizmet etmesini ve kâr odaklı gelişimlerini destekleyebilir. Şirketler dijital insan devrimine katılma fikrini benimseyebilir. Ancak, yapay zekâya dayalı sistemlerin giderek yaygınlaşmasına rağmen, bunları kullanmanın yararları ve riskleri sorgulanan ve tartışılan bir konu olmaya devam ediyor.
Evrensel temel gelir denemelerine tanıklık ettiğimiz günlerde yaşanan gelişmeler bu tür bir gelir kavramının rafa kaldırılmasına neden olabilir. Neticede şirketler dijital çalışanlarla düşen maaş maliyetinden memnun kalabilir ve bu da birçok kişiyi endişelendirdiği gibi bazı meslek grubunun tarihe karışmasıyla sonuçlanabilir.
Bir yandan yapay zekâ desteğiyle geliştirilen sosyal mesafe asistanlarıyla güvenli mesafeyi sağlarken bir diğer yandan görüntülerimizin deepfake videolarına malzeme olmasını ve kişisel veri gizliliğimizin ihlâl edilmesini önlemeye çalışıyoruz. Buna benzer birçok farklı endişe dijital insanlar devrimiyle birlikte kapımızı çalabilir.
Dijital insanlar gerçekten insani etkileşimlerde bulunarak yüz yüze iletişim hissi sunabilecek olsa dahi etik açıdan ne denli insani davranabilir diye düşündürüyor. Yakın gelecekte dijital insanlar hayatımızın bir parçası haline gelecek olursa ve sistemsel sorunlar yaşanırsa “bana mı güveniyorsunuz yoksa o dijitale” mi tartışmaları olası gözüküyor. Bunun yanı sıra dijital doktor, öğretmen, mühendis gibi kavramlar da şimdi yabancı olduğumuz ancak gelecekte alışık olacağımız mesleklere dönüşebilir.
Serimizin 2. yazısında dijital eğitimde dijital insanların hangi rolleri üstlenebileceğinden, neleri değiştirebileceğinden ve nasıl bir dönüşüm yaratabileceğinden bahsedeceğiz.
Kaynak: Interesting Engineering